Gülay Sormageç

Gülay Sormageç

ADANMIŞLIĞIN ADIDIR KURBAN

 

Kurbiyyettir asıl olan, adanmışlık ruhuyla yüzün ve yüreğin Allah’a dönmesi, döndürülmesidir. Kurban, kurbiyyetten ( yakınlaşmak) gelmektedir. Kime yakın hissedilir? Kime yaklaşılır? Elbette en emin olunana! İbadetlerin amacı yakınlaşmaktır, Allah’a yakınlaşmak. Hac ve kurban sembolik davranışları ibadet niyetiyle yerine getirmekten ibarettir. Kurban ibadeti de; İbrahim’i bir eğitimden geçerek, İsmail’ce teslimiyetin provası, arınma ve temizlenmenin safiyane göstergesidir.

Ayetlerin bize söylediklerine bakalım: “(Ey Muhammed!) Âdem’in iki oğlunun haberini onlara gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen: Ant olsun seni mutlaka öldüreceğim, demişti. Öteki: Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder, demişti.”  (Maide, 5/27)

“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele.” (Hac, 22/34)

“Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat O'na sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.” (Hac, 22/37)

Kurban, Kur’an, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).

“Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37)

İbrahim’i bir eğitim demiştik ve İsmail’ce teslimiyet.

Hz. İbrahim çağının en zorlu siyasi, sosyal, ekonomik meydan okumalarına karşı direnmiş, birde evladıyla sınanmıştır. Çift taraflı bir sınanmaydı. Öz evladını kurban etmek ve babası tarafından kurban edilmek… Hz. İbrahim Allah’a yakın olmasaydı, oğlunu kurban etmeyi; yine Hz. İsmail de Allah’a yakın olmasaydı, kurban edilmeyi göze alamazdı.

Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetler, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).

Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).

Kurban bayramınız mübarek olsun. Kurbiyyetiniz mübarek olsun efendim!

Önceki ve Sonraki Yazılar