Kazakistan Halkı Asamblesi Kurultayı yapılacak
Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Başkanı Mesut Emre Karaköse, yaklaşan Kazakistan Halkı Asamblesi'nin 29. Kurultayı ile ilgili beklentileri ve muhtemel gelişmeleri değerlendirdiği makalesinde, "Kazakistan iç barışı ve güvenliği güçlendirmek, bütün etnisitelerin kültürel varlığını korumak ve ayrıca uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalmak için aktif olarak çalışmaya devam ettiğini" vurguluyor.
Kazakistan Halk Asamblesinin olağan toplantısı yaklaşıyor. Kazakistan’ın çeşitli illerinden üyelerin katılımıyla Kazakistan Halkı Asamblesinin 29. Kurultayının 28 Nisan’da Başkent Nur-Sultan’da yapılması planlanıyor. Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı-Elbaşı Nursultan Nazarbayev'in başkanlığında gerçekleşecek Kurultaya, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev, Kazakistan Başbakanı Askar Mamin, Hükümet ve Kazakistan Halkı Asamblesi üyeleri ve çok sayıda davetlinin iştirak etmesi öngörülüyor.
Ülkede yerleşik grupların kültürünün, dilinin ve geleneklerinin canlı tutulması, korunması ve gelişmesini sağlamak, ülkede birlik ve beraberliği arttırmak amaçlarıyla faaliyet gösteren Kazakistan Halk Asamblesinin yıllık olağan toplantısı ülke siyaseti ve toplumsal yapısı açısından da büyük önem taşıyor.
Kazakistan’ın Etnik Yapısı ve Siyaseti
Uluğ Türkistan’ın önemli bir parçası ve stratejik odaklarından biri olan Kazakistan, eski zamanlardan bu yana Türk soylu halklarla birlikte farklı etnik gruplara mensup toplulukları da barındırmakta olan bir ülkedir. Bu etnik karışıklıkta emperyal güçler tarafından bölgeye yönelik uygulanan etno-politik projelerin de önemli katkısı olmuştur.
SSCB’nin dağılması ile Sovyet sonrası coğrafyada etnik gruplar arası büyük gerilim ve çatışmalar yaşanmıştır. Bu çatışmalar sonucunda sınırlar değişmiştir. Azerbaycan, Gürcistan ve Moldovya gibi ülkeler topraklarının bir kısmını kaybetmiştir. Tacikistan’da kanlı bir iç savaş yaşanmış, Kırgızistan’da ağır şiddet olayları meydana gelmiş, Rusya’da ise Çeçenistan ile iki kez yaşanan savaşın ardından Kuzey Kafkasya’da yüksek seviyede bir etnik ayrılıkçılık rüzgârı esmiştir. Etnik çatışmalar ve etnik ayrılıkçılık ülkeler arasında savaşları da tetiklemiştir. 1990’ların başında Azerbaycan ile Ermenistan arasında, 2008 yılında Gürcistan ile Rusya arasında çıkan savaşlar bunun sonucudur.
Sovyet sonrası dönemde, çok etnikli yapıya sahip olan Kazakistan’da, geçiş döneminin tüm zorluklarına rağmen, etnik gruplar arasındaki muhtemel anlaşmazlıklar büyük çatışmalara dönüşmemiştir.
SSBC’nin 1990’lı yılların başında dağılmasıyla uzun yıllar süren baskıcı yönetimlerin ardından, özgürlüklerin ve demokrasinin sağlanması açısından Kazakistan’ın durumu pek de kolay değildi. Ülke nüfusunun demokratik alt yapısı istenen düzeye ulaşmamıştı. Vatandaşlarının yarısı günlük hayatta farklı dillerde konuşan ülkede, katılımcılık ve çoğulculuk gibi ilkelerin sağlanması yönünde adımlar atıldı. Kazakistan’ın Kazak kimliği etrafında demokratik bir siyaset zemini oluşturması, Nursultan Nazarbayev liderliğinde gerçekleşti.
Bugün neredeyse bütün Türk halkları yanında, başta Kazak halkı olmak üzere pek çok etnik yapı, aynı Devletin egemenliğinde müşterek kaderi paylaşmakta ve Kazakistan Cumhuriyeti’nin sağladığı imkânlar sayesinde kendi kültürlerini ve dillerini yaşatıp koruyabilmektedir.
30 yıllık yakın siyasi tarihinde hızlı bir ilerleme kaydeden Kazakistan, kendi içindeki etnik farklılıklara rağmen kısa sürede ulus olma bilincini sağlamış ve korumayı başarmıştır. Bütün Türk Dünyası ve bölge ülkeleri için örnek teşkil eden bu modelin oluşmasında, Kazakistan Halk Asamblesinin büyük önemi vardır. Çünkü Türk Dünyası bütünleşme sürecinde öncü roller üstlenen ve Türkiye’nin başlıca stratejik ortağı olan Kazakistan, bütün küresel tehditlere rağmen devasa sınırları içinde birliğini ve huzurunu korumayı başarmış ve bir istikrar coğrafyası olduğunu göstermiştir.
