KADIN BESTECİLERİMİZDEN ÖRNEKLER

Onlar hem kadın hem anne hem eş hem ev hanımı hem de üstün yetenekleri olan ressam, yazar, şair ve bestekârlar…

Bugün onlarca bestekar hamın sanatçımızdan birkaçını hatırlatmak istedim.

Osmanlı Sarayında, erkekler Enderun’un meşk hanesinde, kadınlar da Harem-i Hümayunda ya da saray dışındaki konaklarda , müzik hocalarından ders alırlardı. Kadınlar için çok değerli sanatçılar hocalık yapmıştı.

Sazendeler genellikle kalfalık unvanına yükselirdi. Bunlara ‘’ Sazende Kalfa ‘’, başlarına da ‘’ Baş Sazende ‘’ veya ‘’ Sazende Başı ‘’ denirdi.

En önemli isim , III. Selim‘in de hocası olan Dilhayat Kalfa’ydı.

Dilhayat Kalfa : 1710 – 1780 yıllarında yaşadı. Aynı zaman da tanbur çalıyordu. Evcârâ makamındaki peşrevi ve saz semaisi en ünlü eserleriydi.

18.yy güfte mecmualarından olan Hekimbaşı Mecmuasında ‘’ Dilhayat‘’ adına kayıtlı 15 kadar eser bulunuyor.

19.yy’dan itibaren Osmanlı Sarayı Kültürel açıdan batının etkisinde kalmaktaydı. Sultan kızlarının hem de cariyelerin piyano dersi alması 19.yy’da Sultan Abdülmecit zamanında başladı. Bu dönemin en önemli bestecisi, icracısı ve edebiyatçılarından biri Leyla Saz hanımdı.

Leyla Saz Hanım 1850’de doğdu. Çocukluğu sarayda geçti. Fransızca, Rumca, Arapça ve Farsça öğrendi.

16 yaşından itibaren de şiir yazmaya başladı. Zamanında gazetelere de şiirleri yayınlandı. 200’e yakın bestesi vardı. İşgal yıllarında Bostancı’daki köşkü ile birlikte, şiirlerinin çoğunun ve hatıra defterinin yandığı biliniyor.

1936 yılında aramızdan ayrılan Leyla Saz’ın güftesi İbrahim Uygun’un ve bestesi olan bir eseri şöyle:

“Seni sevdâ çiçeğim tâc-ı serim

Bilemezsin ne kadar çok severim

Bunu her gün sorarım, tazelerim

Söyle kalbinde benim var mı yerim”

Faize Engin, 1894’de doğdu. 1954’de vefat etti. Özel öğrenim gördü. Çok küçük yaşlarında Tanburi Cemil Beyden tanbur ve musiki dersleri aldı. Darulhenan‘da ve musiki derneklerinde tanbur öğretmenliği yaptı. Eşi Ruhi beyin teşviki ile bestekârlığa başladı. Çok güzel eserler bıraktı. İlk bestesi şeddiaraban makamındaki ‘’ Badei vuslat içilsin kâse-i fâğfurdan ‘’ dı .

Bade-i vuslat içilsin kase-i fağfurdan

Bir ilâhi neşe doğsun name-i tamburdan

Bade-i vuslat içilsin kase-i fağfurdan

Bir ilâhi neşe doğsun name-i tamburdan

Cüylar feryad ederken bahre duradurdan

İnlesin tambur agaş-ı yardan.

(Güfte: Abdülbâki Baykara)

Nikriz makamındaki ‘’ Gönül ne için ateşlere yansın ‘’ , acemaşiran makamındaki ‘’ Kime halim diyeyim , kime rüsva olayım ‘’ isimli besteleri en tanınmış eserlerindendi:

Kime hâlim diyeyim, kime feryâd edeyim

Kime rüsvây olayım, kime şekvâ edeyim

Kime bu dağ-ı derûnum kime ifhâm edeyim

Gülerek gel güleyim kendim(i) handân bileyim.

Neveser Kökdeş 1904’de doğdu. 1962’de aramızdan ayrıldı. 12 yaşında beste yapmaya başlamıştı. Çok iyi gitar, piano ve tanbur çalardı. Bir süre İstanbul Radyosunda tanbur çaldı. Operet bestecisi olan abisi Muhlis Sebahattin Ezgi’nin eserlerinin bazılarını taş plaklara okudu. Genellikle tango, vals, operet ve şarkı formlarında eserler besteledi.

İlk dünya güzelimiz Keriman Halis Ece’nin halası olan Neveser Kökdeş Kendisine Tango Şarkıları Kraliçesi unvanı verilmişti . 500 ile 1000 arsında bestesinin olduğu bilindiği halde, vasiyeti üzerine, ölürken tüm besteleri yakıldı. Bu nedenle bugüne 100 civarında bestesinin notaları ulaşabildi.

