Güneş Gürseler

Güneş Gürseler

DAĞINIK SİYASET ANILARI-9

İŞSİZ KALIYORUM

Kurultay sonrası 13 Eylül sabahı devir teslim töreni için Genel Merkez'e giderken, makam otosunda, Karayalçın, bundan sonrasında ne yapmayı düşündüğümü sordu ve başdanışmanlığa dönebileceğimi söyledi. Teşekkür ettim, devlet memurluğuna dönmek istemediğimi, kendisi isterse özel olarak danışmanlığına devam edebileceğimi, resmi bir sıfat istemediğimi, özel sektörde bir iş bulana kadar çalışabileceğim bir oda göstermesinin yeterli olacağını söyledim. Kabul etti.

TÜBİTAK'ın Atatürk Bulvarı üzerindeki binasında kendisine ayrılan odayı bana tahsis etti ve İnönü'den Karayalçın'a geçiş dönemi olarak isimlendirebileceğimiz bir dönemde birlikte çalıştık. Başbakanlık'ta oluşturduğum kadro büyük ölçüde göreve devam ediyordu sadece benim yerime ASKİ Genel Müdürü Şükrü Barutçu atanmıştı, onlarla birlikte raporlar hazırlayıp sunuyordum. Görevlendirildiğim toplantılara katılıyordum. O dönemde özellikle Ortadoğu Su Sorunu üzerine yoğunlaştım ve "Su Barışı" ismini verdiğim bir projeyi geliştirdim.

Bu arada Başbakanlığın lojmanını boşaltıp Oran'da kiraladığımız eve taşındık. Bir süre sonra maddi sıkıntı baş gösterince iş aramaya başladım. Fiilen avukatlığı da içeren, özel sektör hukuk müşavirliği türünde bir iş düşünüyordum. Siyasi kimliği olanların kamuda çalışmalarının ne kadar sıkıntılı olduğunu yaşamıştım. "Arpalık" eleştirileri karşısında KİT yönetim kurulu üyeliğini de düşünmüyordum. Hoş, bunu teklif eden de yoktu ya. Özel sektörde doğrudan kapısını çalabileceğim kimseyi tanımıyordum. Başdanışmanlığım sırasında atanmalarına yardımcı olduğum İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi Cezmi Kartay ile Eximbank Yönetim Kurulu üyesi Erol Ağagil'e başvurdum fakat sonuç alamadım. Cezmi Kartay, siyasi kimliğimin özel sektörde iş bulmama engel olduğunu söyledi. Erol Ağagil yanıt vermedi.

O günlerde Radyo Televizyon Üst Kurulu üyeliği seçimi söz konusu idi. Kamuda görev düşünmememe rağmen Mehmet Dönen, Tahir Köse gibi arkadaşlar, diğer partilerin SHP'nin adayına oy vermelerinin kesin olmadığını, benim adaylığımın destekleneceği yolunda TBMM'inde genel bir eğilim belirdiğini söylüyorlardı. İnönü'nün ve bir kısım milletvekili arkadaşın Karayalçın'a aday gösterilmemin uygun olacağını ilettiklerini biliyorum. Ancak, Karayalçın'ın Aycan Giritlioğlu'nu istediği, Aydın Güven Gürkan'ın da Metin Şekercioğlu'nu önerdiği konuşuluyordu ve gerçekten de bu kişiler aday gösterildi ve TBMM'de 10.5.1994 tarihinde yapılan seçimde SHP adaylarının hiçbirini seçtiremedi. DYP ve ANAP'lıların; "Güneş Gürseler'i aday gösterselerdi oy verecektik" dediklerini ve hatta bunu seçimden önce SHP yöneticilerine ilettiklerini basın yazdı.(12.5.1994 Milliyet)

Özel sektörde iş bulamayacağım anlaşılıyordu. İş bulabilsem bile benden avukatlık değil siyasi nüfuzumu kullanarak resmi dairelerde iş takip etmemin beklendiğini anladım. Bu tür iş takibini yapmak hem benim yapıma uygun değildi hem de başdanışmanlığım sırasında bunu yapanlara memurlar arasında nasıl bakıldığını yaşamıştım. Maddi sıkıntımız artıyordu, bankalardan borç almaya ve eldekileri satmaya başlamıştık. Önce Çeşmedeki yazlık kooperatifteki üyeliğimizi sattım ardından da annemden kalan bir apartman dairesi ile bir arsayı. Sonunda mesleğimi, serbest avukatlığı yapmaktan, Tekirdağ'a ve hemşerilerime sığınmaktan başka seçeneğimin olmadığını anladım ve 1994 Ağustosunda Tekirdağ'da kapalı duran yazıhanemi açarak çalışmaya başladım. Eksik olmasın hemşerilerim sahip çıktılar mesleğimi yapıyorum, meslektaşlarım da sahip çıkıp bir şeref daha vererek baro başkanı seçtiler.

Bu deneyimin bana öğrettiği; asıl olan insanın kendi mesleğidir, seçimle gelinen bütün makamlar geçicidir. Ayrıca bir şeyi daha öğrendim; TBMM'nin yanlış çalışma düzeni milletvekilliğini meslek haline getirmiştir. Milletvekili seçilince işyerini kapatan, evini barkını Ankara'ya getiren insanlar sokakta kalmamak, yeniden iş kurma sıkıntısı yaşamamak için milletvekilliğini meslek sayıp sürekli seçilme gayreti içinde oluyorlar. Oysa milletvekilliği meslek değil, hizmet olanağıdır.

SON

Önceki ve Sonraki Yazılar