Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

İDEOLOJİ- AFGANİSTAN- AĞLA SEVGİLİ MEMLEKETİM -I

1- Yunan şairi Archilochus tilki ile kirpiyi karşılaştırırken şöyle der: " Tilki pek çok şey bilir, ancak kirpi büyük tek bir şey bilir , o da kendini savunma. Bu nedenle tilkinin kirpiye karşı şansı olamamıştır".

Afganistan'da olanların ve olacakların kelimeler ile izah tarzı yoktur. Moğalları bile çileden çıkaracak türden her türlü vahşetten bahsediliyor. Analatımaz, hissedilemez, tahayyül edilmez, düşünülemez .

İktidarın bir zamanlar Kandahar'da Taliban'ı bastırmak için yaptığı uygulamalar içinde, dilini kesmek, beyninde matkapla delik açmak, dudaklarını ikiye ayırmak, gözlerini oymak, karnını yarıp midesini çıkarmak, kol ve bacaklarını kırarak sokak ortasında bırakmak.... Yazılmayacak kadar vahşet ötesi.

Bunun karşısında kensini düşmanına göre aynı yöntemler ile biçimledirmiş Taliban var.

Biz olayların nasıl olduğunu, bilgilerin bir dezenformosyon mu olup olmadığını da bilmiyoruz. Ancak bu tür sistemlerin genel karekterini analiz ederek mümkün olduğunu düşünebiliriz.

Vallahi Ruanda'da bir anda olanları düşününce insan denilen canlı soyunun her şeyi yapabileceğini anlıyoruz.

Söyleyebileceğim tek ey vahşet karşısında ölüm asil bir şeydir. Bu nednele Afgan kadınlarının Taliban'ın eline düşmemek için intihar ettikleri söyleniyor.

Ben tüm olanları ideolojinin özelliklerini belirterek açıklamak istiyorum.

2- Başta belirtiğimiz gibi, ideoloji sadece tek bir doğruyu bilir, sadece kendini savunur ve çok şey bilenlerin oın karşısında başarı şansı yoktur. Son 200 yıldır dünya egemenlerinin göz ardı ettiği de budur.

3- İdeolog kendi adına hareket etmez. O sürekli bir anakrosi içinde bir " asrı saadet" veya " altın çağ " adına hareket eder. Ergenekon'da yaşamış bulunan atalarımızın altın nesli, Dört Halife döneminin faziletli ve ahlaklı yaşamı , Kemalist dönemin şahlanan yükselişi vb gibi selefi varsayım adına hareket eder.

Bu nedenle ideolog ne kendi fillinin nedeni, ne faili ne de eylemelerinin sorumlusudur.

İdeologun meşruiyeti geçmiştir.

4- İdeolog "ya o", "ya o" mantığını kullanır. Bunun sonucu olarak , fikirlerinin işlemesi için basit ve ilkel bir analoji yeterlidir. Kendisine yöneltilen her eleştiriyi bir hadis, bir sünnet, Marks'tan bir aforizma vya Mustafa Kemal Paşa'dan bir anektod ile yerle bir eder.

Burada ideolgun vicdanı rahattır.

5- İdeolog kompartıman olarak düşünür. İdeoloji kapsayıcıdır ve dışarıda tek bir şey bırakmaz ve bu nedenle herkes SORUMLU VE SUÇLUDUR. Onun için hep iki vagon vardır ve aynı mantıkla ya bu , ya da diğer vagon içerisindesinizdir.

Türkiye'de sıkça kullanılan Avrasya- atlantik vagonu, Milli- gayri milli vagonu, vatan vagonu- PKK vagonu, mümin- kafir vagonu, marksisit- revizyonist- oportünist vagonu.

Özellikle Rusya'da kişisel biyografilerde bile kişinin " halk düşmanı Troçkist kiliğe" karşı nasıl mücadele verdiği anlatılır idi ve dünyanın her yerinden gelen sosyalistler bu biyografiler göre ülkeye kabul edilir idi.

