Ahmet Özdemir
KARA TREN GELMEZ M’OLA?
Zaman tünelinde gezinirken 1938’in 11 Aralık ayında olan bitenler arasında Sivas-Erzincan demir yolunun açılışını gördüm. Divriği yöresinde TV çekimi yaparken tren yolunun vadiler arasında coşkun ırmaklardan geçip tünelden tünele girişini görmüştüm. Bugün kullanan iş makinelerinin olmadığı zamanlarda o tünellerin kol gücüyle, balyoz, kazma, kürekle nasıl delindiğine hayretler etmiştim. Kalyon, vadi, koyakları çevreleyen yüce dağların yamaçlarında kazılan tünellerin biri bitmeden diğeri başlıyordu.
Trenler ve tren yolları. Ezgili duyguların hıçkırığı, tatlı, acı hüzünlerin notalara dökülemeyen besteleri.
Gurbet gurbet öten tren sesi ile kalbinize çöken acıyı hissedenleriniz var mı?
Henüz onbeş yaşındayken, iki güne yakın bir zamanda tek başıma trenle İzmir’i gidiş gelişlerim gözlerimin önünden geçti. Çocukluğum da ilk önca kağnıyı tanımıştım. Tekerlerinin acı acı inleyişi, çok uzaklardan duyulurdu. Sonra at arabasına bindim. Vapur çok sonra. Birkaç gün sizi tren, kağnı, araba, vapur üzerinde türkülerin eşliğinde gezdireceğim ama, bugün trenden başlayayım:
Gurbetteki oğlu ya da kocayı getirecek olan kara trendir. Türkü olur dillerde kimi zaman trenin düdüğü gibi yanık yanık, kimi zaman rayların sesi gibi şen şakraktır. “Kara tren gelmez m’ola” diye sorulur. Gün gelir kara tren gelir. O zaman “Tren gelir hoş gelir” olur. Trenin gelişlerinin yüreğimizdeki sevincini türkülerimiz yansıtır. Gidişlerinin hüznünü anlatır. Kara tren karartır da karartır. Ankara türküsü “Tren gelir kışladan” diye bekleyişi vurgularken, Divriği türküsü:
“Tren geldi Mormana'ya dayandı
Celeplerim al kanlara boyandı
Tren beni kesti bekçi uyandı
Bir felek vurdu da bir de sen vurdun”
diye tren kazasının, kopuşun hüznünü yüreğimizde hissettirir. Trenli türkülerle bir yurt gezisi yapabiliriz: Tekirdağ türküsü ayrılığı anlatıyor: “ Ah tren kara tren / Odur yâri götüren / Gitti yårim gelmedi / Budur beni bitiren”Gümüşhaneli delikanlı, trenin düdüğünü mesajına dolgu malzemesi yapmış:
“Trenin düdüğüne
Taş koydum gediğine
Anneler kız besliyor
Vermiyor sevdiğine…”
Tokatlı delikanlı da “Tren yolları kalabalık, gel gir koluma” diye kıskanıyor. Yavuklusunu sılada bırakacak olan genç endişesini şöyle anlatmış:
“Dama goydum yakacak (ah da gara gözlüm)
Şimdi tren kalkacak / Ben askere gidiyom (ah da gara gözlüm)
Bana kimler bakacak?”
Uşaklı ise başka dualar içinde: “ Kara tren kay da gel / Düdüğünü çal da gel / Gönderdiğim emaneti / Zayetmeden al da gel..” Sivas Şarkışla’nın “Hacelobası” türküsünde:
“…Tren gelir acı acı seslenir
Yağmur yağar çift entere ıslanır
Zalim anan duyar sana herslenir
Ay da geçti göremedim yâr seni”
diye tren sesinin yürek sızlatışını vurguluyor. Hatay türküsünün askere gidişin anlatımı içinde tren motifi yer alıyor. “Kara tren düz ovayı dolandı / Deniz dalgalandı suyu bulandı” sözlerini taşıyan Uşak türküsü bize ulaşımın deniz boyutunu hatırlattı.