Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

İDEOLOJİ -II

1- İdeoloji yanlış bilinçlenmedir: "If in all ideology men and their circumstances appear upside-down as in a camera obscura, this phenomenon arises just as much from their historical life-process as the inversion of objects on the retina from their physical life-process”.

Alman İdeolojisi'nde Marx ideolojiyi bu cümle ile izah eder. yaklaşık Türkçesi söyledir:

"Eğer ideolojilerde insanlar ve onların ilişkileri camera obscura da olduğu gibi tepe taklak görünüyor ise; objelerin gözün retinasında ters olarak görünmesinin onların fiziksel - yaşam süreçlerinden doğması gibi, bu olgu da onların tarihsel yaşam süreçlerinden doğar".

Camera Obscura, objelerin görüntüsünün kamerada ters olarak yansıması anlamına gelir.

Bu nedenle ideoloji tarihsel açıdan "yanlış bilinçlilik" ( false conciousness) oluşturur.

1980 askeri darbesinden sonra küresel ekonomiye hızla eklemlenen Türkiye ekonomisini dikkatle takip edin. Şu sonuca ulaşılacaktır. Ne zaman genç işsizlik artarsa, insanlar önce yerel yönetimlerde iktidara son vermiş, sonra da genel seçimlerde iktidarı devirmiştir. Özal'ın kaderi böyledir. Buna paralel olarak genç işsizlik arttıkça siyasi iktidarlar ise ideoloji olarak milliyetçilik ve dini referanslara sıkça başvurmuşlardır. her ikisi de yığınları teskin ve mevcut duruma rıza üretir.

Türkiye'de 2015 yılı tarihte örneği az görünen müterake artan oranlı derin bir krizin başlangıç tarihidir. Bu tarihte refah dönemine ilişkin "barış görüşmeleri" , AB reform süreçleri, demokrasiye ait Venedik kriterlerine bir anda son verilerek, ırkçı- şovenist ve militarist bir söylem ile birlikte dini söylemlere ve referanslara aniden hız verilmiştir.

Böylece insanların kendi yaşam koşullarının ve sınıf çıkarlarının bilincine erişmesi "camera obscura" edilerek, tarihsel çıkarlar ön plana çıkarılmıştır. Bunun tipik örneği "mavi vatan" ve "beka meselesi"dir. O kadar ki, Türkiye'nin bekası Kabil'den ve Şam'dan başlatılmıştır.

Egemen söylem egemen sınıfın söylemidir. Bu ırkçı- şoven kuşatma kırılmadıkça, tek tek bireylerin kendi çıkarları açısından irrasyonel düşünmesi zorlaşmaktadır. Zira tarihsel açıdan yalanlar gerçeklerden daha kuvvetli bir duygudur. Tüm Yahudi tarihi bunun kanıtıdır.

Yine de tek tek irrasyonel birey davranışlarının rasyonel bir toplum tasavvuru doğurması olasıdır. Y a da tam tersi. Şöyle ki; her birey için tasarruf yapması zenginliğini artırır. Bu rasyonel bir davranıştır. Oysa tüm bireylerin aynı şekilde davranması üretimi durdurur ve tasarruf yapacak iş alanı bırakmayarak, irrasyonel bir fenomene dönüşür. Ya da tam tersi.

2- İdeolog kendi adına konuşmaz; o nedenle hata yapmaz.

Tam da yukarıda saydığım nedenler ile, ideoloji salt kendinin bilincidir ama ideolog asla kendi adına konuşmaz. O, My Flower gemisi ile ABD'ye ilk gelen atalarının kahramanlık destanlarına ( ABD'de de ne 11 eylül gibi ne zaman bir sorun olsa hep aynı moda dönülür ve o an yaşatılır), muazzam mücadele azimlerine başvurur. Veya Ergenekon'dan destansı çıkış ile asrı saadet döneminin faziletli ve ahlaklı yaşam menkıbeleri ile Ulubatlı Hasan'ın şehadeti, Mohaç Türküsü ve sonsuz olguya başvurulur.

İdeoloji bunu yaparken anakronist bir analoji kullanır. Anoloji en ilkel ve fakat o kadar da tutarlı bir mantıktır. Hiçbir bilgi formu , soyutlama, kavram ve analitik düşün içermez.

İdeolog sürekli ya o, ya da o mantığını kullanır. Oysa üçüncü şeyin bigis yok ise hakikat imkansızıdır.

3- ideoloji sürekli bir'i ikiye bölerek işlevselleştirir. Bu nedenle ikinin bir'i için sürekli dikensiz gül bahçesi yaratır iken, diğeri için dünyayı cehenneme çevirir.

4- İdeoloji dış dünyadaki olguları, şeyleri, fenomenleri kendi anlam dünyasına süreki eğip bükerek, selektif olarak veya tahrif ederek, olmasını istediği gibi transfer eder.