6- İdeoloji bireyleri özne olarak çağırır. Buradaki özne aslında negatif bir öznedir. Oysa hukuk ise özneleri birey- kişi olarak çağırır. Bundan murat, ideolojide kişinin hukukun sağladığı hakları ( dokunulmaz, devredilmez, doğuştan gelen , sınıf, köken cinsiyet, din, mezhep farkı gözetmeden yasa önünde eşitlik hakkı) tanımamasıdır.

Bunun doğal sonucu KEYFİLİKTİR. Bir Taliban komutanı bugün, herhangi birini tekfir edilmesi dinen caizdir diyerek, sokak ortasında kurşuna dizmesinin önünde hiç bir engel bulunmamaktadır . Bir sorumluluğu yoktur, müeyyidesi, sonucu yoktur.

Hatta, İSİD'in uluorta bombalamaları karşısında masun insanlar da ölüyor tezine karşı Suudi Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Kardavi; " içinde masum olanlar varsa onlar cennete giderler" , bir sorun olmaz diye cevap verebilmiş idi.

Aynı kişi, tekfir ettiği Lübnan Hizbullah üyelerinin israile karşı savaşta ölmeleri halinde cenaze namazlarının kılınmasının caiz olmadığını belirtmiş idi.

7- ideoloji hiçbir hümanizma içermez. Bu nedenle de vicdana da dayanmaz. Bunun örnekleri sayısızdır. Suriye KESEB''de yüzlerce ilk okul çocuğunun boğazı el Nusra tarafından kesildiğinde, sırf bu çocuklar şii olduğu için Fatih Cami'sinde cihat lokumu dağıtılmasını hatırlatırım.

İdeolog asla tek tek minimal olaylar ve insani dramlar ile ilgilenmez, o hep makro projeleri uğruna ortaya çıkacak sorunlara odaklanır. Onun için annesi sırtından vurulmuş, 15 yaşındaki kızı elinden alınmış ( bu kendi ailesi olamadığı sürece) aile ile ilgilenmez. PYD'nin Akdeniz'e inmesini engellemiş olan bu eylem şehvet vericidir. Veya bir kuşak- bir yol önünde engel olan Nyanmar Müslümanlarının sürülMesi bile karşı devrimci unsurların temizlenmesi olarak anılır.

İdeolog aslında mumyalanmış bir Buda heykeli gibi hiçbir duygu içermez, hatta Gorki bu durumu bir farenin bile öldürülmesine üzülen küçük burjuvalık olarak izah etmiş idi.

8- İdeoloji " salt kendinin bilincidir". İdeolog için kendinin bilinci tek gerçek bilinç türüdür. Hakikatin tüm telif ve patent hakları kendisine aittir. Bugün için kendi bilincinin tek gerçek bilinç sanma faşizmdir.

Bu durum hakikat adına ideologa , tüm kalan şeyleri ortadan kaldırma hakkı veriri. Zira kim hakikatin kahredici gücüne karşı koyabilir. Bu mekanizma hem örgüt içinde hem de örgüt dışında işler. İŞLEVSELDİR.

Kadınların dışarı çıkmasına, çalışmasına, kızların okula gitmesine izin vereceğini söyleyen Taliban, ama "sapkın dini akımlara" müsamaha edilmeyeceğini de aynı anda vurguladı. Zira kendinin bilinci dışındaki her bilinç türü ya din dışıdır, ya sosyalizm dışı, onlar doğrudan halk düşmanıdır veya heretiktir. Zira her zaman parti yöneticilerin elinde onların yollarını aydınlatan Mao yoldaşın "Kızıl Kitabı" vardır.

Bu durum devlet yönetimine yansıyışı gündelik hayata müdahale eden totaliter bir anlayıştır. Otoriter yönetim ile totatliter yönetimin arasındaki temel fark, ikincisinin gündelik hayata da müdahale ederek, sıradan insanların gündelik eylemlerini de denetlemesidir. ( Arabistan 'da namaz zamanı görevlilerin ellerindeki çubuk ile insanları uyarması buna açık örnektir.)

İlk göze çarpan şey burada bir hukuk ve adalette hiç bahsedilmediğidir.

İdeolojinin diğer özelliklerini yazmaya devam edeceğim.

Buna dayanarak olguları kendimiz yorumlayabiliriz belki.

Önceki ve Sonraki Yazılar