Akın Ok
YURDUN NEFESİ DÜNYA RÜZGARI CENGİZ YURTSEVEN
Cengiz Yurtseven yaslandığı gırnatasında bir ömürlük yüreğini açıyordu
Munzur dağlarında duran dumanların yüzü suyu hürmetine
Cesur kartalın kanadında büyüttüğü türküler pınarında durmaksızın nağmeler dağıtırken
Yakalanıyoruz yurdun toprak ve ekmek kokusuna
Gözlerimizde kalan memleket feryadlarının tuğlalarına
Bizi çağırıyor!
O ağzında duran gazeller,hoyratlar,baraklar,dengbejler damarı
Adalet divanını kuruyor karış karış anadolunun yüzünde dinliyoruz gırnatasını yeniden ki
İnsanlığımızı kaybettiğimiz şu yüzyılda merhem arıyoruz ömrümüzün yaralarına
Cengiz Yurtseven tırnakları ile kazıdığı yaşam notalarında
Ülke canında yurdu yalnız bırakmazken!
Bastığı tuşların ciğerinde Harput'un alnında doğan güneşin gecesi gündüzü var
Anasının elini öptüğü yuvanın hasretinde yeşeren sabahın şafağı konuşurken
Yollarına düştüğü ekmek sahnesinin onuru bayrağı olurken
Dinmeyen kahırların üstüne giden cesur sevdasındaki direnci anahtar olur!
Şimdi, yazgısı değişen bir vatanın türküsünde yıkanan geleceğin saatleri
Çocukların elinde umut dağları uçurtması okuluna kavuşurken
Cengiz Yurtseven dersleri karşılıksız sanatını örüyor ki
Memleket aynasında şahlanan şarkıların nağmeleri yalnız kalmıyor!
CENGİZ YURTSEVEN GIRNATASI ŞİİR ELİ
Coşkun evren sularında bakan insanlık
Ezgisiz kalır mı?
Ne gök tarifsiz ne de çocuklar saati
Geciken sayfanın gölgesi
İnsan sofrası
Ziyan olmayan yeryüzü
Yalanlar
Un ambarında bitmiş
Rüyalar şenliğine
Terazisi ay sargısı
Sevgi makamına
El değerken
Vefası vicdan
Ezilmeyen yüreğe
Nida limanı!