Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

EŞEK ARILARI - MODUS OPERENDİ

Aristofenes oyunda adaletin nasıl siyasete alet edildiğini ve adaletin yozlaşmasının ne vahim sonuçlarını doğuracağını hicveder.

Demek ki o zaman sınırsız bir fikir ve düşünce özgürlüğü vardı ki, başına bir şey gelmedi. Şimdi böyle bir oyun yazılabileceğini düşünemiyorum.

Philokleon yargıç olma hastalığına tutulmuştur. her gün erkenden evden gider ve yargıçların en önünde oturmak için can atar. Philokleon Kleon sever demektir. Kleon o dönemim savaş çıkarmak isteyen kralıdır.

Philokleon yargılamaya o kadar düşkün ve bir o kadar paranoyaktır ki, bir gün geç öttü diye evdeki horozu yargılamaya kalkar. Ona göre horoz sanıklar ile işbirliği yaparak geç ötmüştür.

Oğlu BdelyKleon hali vakti yerinde bir kimsedir. BdelyKleon ise Kleon'dan nefret eden anlamına gelir. Babasının bu hastalığını yenmek için onu eve kapatır. Baba bacadan kacar. Bunun üzerine kapıya bacaya nöbetçiler konur.

Babası ile baş edemeyeceğini anlayan oğul, evde bir yargılama düzenler. Sanık köpek Labes peynir çalmıştır. Baba yargıç, oğul ise avukattır.

Yargılama sonucunda baba köpeği idama mahkum eder. fakat avukat oğul iyi bir savunma ve oylama daleveresi ile onun beraatini sağlar.

Baba ile oğul arasında geçen diyaloglar ilginçtir:

Oğul babayı açıkça bir takım kimselerin uşağı olmakla ve rüşvet almakla suçlar.

BDELYKLEON: "Ama biraz susar beni dinlersen,

Anlatırım sana mahkemede yediğin naneleri."

PHİLOKLEON :Neymiş o yediğim naneler mahkemede?

BDELYKLEON: Daha ne olacak? El alemin maskarası oldun.

Tapındığın adamlar bile gülüyorlar sana,

Bir köle oldun da farkında değilsin.

PHİLOKLEON:Köle oldum ha? Tam tersine:

Herkesin efendisi oldum yargıç olmakla.

BDELYKLEON :Hadi canım sen de! Uşağısın sen

Efendisiyim dediğin adamların.

Söyler misin nedir kazancın

Yunanistan’a ettiğin hizmetlerden?

Oğul yargıçların önüne geleni zorba ve vatan haini olmakla damgalayarak, aslında kralın siyasetini tahkim etmek ve yargının ona karşı çıkanı damgalamak için kullanıldığını belirti. Bu yargının modus operendi olarak kullanılışıdır.

BDELYKLEON:İşte bu! Sizin işiniz gücünüz bu:

"Dört bir yanda zorbalık görmek

Şunu bunu vatan haini diye damgalamak.

Nedir bu zorbalık dediğiniz?

Kırk yıldır adını bile duymamıştım;

Oysa şimdi çarşıda pazarda

Zorbalıktan başka laf edilmiyor:

Tuzlu balıktan ucuza satılıyor zorbalık.

Canın sardalya yemek istedi, değil mi?

Uskumru istemem diyemiyorsun balıkçıya;

Yoksa zorba damgasını yediğin gündür.

Biraz kırmızı soğan istemeye gör:

Zerzavatçı kadın kötü kötü bakar sana:

Senin gönlünde zorbalık var, der:

Kırmızı soğancıları istemiyormuş Atina."

Aşağıdaki pasajda yargı gücünü kullanan kimsenin keyfi yargılamalardan zevk duyarak, insanları canından ve özgürlüğünden yoksun bırakma işini nasıl mutluluk olarak algıladığı anlatılır. Hatta sadistçe bir durum vardır ortada, yargıç "hangi yaratıktan korkulur ondan daha çok" diyerek, korku salmanın "keyifli bir yaşamın" temeli olduğunu ileri sürer.

Philokleon:…Yaşadığımız çağda hangi mutluluk

Bir yargıcın mutluluğundan daha mutludur?

Hangi yaratık ondan daha keyifli yaşar?

Hangi yaratıktan korkulur ondan daha çok, "

ANALAŞILDI Kİ, ADİL BİR YARGILAMA İÇİN YARGIÇLARIN DA YARGILAMADAN ( eleştirel bir yargılamadan) geçirilmesi gerekmektedir.

İşte ilk defa bu sistemi mantıki bir temele oturtan Aristo olmuştur. Aristo kendisinden sonraki 2000 yıla ama Batı -Avrupasına yön vermiştir. ama yine de Feme yargılamaları vigilantist hukuk uygulamaları olmadı da değil.

Gerek Perikles'in nutuklarından gerekse Aristo'nun ısrarla vurgularından anlaşılmaktadır ki, bir devletin ve toplumun kalıcı olarak yaşaması için iki şey gerekli idi.

Birincisi Özgürlük, ikincisi ise yöneticilerin de yasanın önünde diz çökmesi.

Ve bundan 2200 yıl sonra Hegel şöyle haykırdı: “Dünya tarihi, özgürlük bilincinin gelişmesinden başka bir şey değildir”.

Bütün gelişmeler bize gösterdi ki;

“Özgürlük olmadan adalet olmaz,

Özgür olmadıkça adalet insanca yaşanamaz."

Önceki ve Sonraki Yazılar