SÖNMEZ TARGAN YURTSEVERLİĞİNDE DURAN DİRENİŞ BAYRAĞI

Sönmez Targan tarihinin yüreğinde 

Yaşanan 60 yıllık bir mücadelenin tanıklığında 

Onun bitmek bilmeyen dirençli hayat sayfasına 

Ne yazsam eksik kalır ki

Omzunda taşıdığı emek insanlığının yol katarını gerçek aşkının kalesinde büyüten 

Yeryüzü devrimcisiydi!

Geçen zamanın acımasızlığı 

Güneşin doğuşunda damlayan alınteri 

Görkemini yitirmeyen davanın sonsuzluğu

Geçit vermeyen zaman tünelinin elinde çağlayan oluyordu!

Emek ve Sermaye terazisinde 

Emekçiler cephesini yalnız bırakmayan fedailer arasında olması boşuna değildi.

Evren yasasının kalbinde yurdun çocukları sofrasında 

Eylemlerin kardeşlik hırkasını zalimlere karşı savunan Denizler rotasında uzun yürüyüştüydü!

Mustafa Kemal ve Arkadaşları gibi emperyalizmin sarmalını engellemek için nefes alıyor,direnç biliyordu.

Masallar  yazan tarihçilere yurdun çocukları nasıl destan yazacak izleyin ve görün demek için pusula gösteriyordu.

Merhametinde emek devriminin masumiyeti kadar fedakarlık bilgeliğini gösteriyordu.

Şeyh Bedrettin'den gelen fenerin toprak kokusunda Kibele'nin omurgasında kartal kanadı oluyordu.

Biriken memleket notalarının örgütlü türkülerini ilmek ilmek ören 

68'liler anayasasının tuğlalarından ayrılmayan vatan savunması yemincilerinin rüzgarıydı.

Ne kariyer peşinde!

Ne koltuk derdinde!

Ne kibir içinde!

Ne de sevgisizlik gösterişsizliğinde olmadı!

Namuslu yaşamanın, ülke mutluluğu,halkın  sofrasından ayrılmadı.

Nefesinde ülke insanlığının çaresizliğine çözüm üretme yarışı vardı.

Niyetler ve nimetler okulunun özgürlüğüne ihanet edenler arasında yer almadı!

Ne güzel gülüşlerin devrimleri vardı Sönmez Targan saatlerinde!

Ne derin sözlerin güzelliği vardı Sönmez Targan işciliğinde!

Nerede memleket sislere bırakılsa onun cesareti yağmurunu bırakırdı.

Nedensiz değildi yaşam bahçesindeki felsefi ağacı nedensiz değil!

İrfan Ertel resimlerinde nasıl insanlığımız varsa 

O yüzlerinde hayat ormanı kokan renklerin ülkesi 

O toprağına tohumunu bırakan insanlığımızın alınteri sabahı gibi

Onun gelecek kapısına uzanan elinde yoldaşlık aynası büyüyordu.

Ruhi Su ustamıza birlikte selam duruşumuzun onuru eksilmezken!

Sadık Gürbüz ağabeyin sarıldığı türküler çeşmesi bitmezken 

Seslerin çığlığında eğilmeyen yiğitler insanlığı susmazken 

Acılarını bal eğleyen bütün emek yıldızlarının can suyu 

Sönmez Targan sargısında buluşuyordu.

Son sözü yoktu zamanın!

 

SÖNMEZ TARGAN'I ŞİİRİN DEVRİM KOKUSU İLE UĞURLARKEN 

 

Sonunda yurdun canında kalan onurlu tarihinin emeği konuşmaz mı?

Ölüm nedir ki yazdığın umut ekmeğinin yanında nedir ki?

Nar-ı aşkın çocuklarının davasında yandında yandı 

Memleket bağrında dermanları yaşatmak için ömürler kattın

Ezilenlerin feryadına koştunda durdun ha durdun

Zamanın pasını yaratanların divanında onları af etmedinde af etmedin!

 

 

Tarihin zalimler çetesine kafa tuttun

Aydınlansın diye yoksulların sofrasından ayrılmadın

Rüyaların umut tarlasında ülke bayramına kavuşsun narasını anadoluya dağıttın

Günler yangınlar ortasında kalırken dünlerin hesabında sınıfta kalmadın

Aklın yüreğinin labirentlerinde karanlıklara meydan okuya okuya yaşadı ki

Nefer olduğun yeryüzü yoldaşlığında izler bıraktığın yurdun tarih okulu seni unutur mu?

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar