İsmail Aydoğmuş

İsmail Aydoğmuş

GÜNEŞ’TE CAN ALAN ZALİM TRENE AĞIT

Bugün sizlerle paylaşacağım bir ailenin hayatında derin izler bırakan tren kazaları ve bu kazalara yakılmış ağıtlardır.

1938 yılında dağları delerek yapılan demiryolu hattı Sivas’tan doğuya Kars Kızılşakşak istasyonuna, Rus sınırına kadar gider. Giderken Çetinkaya Divriği arasında bir istasyon vardır ki dağın eteğinde dar bir yerleşim alanına kurulmuş Güneş Köyü benim de hayatımda önemli yere sahip olan küçük bir köydür.

Babam fırıncı Mehmet Aydoğmuş orada bir fırın yaptırmıştı. Yıl 1960lı yıllar biz Demirci İsmail ve Hıdır ile Kalaycı Kambur Süleyman’ın komşusuyduk. İki üç yıl o fırını işleten babam bir maden şirketine verdiği yaklaşık bir vagon una mal olan ekmeklerin parası ödenmediği için zarar etmiş fırını Kedo Memmet’e devredip 1963 te Divriği’ye dönmüştü.

Bu yıllardan aklımda kalan anılar Güneş ilkokuluna ilk gittiğim süt tozu içtiğim yıllar. Bir de tren kazalarıydı.

Güneş İstasyonu’nun batı çıkışında Meliköy yönünde bir çobanı tren çiğnemişti. Ceset demiryolunun altında çayın tarafında, insanlar başına birikmiş ağlıyordu.
Diğer tren kazası da Güneşte marangozluk yapan daha sonra Divriği de madende çalışıp sendikacı olan Gazi Gündüz’ün büyük oğlu Mustafa’nın kaçak binip inmek istediği trenden düşerek ayaklarının kesilmesiydi. Babam olayı görmüş evdeki kilimi alarak olay yerine koşup ayaklarını sararak Sivas’a demiryolundan hastaneye yetiştirmişlerdi.

Bu kazalardan başka kazalar da olmuştu.

Bunlardan biri de Güneş’imizin yetiştirdiği değerli ozanlardan Ozan Garip Hıdır Culha’nın babası Yusuf Culha’nın iki kez geçirdiği tren kazası ve oğlu Ozanımız Garip Hıdır’ın sağ ayağını kaybettiği tren kazalarıydı. Ozanımızın birinci ağıtıyla başlayalım. Ve olayın nedenlerini konuşalım.

ZALİM TREN SENİN ÇARKIN KIRILSIN

Bir biz mi sığmadık koca cihana
Zalim tren senin çarkın kırılsın
Kanlı düşman oldun babamla bana
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Ecelle birlikte bizi izledin
Düşman olduğunu nasıl gizledin
Hem babamı hem de beni közledin
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Bin dokuz yüz atmış altı yılında;
Sen rayda Azrail senin kolunda
Pusu kurdun Kızıl Hasan yolunda
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Aylardan ilkbahar sene yetmiş dört
Gencecik sineme sapladın bir dert
Bilsem biner miydim sillen gayet sert
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Sene seken altı yirmi yıl geçti
Katır sudan babam köprüden geçti
Kahpe felek yine babamı seçti
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Kaçamadın Garip Hıdır kaderden
Ne senden vaz geçti ne de pederden
Zay oldu ömrümüz dertten kederden
Zalim tren senin çarkın kırılsın

Ozan Garip Hıdır Culha

Garip Hıdır Culha, 08.04.1960 yılında Güneş köyünde doğdu. Yedi çocuklu Yusuf ve Fatma Culha’nın oğludur. Culha Ailesi’nin yedi çocuğundan altısı kız olur. Küçük Hıdır ailenin tek oğlu olarak dünyaya gelir.

Küçük Hıdır Güneş İlkokulunda başladığı okul hayatına bir süre ara verir dışarıdan diploma almış, lise mezunudur. 1982 de Belgüzar hanımla evlenir, Damla (d.1983), Alirıza (d.1984), Handan (d.1986) adlı üç çocuk babasıdır. 1974 te tren kazasında ayağını kaybeder. 19 yıl Ankara’da ve Sivas’ta çalıştıktan sonra 2001 yılında Ankara da çalıştığı kamudan emekli olur. Divriği Güneş Köyü’nde yaşıyor. Sazı sözü güçlü bir halk ozanıdır.

