Ali Rıza Özkan
DECCAL’E KARŞI BÜYÜK İNSANLIK İTTİFAKI
19 Temmuz 2022 yılı akşamının ileri saatlerinde İran İslam Cumhuriyeti’nin başkenti Tahran dünyanın 3 büyük lideri, küresel dengeleri derinden sarsacak bir işbirliği deklarasyonu yayınladılar.
Tahran'da düzenlenen “Astana Formatında 7. Üçlü Zirve Toplantısı”nın sonuç bildirisi olan 16 maddelik bu deklarasyon, ABD emperyalizminin Ortadoğu’da dengeleri kendi lehine sürdürmek amacıyla kışkırttığı Suriye iç savaşını sona erdirmek üzere ortak bir iradeyi ve kapsamlı bir işbirliğini kapsıyor.
Suriye’deki yabancı güçlere ve teröristlere karşı 3 ülkenin güçlendirilmiş işbirliğine gireceğinin vurgulandığı ortak bildiride, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün korunması, kuzeydeki gayri meşru özyönetim ve buradan kaynaklanan terör eylemlerine karşı ortak irade, bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği, terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve varlıkların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki süregiden işbirliğinin devam ettirilmesi yönünde kararlılık, İdlip’le ilgili bütün anlaşmaların tam olarak uygulanması gerektiği, uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı’na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları, ayrıca, belirli bölgelere yönelik muafiyetler uygulamak suretiyle ayrılıkçı gündemlere yarar sağlayacak ve ülkenin parçalanmasına yol açabilecek ayrımcı önlemlerin reddedilmesi, Anayasa Komitesinin faaliyetlerini herhangi bürokratik ve lojistik engel olmaksızın sürdürebilmesi gerektiği, sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, geri dönme ve bu çerçevede desteklenmesi, İsrail’in Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiği be bölgeyi istikrarsızlaştırdığı ve gerginliği tırmandırdığı, ortak siyasi ve ekonomik işbirliğini artırmak için farklı alanlardaki üçlü koordinasyonu güçlendirme konularında ortak tutum ve kararlılık ifade edildi.
EMPERYALİZME KARŞI BÜYÜK İTTİFAK
Türkiye ve Rusya’nın 2017 yılında hayata geçirdiği “Astana Formatı” görüşmeleri, Batılı devletlerin Suriye’de toprak bütünlüğünün korunmasını esas alan bir barış istemediğini ortaya çıkması nedeniyle başlatıldı.
Böylece, Suriye’de çözüm konusunda iki ülke ve ardından katılan İran ile birlikte üçlü yeni bir ittifak oluştu. ABD’yi bölgeden çıkaracak kuvvetin temel bileşenleri olarak tanımlayabileceğimiz Türkiye, İran ve Rusya’nın bundan sonra yanlarına daha fazla ülkeyi alarak, büyük bir bölgesel kuvvet yaratacaklarını söylemek, kehanet olmaz.
ABD BOŞ DURMUYOR
Emperyalizm mücadelesinde, sürekli gözden kaçırılan nokta, küresel egemenlik alanında en yetkin ve deneyimli ülke olan ABD’nin hiçbir zaman doğrudan cephe cepheye bir savaşa girişmediği gerçeğidir.
ABD, klasik emperyalist hegemonyacı devletlerden farklı olarak, asimetrik bir yöntem tercih ediyor. Bu asimetrinin tercümesi, eski bir tabirle söylersek “kaleyi içerden fethetme/yıkma” taktiği üzerine kuruludur.
Nitekim, Tahran deklerasyonunun üzerinden 24 saat geçmeden, Irak’ın kuzeyinde yaşanan bombalama olayını, tam da bu çerçevede ele almak durumundayız.
Benzer başka kışkırtmaların da geleceğini hesap etmek gerekir.
Irak'ın kuzeyinde Parakh köyü civarında topçu ateşi ile sivillerin öldüğü iddiasını TSK kaynakları yalanlıyor.
Aynı şekilde, Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada da “Türkiye sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısındadır. Türkiye terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun şekilde, sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıklar ile tabiatın korunmasına azami hassasiyet göstererek yürütmektedir. Masum insanları hedef alan ve terör örgütü kaynaklı olduğu değerlendirilen bu gibi saldırılarla ülkemizin terörle mücadeledeki haklı ve kararlı tutumunun hedef alındığı kıymetlendirilmektedir. Türkiye gerçeğin açığa çıkması noktasında her türlü adımı atmaya hazırdır. Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verilirken, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mücahit Küçükyılmaz’ın resmi sosyal medya hesabından yaptığı “Acem oyunu ama ‘acemice’” ve benzeri paylaşımlar da dikkat çekicidir.
Güvenlik kaynakları ve Dışişleri Bakanlığı açıkça bu terör eyleminin PKK tarafından düzenlendiğini ifade ederken, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı makamında oturan birisinin olayı İran ile bağlantılı olarak resmetmesinde ne muradı olabilir?
Bu soruyu birilerinin sorması ve cevabını da vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü en az bir yıldır sürekli vurguladığımız gibi, ABD hem Avrupa’da ve hem de Orta Doğu’da yenilgiler aldıkça ve yönetemez noktaya doğru ilerledikçe, daha büyük kışkırtmalara imza atmaktan çekinmeyecektir.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Türkiye’nin İran ve Rusya ile Orta Doğu’nun kaderini etkileyecek bir ittifak içerisinde olması, her şeyden önce NATO’nun ağası ABD’nin kabul edeceği bir durum değildir. Dolayısıyla, ABD’nin hem cezalandırmak amaçlı ve hem de ittifak dengelerini sarsacak eylemler düzenlemesi “hayatın doğal akışına” uygun ihtimallerdir.
Türkiye’nin Suriye politikasını revize ettiği dönemde neredeyse hergün ülkenin bir yerinde patlayan bombalar gibi, bu süreçte de muhtemel tehditlere karşı hazırlıklı olmak gerekir.
Ama, şurası da bir gerçek ki, ne İran ve ne de Rusya Türkiye ile olan ittifakı ve işbirliğini yıkacak bir akılsızlığa yönelmezler. Çünkü, Orta Doğu’da ABD emperyalizmini geriletmenin ve etkisiz kılmanın formülü Türkiye, İran ve Rusya işbirliğinde ifadesini bulur.
Bundan sonra, üçlü ittifakın daha da büyümesi ve yeni ülkelerin katılması daha büyük bir ihtimaldir.
Körfez ülkelerinde, Mısır ve Libya gibi Kuzey Afrika hattında, hatta BAE ve Suudi Arabistan’ın dahi destekleyeceklerini hesaba katmak gerekir.
Gerçek olan şudur: ABD miadı dolmuş bir eski köle tüccarından başka bir şey değildir.
1991’den itibaren deccalleşen bir ülke olarak, kazanması kesinlikle mümkün değildir.
Adil bir dünyada ABD’ye yer yoktur.
Ama, birleşen halklar hiçbir zaman yenilmez!