Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

KÖTÜLÜĞÜN ŞEFFAFLIĞI - CEBİR, TEFVİZ VE MUHTAR -II

Dünya yuvarlak dediği için 1601 yılında Roma'nın Çiçek meydanı'nda halkın coşkun esrimeleri ve şölenle kutlamaları arasında Engizisyon tarafından kafası inhak binnar edilen büyük hâkim ( Hâkim bilge demektir) Giarduno Bruno kötülük problemi konusnda şöyle yazar:

" Tanrı teosideyi ( kötülüğü ) kaldırmaları için iti insanları kullanır: kötü insanlar ise ( iyi) insanları ortadan kaldırmak için Tanrı'yı kullanır".

Evet tanrı yeryüzündeki kötülüğü iyi insanları kullanarak kaldırıyor, kötü insanlarda onları ortadan kaldırıyor ise, kötülük ebedi kalacak anlamına gelir. Bruno'nun ironisi bu anlama gelir.

Papa 18.01.2015 tarihinde Filipinleri ziyaret etti. 6 milyon kişinin katıldığı ayinde bir sokak çocuğu ileri atıldı. İsmi Arnel de olabilir, Erwin de bilmiyorum

Arnel diyelim Papa'ya şöyle seslendi. Efendim " Neden tanrı yüzbinlerce çocuğun sokakta kalmasına, uyuşturucu sayıcılığına ve fuhuşa sürüklenmesine müsade ediyor".

Papa'nın cevabı çaresizliğin ürünüdür. Papa " Hepimiz neden bunlar sokakta, fuhuşta ve uyuşturucu batağında diye ağlamamalıyız" diyor. Bu cevap aslında acizlik ifadesidir.

Hristiyan teolojisinde her şeye gücü yeten rahman ve rahim olan Tanrı'nın kötülük karşısında neden sessiz kaldığına hazmedici bi cevabı yoktur.

İslam kelamında da bu konu tartışılmıştır. Bu konuda üç temel görüş vardı. Birincisi kaderiye ( tefviz) görüşüdür. Buna felsefede free will veya voluantirizm de denir. Yani iradecilik ve özgür irade. Buna göre Tanrı insanı yaratır ve İlahi Kelam ile neyin iyi neyin kötü olduğunu bildirir ve sizin seçiminize karışmaz. Siz özgür iradeniz ile fiilleri amel edersizin ve sonuçta hesap günü sorguya çekilirsiniz. burada Tanrı bu dünyanın işine karşmaz anlamı çıkar.

Diğer determinizm anlamına gelen cebir veya Cebriye görüşüdür. Buna göre hayrın ve şerrin kaynağı/ sahibi tanrı'dır. O Serengeti'de doğan antilop yavrusunun hangi sırtlan yem olacağından, sizin tüm filleriniz kadar her şeyi belirler. Bu görüş Emevi hükümdarı Yezit taafından savunulmuştur. Yezid'in ayyaşlık, pedofili vb suçlamalarına karşın cevabı şudur. Tanrı istemeseydi biz iktidara gelmez idik; geldiğimize göre de istemiş demektir. Öyle ise bize biat edeceksiniz, değilse kadere karşı gelmiş olursunuz.

Şii hâkimler ise, cebriyenin aslında insanı kötülük işlemeğe mecbur kıldığını, buna isabet etmemelerini ileri sürmüşlerdir. İmam Cafer - i Sadık ve İmam Rıza'nın soruna cevabı muğlaktır. ONLARIN CEVABI İNSANIN CEBİR VE TEVFİZ ARASINDA MUHTAR OLDUĞU ŞEKLİNDEDİR. Muhatriyet bağısız, otonom anlamına gelir.

Şii kötülük problemi için tek çalışma Kuleyni'nin " USUL- U KAFİ" isimli eserinde yapılmıştır. Eserin Türkçesi vardır.

Kötülük problemi Platoncu felsefe ( Sen Augutinus), İmam gazali, Leibniz, Manihesitler, Kant, Hobbes, Rousseau, Paul Ricoeur .. ve ilh işlenmiştir, ama bu yazının sınrlarını çok aşar.

Ben de bu teoriler arasında MUHTARIM. Bu nedenle istediklerimi naklediyorum. AmaSen Augutinus'un " İtiraflar" isimli eserini öneriirm.

Derli toplu bir çalışma için " DOGU BATI" dergisinin yıl 2005, 33 sayısında Kadir Çüçen'in makalesini de öneririm. Yarın Ömer Gergerlioğlu'nun infazı ve tarihte infaz ve gözaltı usüllerini anlatacağım. Bunalrın en ünlüsü Kızılderili derdestidir.sonra da Hegel üzerine kısa bir yazı .04.04.2021

Önceki ve Sonraki Yazılar