Abdullah Gürgün

Abdullah Gürgün

PARAŞÜTÇÜ TEMEL

Temel askere gitmiş. Bakmışlar gözü kara bir delikanlı, en cesur, en zeki askerlerin gönderildiği Kayseri’ye paraşütçü olarak göndermişler. Oradaki maceraları bugün bile akıllardadır. Birkaçını anlatalım:

 

TEMEL’İN PARAŞÜT EĞİTİMİ

Temel askerde paraşütle atlama eğitimine başlamış. Eğitimi veren komutan askerlere;

“Bakın çocuklar birazdan uçaktan paraşütle atlayacaksınız. Atladıktan sonra paraşütün açılması için şu görmüş olduğunuz ipi çekiyorsunuz. Şayet bu ipi çektikten sonra paraşüt açılmazsa şu alt tarafta başka bir ip daha var onu çekersiniz. Baktınız yine açılmadı şu sağ tarafta bir ip daha var onu çekersiniz kesin açılır.

Yere indikten sonra aşağıda sizi bir araç bekliyor olacak ona binip birliğe geri geleceksiniz” der.

Uçak atlama yerine geldiğinde komutanı Temel’e atlamasını emreder.

Temel atlar, biraz düştükten sonra ilk ipi çeker biraz bekler paraşüt açılmaz. Diğer ipi çeker yine açılmaz, “İnşallah son ip paraşütü açar” diye düşünür.

Aksilik bu ya, son ipi çeker ama paraşüt gene açılmaz.

Temel aşağı doğru son sürat giderkenkendi kendine söylenir: “Ula aşağıda araç da beklemiyordur ha, kim bana kışlanun yolunu gösterecek şimdüda?”

 

TEMEL’İN PARAŞÜT RÜYASI

Gene paraşüt antremanı yapılacağı bir günün gecesi rüyasında rahmetli annesini görmüş.

Rahmetli Anne melekler gibi bembeyaz giysiler içindeymiş ve bembeyaz kanatlarıyla uçarak gelmiş ve Temel’e “Yarın senin paraşütün açılmayacak, ben de kurtaramam” demiş.

Ertesi gün sabah helikoptere binmişler. Herkes atlamış Temel atlamıyormuş. Komutan atlamasını emrediyormuş ama Temel uçağın kapısına dek geliyormuş ama annesinin sözlerini düşünüp geri geliyormuş. Komutan sonunda “Temel sen korkmazdın, neden atlamıyorsun?” diye sormuş.

Temel gördüğü rüyayı anlatmış. Komutan da “O zaman paraşütleri değişelim” demiş.

Paraşütleri değişmişler. O zaman Temel hemen tereddütsüz atlamış, paraşüt açılmış. Rahat rahat süzülerek inerken yanından komutanı hızla geçmiş.

Temel bağırmış: “Ha, komutanım nereye böyle acele, paraşütün de açılmamış” demiş.

Komutanı, basmış küfrü, “Ta senin paraşütünün açılmayacağını söyleyen ananın yanına”…

 

TEMEL PARAŞÜT TATBİKATINDA

Temel ile Dursun Askerliklerini birlikte yapıyorlarmış. Bir gün aynı askeri tatbikat yapılmış. Tatbikatta paraşütle uçaktan atlamak da varmış.

Sıraya girmişler ve sıraları gelince kendilerini boşluğa bırakmışlar. Temel’in paraşütü açılmış ama Dursun’un paraşütü açılmamış.

Dursun Temel’e bağırmış: “Ula Temel benim bu paraşüt açılmayi da!..”

Temel’de hemen cevap vermiş: “Ula uşağum yardımcı paraşütü aç, yardımcı paraşütü…”

Dursun ne kadar uğraştıysa da bir türlü yardımcı paraşütü de açmayı başaramamış ve Temel’e tekrar bağırmış: “ Ula Temel bu da açilmayi da!...”

Temel yanıtlamış: “Boş ver uşağum, nasıl olsa tatbikattayız da!..

 

TEMEL PARAŞÜT SATICISI

Temel, paraşütçü olarak askerlik yaparken Kayserili bir arkadaşıyla aynı zamanda bir paraşüt satış mağazası açmış. Boş zamanlarında paraşüt satıyorlarmış.

Bir gün dükkanda durma sırası Temel’deyken bir müşteri gelmiş ve sormuş:

- Diyelim ki bu paraşütü aldık, havadayken paraşüt ya açılmazsa ne yapacağız?

- Uşağım 1.düğmeye basarsan paraşüt açılır!

- Peki ya açılmazsa, o zaman ne yapacağız?

- O zaman 2.düğmeye basarsın, kesin açılır!

- Peki ya 2.düğmede de açılmazsa ne olacak?

- Ula o zaman 3.düğmeye basarsın, garanti açılır!

- Yine açılmazsa?

- O zaman getirirsin buraya, değiştiririz. 2 yıl garantisi vardır da.

 

TEMEL PARAŞÜT ŞAMPİYONU

Bir gün uluslararası bir paraşüt yarışması yapılacakmış. Paraşütünü en son açan paraşütçü şampiyon olacakmış. Temel’in cesaretini bilen komutanlar Türkiye’yi Temel’in temsil etmesinde görüş birliğine varmışlar.

Bütün paraşütçüleri taşıyan uçak on bin metre yükseğe çıkmış ve paraşütçüler atlamış. Amerikalı daha sekiz bin metredeyken, Rus ile Çinli yedi bin metredeyken, İsveçli altı bin metredeyken açmış, İngiliz, Alman, Fransız beş bin, dört bin, üç bin, derken birer ikişer tüm paraşütçüler atlıyormuş.

Temel şampiyon olarak ay yıldızlı al bayrağımızı göndere çektirmeye kararlıymış.

Tüm diğer paraşütçüler atlamışlar. En geriye kalan İranlı 900 metre kala paraşütünü açmış. Yunan paraşütçü bakmış ki pabuç pahalı, 500 metre kala o da açmış.

Temel tek kalınca güvenle yere bakmış yere, “Ha gelmişüz artık, paraşüt açmaya ne lüzumu var, daa” demiş ve şampiyon olmuş.

O gün bugündür tüm dünya paraşütçüleri bizim Temel’i kıskanıyorlarmış.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar