Abdullah Gürgün
MASKELİ GEVEZELERLE ZAMAN ÖLDÜRMEK
Arkadaş bildiğin, arkandan kuyunu kazıyorsa
Dost bildiğin düşmanlık yapıyorsa
Yoldaş bildiğin yolsuzluk peşindeyse
Akrabalarım, dediğin akrepten beterse
Peşinden ayrılmayan hinlik peşindeyse
Zaman vermeye değer mi?
Adam ilkel, görmemiş, öğrenmemiş,
Yol yordam bilmiyor, ahkam kesiyor.
Erdem yok, kişilik, kimlik yok.
Olan benliğiyle barışık değil.
Olmadık kılıklara girmeye çalışıyor,
Sahte, yapay, iğreti... Besbelli
Anlatıyorsun, anlamıyor, anlamazdan geliyor.
Ağzı kalabalık, kültürsüz, sanatsız, müziksiz
Okuması yazması var, cahil
Bilgiç mi bilgiç, feylezof sanki
Sakal bıyık modellerini izliyor
Birgün entel, öteki gün dantel,
Herkesten fazla biliyor herşeyi
Aktör, aktris, artist... Rol kesiyor.
Adam zır cahil, hata üstüne hatalı.
Her konuda profesör, sana öğretmeye çalışıyor.
Yanlış yapıyor, yalan söylüyor,
Özrü kabahatinden büyük
Ona, buna, sana yüklemeye çalışıyor.
Sütten çıkmış ak kaşık...
Hep başkalarını karalıyor.
Sözde en ilerici, cumhuriyetçi, demokrat
Hatta Atatürkçü, devrimci
Bilse de bilmese de herşeyi biliyor geveze
Dinletmesini de biliyor, ondan soruluyor
İnsan hakları, özgürlükleri, memleket meseleleri
Kimseyi beğenmiyor, dünyanın merkezi
Yok insana, insani değerlere saygı, sevgisi
Eğer yazar, sahibinin sesiyse
Siyasetçi, neyin siyasetçisi olduğunu bilmezse
İş adamı, her türlü dümeni çevirirse
Din adamı yobazlık peşindeyse
Diplomat düşmanın borusunu öttürürse
gazeteci, tın tın boş gaztenekesiyse.
Her masanın, her zamanın adamlarıysa.
Ne olacak bu memleketin hali?
Kuşkusuz onları siz de iyi tanırsınız
Boşuna uğraşmayın, bilinçli düzelmezlerdendirler.
İnsanın iyi yanını alıp kötü yanını törpülemeye çalışmalı ya
Boşa gider zamanınız
Bilinçlidir, görevlidir
Karalamak, kışkırtmak, zarar vermektir işleri
Canınızı sıkarlar, sizi kırarlar, üzülürsünüz.
Özünde, aslında, mayasında
Aydına, aydınlanmaya, aydınlığa düşman
Memlekete, memleketini sevene düşman
Bize düşman, size düşman,
Mücadele edene düşman
Yabancı efendiye, ele hizmet edene hayran,
Zerre hayır gelmez bunlardan
Sanki Tunuslu Mahmut Paşa’nın torunu
Fiyakasından geçilmiyor.
Bir işe yaramıyor.
Hazır yiyor, parazit
Akıl öğretiyor, emir buyuruyor
İt ite, it kuyruğuna, misali
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Maskeli gevezelerle zaman öldürmeyi bıraktım;
Olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olanları
Az konuşan öz konuşan, iş yapan
İnsan olan insanları seviyorum
El ele, kol kola, omuz omuza
Mavi atlastan bir dünya için olanlarla
Birken bin, yüz binken milyonlar olmalıyım...
Kendimizi güzelliklere,
aydınlık günlere verelim.
Boşa gitmemeli, hiçbir an...
Az gittik, uz gittik
Dere tepe düz gittik
Bir arpa boyu yol gittik.
Öyle hızlı akıyor ki zaman...