Çok kültürlü bir devletin temeli ve siyasi başarısının ürünü olan Kazakistan Halkı Asamblesi ve onun bünyesindeki yapıların faaliyetleri titizlikle incelenerek ulus devlet modelinin pekişmesindeki rolü değerlendirilmelidir. Avrasya bölgesinde barış ve istikrarın kurulması ve korunması için öncelikle bölge halklarının bir arada yaşamayı ve birbirine güvenmeyi öğrenmeleri gerekmektedir.
Kazakistan Halk Asamblesi
Yeni bir dünya düzeninin kuruluş aşamasında bağımsızlığını kazanan genç bir devletin, 3 milyon kilometre kareye yakın topraklarında istikrarı, huzuru ve barışı koruması çok önemli bir başarıdır. Bu başarıyı sağlayabilmek için Kazakistan, bağımsızlığın ilk dönemlerinde çok etnisiteli bir devleti ayakta tutabilmek için önemli sayılacak kararlar almıştır. Halklar arasındaki birlik ve beraberliği arttırmak gayesiyle yapılan faaliyetler bağlamında, Kazakistan Halkı Asamblesi’nin kurulması öngörülmüştür. Asamble, kuruluşundan sonra kısa bir süre içerisinde farklı etnik kökenlere, inançlara ve ideolojilere sahip Kazakistan halkını birleştiren bir yapı haline gelmiştir. Vatandaşlık bilincini, toplumsal barışı ve uyumu sağlayan bir oluşum halini almıştır. Bu suretle Kazakistan Halk Asamblesi farklılıkları bir arada tutabilen temel bir yapı haline gelmiştir.
Kazakistan Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ilk kez bağımsızlığın birinci yıldönümünde yani 1992 yılındaki Kazakistan Halk Forumunda, Kazakistan Halk Asamblesi kurma fikrini ortaya koymuştur. Asamble resmi olarak 1 Mart 1995 tarihinde alınan kararla “Kazakistan Halkları Asamblesi” adıyla kurulmuş, daha sonra 2007 yılında “Kazakistan Halkı Asamblesi” olarak adı değiştirilmiştir. 2007 yılında Kazakistan Cumhuriyeti Anayasasında yapılan değişiklikle Kazakistan Halkı Asamblesine anayasal statü ve parlamentoya Asambleden dokuz milletvekili seçme hakkı verilmiştir. Bu durum Asamblenin sosyo-politik önemini büyük ölçüde arttırmıştır. Meclise seçilen dokuz milletvekili devletteki tüm ulusları temsil etmektedir. Böylelikle Kazakistan Halk Asamblesi sadece sosyo-kültüre alanda değil, siyasal anlamda da büyük bir öneme kavuşmuştur.
Cumhurbaşkanına bağlı bir danışma organı olan Asamblenin görevi devletin milli politikasının gelişmesi ve uygulanmasını teşvik etmektir. Bu sistemin işlevselliği birçok dünya devleti tarafından takdir ve takip edilmektedir. Asamblenin etnik gruplar ve inanç grupları arasında uyumun güçlendirilmesine yönelik politika ve uygulamaları farklı ülkeler tarafından da benimsenmiş görünmektedir.
Küresel siyasi haritada, uluslararası ve etnik gruplar arası ilişkiler oldukça karmaşıktır. Etnik çeşitliliği fazla olan ülkelerin çoğu, huzurlu ve barış içinde yaşamakta zorlanmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde etnik çatışmalar meydana gelmektedir. Sosyal ve siyasal kurumların, Kazakistan Halk Asamblesi gibi etnik gruplar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ve geliştirilmesi amacına yönelik model arayışı söz konusudur. Kazakistan Halk Asamblesi, Kazakistan’ın etnik siyasetinin oluşum sürecinde hayati bir rol oynamıştır.
Demokratik zeminde siyasal katılımı artırmayı, çok partili demokratik yarışı sağlamak bu başarının gerekliliğidir. İç ve dış politikada dengeleri oluşturmak ve korumak için mülki ve idari birimlerin yanı sıra boyların ve etnik grupların yasama ve yürütmedeki temsiline dikkat edilmiş, mümkün olduğunca adil bir taksimatın yapılması amaçlanmıştır.
Kazakistan iç barışı ve güvenliği güçlendirmek, bütün etnisitelerin kültürel varlığını korumak ve ayrıca uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalmak için aktif olarak çalışmaya devam etmektedir. Kazakistan Halkı Asamblesi bu yolda en önemli yapıların başında gelmektedir. 28 Nisan’da yapılacak olan 29. Kurultay bu yönüyle büyük önem taşımaktadır. Kurultay toplantısı kardeş Kazakistan’a kutlu olsun! Çıkacak olan kararlar şimdiden hayırlı olsun!
Mesut Emre KARAKÖSE – SASAM Başkanı