Hıdır Culha’nın babası 1928 doğumlu Yusuf Culha Güneş’te demiryolunda işçilik yatıyordu. 1959 yılında geçirdiği menenjitten dolayı sağır olur. Bunun üzerine işini kaybeder. Bostan işleri yapsa da geçimine yetmez. 1966 yılında bir kış günü evle İstasyon arasındaki Kızıl Hasan Mevkii’nde yürürken, treni duymadığı için tren çarpar. Üzerinden buharlı lokomotif ve sekiz vagon geçer. Yusuf Culha tereveslerin arasına sıkışır bir süre yerde yaralı kalır. Kazazedenin başına gelenlerin “Savcının gelmesini bekleyelim” önerisine aldırmayan çevre köylülerden Mustafa Çınar’ın gayretiyle yaralı Erzincan’a kaldırılır.

İyileşip köyüne dönen Yusuf Culha yirmi yıl sonra yine aynı yerde 1986 yılında kaza geçirir. 58 yaşındadır. Bu seferki kazada ayak parmaklarından kan kaybetmeye başlar, Çetinkaya, Kangal da çözüm için uğraşırlar Sivas’a götürülen yaralı ilgisizlik ve kan kaybından hayata veda etmek zorunda kalır. Yusuf Culha gözyaşları ve ağıtlarla Güneş İstasyonu’ndaki mezarlığa sırlanır.

Yine aynı ailenin oğlu olan Hıdır Culha 1974 yılında köyle bostanları arasındaki mesafe uzak olduğu için her zaman katırla gidermiş. O gün annesinin uyarısına rağmen katırla değil, yayan gitmiş, bostandan dönerken de yolu kısaltmak için demiryolundan gidince trene binmek için koşturur. Çamurlu ayakla atladığı vagonun merdiveninden ayağının kayması sonucu trenin altına düşer. Küçük Hıdır daha 14 yaşındayken sağ ayağının dizinden aşağısını kaybedeceği, ömür boyu hayatını etkileyen acılarla yüz yüze gelir…

Bu yaşanan kazalarda en çok üzülen, yıpranan Yusuf Culha’nın değerli eşi, küçük Hıdır’ın annesi Fatma ana olur. O da 3 - 4 yıl önce Alzheimer’den hakka yürür.

Hıdır Çulha Daha sonraki yıllar köylülerinden aldığı sazla ozanlık yoluna meyil eder. Garip Hıdır mahlasını kendisi koyan ozanımızın hakkında değerli Av. İsmail Metin’in yazdığı Bağ Çiçekleri Ozan Garip Hıdır isimli, yine kendi şiirlerinden oluşan Barıştan Yana isimli kendi yazdığı bir kitabı bulunmaktadır.

600 kadar şiiri 120 civarında bestelenmiş eseri bulunan Ozan Garip Hıdır’a çalışmalarında başarılar diliyor onun gönül gözünden akan diğer ağıtıyla siz okurlara sağlıklı güzel günler diliyorum.

BABAM

İnsanlığa adamıştın kendini
Sevgini özlerde bıraktın babam
Zalim felek terse çevirdi bendini
Acını bizlerde bıraktın babam

*
Önce kulağını aldı elinden
Duyup anlamadın kulun dilinden
Neden gittin babam tren yolundan
Bağrımı közlere bıraktın babam
*
Kulağın duymaz ya kalpten görürdün
Her işin hakkından üstün gelirdin
Lütuftan dostluktan mutlu olurdun
Yaşımı gözlerde bıraktın babam
*
Yerde gezen karıncayı ezmezdin
Akrabayı dostu yâri üzmezdin
Hiç kimseye hile düzen düzmedin
Mertliği izlerde bıraktın babam
*
Garip Hıdır derki baba pir idin
Yüreği tertemiz içi nur idin
Kötülüğe lanet olsun der idin
Adını düzlerde bıraktın babam

GARİP HIDIR CULHA

Kaynak Kişi: Değerli Garip Ozan Hıdır Culha’ya verdiği hayatının acılarını içeren bilgiler için teşekkür ederim.

Hıdır Culha, 08.04.1960 yılında Güneş köyünde doğdu. Yedi çocuklu Yusuf ve Fatma’nın tek oğludur. Lise Mezunudur. Belgüzar hanımla evli, üç çocuk babasıdır. 1974 te tren kazasında tek ayağını kaybeder. 2001 yılında Ankara da çalıştığı İmar İskân Bakanlığındaki işinden emekli olur. Divriği Güneş Köyü’nde yaşıyor. Sazı sözü güçlü bir halk ozanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar