Duran bir saat bile, günde iki kez doğruyu gösterir.

Bu nedenle saatin doğru olup olmadığını, çalışıp çalışmadığını bilmek zorundayız.

6 (Altı) rakamı yazılı bir yazıyı, düz bakan Altı olarak görür.

Yazıya tepesinden bakan ise rakamı 9 (Dokuz) olarak okuyabilir.

Yazı aynı yazıdır.

Yazıyı farkı gösteren durduğumuz yer, yani bakış açımızdır.

Gördüklerimiz bizi yanıltabilir. Çünkü bakış açısı çok önemlidir.

Bir olay, olgu ya da konu hakkında önceden verilmiş bir yargımız, yani ön yargımız varsa, her gördüğümüzü yanlış anlar, yanlış karar verebiliriz.

Bu nedenle peşin hükümlü bakmak yerine, başkalarını eleştirip çekiştirmek yerine kendimizi, bakış açımızı gözden geçirmeliyiz.

Bakış açısını kişinin bilgi birikimi, ruh hali ve olaylara yaklaşım yöntemi etkiler.

Hayata olumlu pencereden bakanlar olduğu gibi, her olayı olumsuz değerlendiren negatif yüklü insanlar vardır. Bu durum insanı mutsuz yapar.

Polyanacılık yapmadan, bir de bardağın dolu tarafına bakmalıyız.

Ön yargılarımız bizi aldatabilir. Önyargılarımız içimizdeki şüphe duygusunu, korkularımızı hatırlatarak sağlıklı düşünüp, karar verebilmemizi engeller.

Bu nedenle sakin ve etraflı düşünerek, olay ve olguları değerlendirip bir karara varabiliriz.

Dostlara tavsiyem, bir durum karşısında; düşünmeden hemen karar vermemeleridir.

Düşünüp farklı açılardan konuyu değerlendirip, empati yapmalarıdır.

“Ben olsam ne yapardım?, Bana yapılsa nasıl davranırdım?” sorularını sorguladığımızda, iğnenin ucunu azıcık kendimize değdirdiğimizde, çuvaldızın da ne kadar çok acıtabileceğini anlayabiliriz.

Kalın sağlıcakla