En bilinen eserleri ‘’ Ruhumda neşe hayale daldım ‘’, “Gül olsam ya sümbül olsam ‘’ , ‘’ Canandan uzak kaldım ‘’ , “Gül dalında öten bülbül olsam’’dı:

“Gül dalında öten bülbülün olsam

Ötsem yanık yanık gönlüne dolsam

Aşkını dilesem kalbimi sunsam

Ne olur uğruna sararıp solsam

Baharım, çiçeğim, güzelim, sevdiğim

Al beni kollarına, canım vereyim

Bir kuş olsam da pencerene konsam

Aşkın şarkısını sana okusam

Göğsünde yatsam da biraz uyusam

Elemi unutsam neş'emi bulsam

Baharım, çiçeğim, güzelim, sevdiğim

Sar beni kollarına, canım vereyim”

Semahat Özdenses, 1913’de doğdu. 2008’de aramızdan ayrıldı. 1940 yılında beste yapmaya başladı.” Akşam oldu hüzünlendim ben yine ‘’ , Her mevsim içimden gelir geçersin ‘’ , ‘’ Dün gece mehtaba daldım ‘’ isimli şarkıları ile adını altın harflerle yazdırdı:

“Dün gece mehtaba dalıp hep seni andım

Öyle bir ân geldi ki mehtâp seni sandım

Sevgili rüyâna mı aldın beni bir dem

Öyle bir ân geldi ki mehtâp seni sandım”

(Güfte: Mahmut Nedim Güntel)

TRT Repertuarında 35 kadar bestesinin olduğu bilinmekte ve bu besteler gönül telimizi titretmeye devam etmekte. . İlk kez ‘’ Beklerim her gün bu sahillerde isimli şarkıyı plağa okumuştu.

Melahat Pars, 1918’de doğdu. 2005 yılında vefat etti. Türk Musikisine pek çok sanatçı yetiştirdi. 1944 yılında Ankara Radyosuna girmişti. İlk bestesi 1948 yılında, hüzzam makamında yaptığı ‘’ Avare gönül yine sensiz hicrana daldı ‘’ adlı şarkıydı.

“Âvâre gönül yine sensiz hicrâna daldı

Bilmem ki neden o siyah gözlere kandı

Hasta kalbim yaşamaktan bıktı usandı

Bilmem ki neden o siyah gözlere kandı”

(Güfte: Yegâne Teksel)

Ankara’dan ayrılıp İstanbul’a yerleşmesinden sonra İstanbul Radyosunun Türk Musikisi yayınlarına katıldı. Bu dönemde de musiki severlerin dilinde olan ‘’ Gümüş tellerle örsem saçının her telini, kimse alamaz benden kalbimdeki yerini ‘’ adlı güfteyi kürdilihicazkar makamında bestelemişti. Ama en bilinen bestesi ‘’Ben gamlı hazan, sense bahar, dinle de vazgeç ‘’ isimli şarkıydı:

“Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç

Olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç

Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç (Güfte: Sıtkı Angınbaş)

Vecihe Daryal 1908’de doğdu. 1970’de aramızdan ayrıldı. Kanun eğitimine özel öğretmenle başlamıştı. Daha sonra özel yeteneği nedeniyle 9 yaşında Darülelhan'a kabul edilmişti.

İstanbul ve Ankara radyolarında görev yaptı. Sanat hayatının ilk konserini 1926 yılında Dârulelhan’ın Şark Musiki Şubesi adına, Beyoğlu’nda Unyon Farnsez salonunda verdi.

İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, 8 Mart 2011 Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Vecihe Daryal'ın anısını yaşatmak için, Kanuni Vecihe Daryal Semineri adıyla bir toplantı organize etti. Kanuni Vecihe Daryal Semineri'ne Prof. Ruhi Ayangil, Prof. Ş. Şehvar Beşiroğlu, Mehmet Emin Bitmez ve Ahmet Cennetoğlu konuşmacı olarak katıldılar.

Bir şarkısınını örnek vereyim: Makam: Nişâburek Usul: Müsemmen, Güfte: Hikmet Münir Ebcioğlu Söyleyen : Melahat Pars

“Gül yüzün soldukca ömrümden siler her neş'eyi

Yıldıran hırçın felaket istiyor bilmem neyi

Ey kader kıskanma aşkımı günahımdır benim

Merhamet bekler gönül çoktan unutmuş sevmeyi

Önceki ve Sonraki Yazılar