
Akın Ok
İNSANLIĞIN ŞAİRİ EMİRALİ YAĞAN'I UĞURLARKEN
Munzur dağlarının kanadında duran çocuklar
Merhametin kartalı gibi dünya canında sofra kurarken
Masumiyetin direnci sorgular yaşam geleceğini ki
Emirali Yağan sayfasında duran divanın aynasında
İnsanlık yurdun bağrı yaralı kalmaz!
Dicle ile Fırat kardeşliği kadar yeryüzünü saran okyansun damlalarında cesur olmak var.
Kimsesiz adaletin canında durmak
Kayıp insanlığın ormanında
Kitaplara sığmayan acıları anlatmak
Kimin derdi olabilir ki?
İşte, Emirali Yağan sancılarında duran kalemin bitmeyen ağıtlar onları şiir feneri yapar!
Mezopotamya kalbinin ağrısında söylenen dengbejlerin gözleri anlatır
Emirali Yağan odasında Paris'te açan güvercin kanadı
Çaresiz kalır mı?
O Dersim çocuklarına armağan veren erenler türküleri söylenmez mi?
Senin şiirlerinde bekleyen umutlar biter mi?
Bu insanlık çağının virüsler çekip gitmez mi?
Ya Düzgün Baba sevgisi sarmaz mı çocukları?
Dünya Ana Saltıklar kapısında beklemez mi?
Baba Mansur Ocağı ekmeğini dağıtmaz mı?
Ape Musa gülüşünde duran güneşinde bahçesi uyanmaz mı?
Mehmet Çetin rüzgarındaki şiirler kalemi yazmaz mı?
Bilirsin ki
Zalimler dünyasına meydan okuyan yeryüzü çocukları bitmez!
Söylersin ki
Umudun çocukları toprağında yeşeren kardelen alnı
Anlatılan mızrabın dilinde
Ozanın tarihinde susmayan karanfil artık!
Şimdi;
Bilinmeyen hikayelerin sonuna gelinen dünyadayız bra!
Salfından önceki tarihin
Salgından sonraki eşgalleri ortaya bir daha çıktı ki
Emirali Yağan fermanında şiirlerin bütün kahramanları gibi
Seninde hanene yazılan bir alkışın büyük evreninde ceylanların ayak izleri yurdunda eğilmeyen direniş sabahı!
Ezberleri bozan ormanların bereketindeki ağıtların ömür anahtarı
Yakasında yıkanan özgürlüğün dertli sazında
Dikenli gül bahçelerinde reddi miras onuru
Emirali Yağan'ı uğurlarken
Dersim ocağında duran köprünün gerçekler aşkında
İnsanlık notalarının bilge okulu tarihteki yerini koruyor hala
Tıpkı insanlık haritasını insanlık yurdunda
Türkülerin şiir yıldızı canı gibi!