5- İdeoloji paralaks - mesafesini tahrip eder.

Her ben zaten bir öte bendir. O nedenle ben'in ötekileştirilmesine gerek yoktur. Ötekileştirme de hayali bir kavramdır. Ben zaten vbir ötekiyim, o nedenle ben'i ötekileştirmene gerek yoktur: ben ile öteki atasındaki fark paralaks- mesafesidir. İdeolog ise bu mesafeyi ortadan kaldırmak için şiddet kullanır.

6- İdeolog kendi beyninden yarattığı hayali şeyleri bağımsız şeyler olarak sunar, simgeleştirir ve onlar ile bağımsız nesnel - pratik ilişkiye girer. ( O nedenle ideolog aslında devlet içindeki slogan çetesidir. )

Bu nedenle bu dünyada olan şeyler, tasavvur edilen bir cennete olanların ( hayali ) izdüşümü olmalıdır, olması gerekmektedir. Gerekmektedir, çünkü ideoloji buyurgandır ve mutlak itaat ister. İdeoloğun taraftarları tıpkı Kagarna Putu'nun taraftarları gibi itaatkar ve fedakardır.1

Böylece ideoloji şiddeti ( devrimci şiddet) meşru kılar. Bu dünyada nesnelleşecek olan cennetin içinde önce mıntıka temizliği yapılmalı, mikroplar öldürülerek hijyen sağlanmalı, Kevser Irmağı'nda hiçbir kirlenmiş beden ve Tuba Ağacı'nın gölgesinde hiçbir günahkar ruh olmamalıdır.

7- İdeoloji önyargıları kesin bir yargı olarak sunar. Darfur Katliamının sorumlusu ve Cancavitler eli ile 650.000 kişinin katlinden sorumlu olarak Uluslararası ceza mahkemesi tarafından araması bulunan Sudan Devlet başkanı el Beşir Türkiye'ye geldiğinde Erdoğan sorulan soru üzerine tereddütsüz: " Müslüman cinayet işlemez" demiş idi. Aynı şey Kızıl Kmerler'in akıl almaz katliamları için sol cenah tarafından ifade edilmiştir.

İdeoloji bu yüzden ön yargılara dayalı, bilgi içermeyen, tikel olguları göz ardı eden ve hatta tikeli genelleştirerek bir düşünce iktisadı yapar.

Böylece ideolog asla tek tek bireysel olgular, dramalar ve minimal sorunlar ile ilgilenmez, sadece makro düşünce ile global perspektiften olaylara yön verir. Bu nedenle , Nyamar'da Müslümanların çıkışı Çin'in " bir kuşak bir yol" projesine engel olduğu için, tehcirleri meşru, onlar toptancı bir şekilde çağdışı ve gerici olarak görülür.

8- İdeoloji asla bir hukuk formu ve normu içermez. Bu konuda kendi adıma hukuk ve adalet platformunda yayımladığım, ideolojik devlet ve hukuk devleti videosunu öneririm.

9- İdeoloji tikeli genelleştirerek eylem konusu yapar ve geneleştirilmiş tikelleri ideoloğun kafasındaki öncüllere teşmil ve irca eder.

10- İdeoloji doğal olanı zorunlu hale getirir.

Her anne çocuğunu sever önermesi, ideolojide her anne çocuğunu sevmek zorundadır şekline çevrilir ve buna uymayanlara da müeyyide uygulanır. Her insan ülkesini sever önermesi de böyle uygulanır ve sevmediği tasavvur edilenlerin Moskova'ya gönderilmesi önerilir.

11- İdeoloji söylemi sürekli tekrar ederek özneyi yeniden yaratır.

12- İdeoloji sürekli olarak bir " çifte düşün" işlemi ve hafıza boşluğu ( deliği- çukuru) yaratır ve istenilmeyen her şey bu boşluktan içeri atılır.

13- İdeoloji salt bir yalın bilinçliliktir. İdeolog için tek gerçek bilinç türü kendinin bilincidir.

14- İdeolog için üç tür dünya vardır. Kafasız bir dünya, dünyasız bir kafa ve kafadaki dünya.

O kafasız bir dünyanın tek kafasıdır ve dış dünyadaki gerçeklik onun kafasındaki gerçekliğe den düşmüyor ise vay gele gerçekliğin başına. O zaman gerçekliğin kendisi Prometus'un çarpım cetveline vurulur. 12, 13 ve 14 maddeler ayrı bir yazı konusu olup; ideolojik devlet ile hukuk devleti arasındaki keskin tarihi farklar yazılmaya muhtaçtır.

11.09.2021

1- Kagarna Putu taraftarları Hindistan'da dır. o kadar bağlıdırlar ki şefe; onun arabası yoldan geçer iken kendilerini arabasının altına atarak ölmek ve böylece cennete gitmek isterler.

Önceki ve Sonraki Yazılar