1979 – 80 yılları arası Nihat Doğan’ın çıkardığı Sivas Anadolu Gazetesi’nde çalışırken bana patron dahil matbaadakiler “İstanbullu Gazeteci” gözüyle bakarlardı.

Edindiğim habercilik tecrübesinin şehir içi bayi satışlarımızı yükseltmesi onları sevindirmişti. Ben ise, aslında İstanbul’daki gazetede bir yıl bile çalışmamıştım.

Ama, oraya yeni bakış açısı ve yeni enerji kazandırmıştım. Benim enerji birikimimin temelinde ise, yeni şeyler keşfetme duygusu yatıyordu.

Gazetede nöbetçi olduğumuz gecelerde arkadaşlarla şarkılar türküler söyleyip, geçen zamanımızı güzelleştiriyorduk.

Türküler bizi sosyalleştiriyordu.

Arkadaşlarımızla dertleşme ve bir birimizi yakından tanıma fırsatı da ediniyorduk.

O yıllarda Korhan arkadaşımız hatırladığım kadarıyla, akordeon da çalıyordu.

Servet hanım sanat müziğinde çok ustaydı.

Tam olarak kimden dinledim bilmiyorum (Korhan Karslıydı ondan olabilir) bir Azeri türkü vardı ki, beni çok etkilemişti.

Anadolu Gazetesi’nde çalışırken de, İstanbul’da öğrendiğim bu türküyü her söylediğimde, türkü beni İstanbul’a, oradan ışık hızıyla bir gece vakti Bakü'ye, Azerbaycan sınır boylarındaki nöbet kulübelerine götürürdü.

Şimdi de aynı duygularla dopdoluyum.

O zamanlardan ezgisiyle hatırımda kalan, şimdilerde ara sıra etkinliklerde hatırladığım kadar seslendirdiğim bir asker türküsü var ki, her söylediğimde içim “cızz” eder.

Yazanı kim, söyleyeni kim bilmiyorum.

Ama, çok haz aldığım kesin!

Burada yazdıktan sonra, belki türkünün tamamına da erişme fırsatımız olur.

Pek bilinmeyen bu türkünün sözleriyle gerek Türkiye'de, gerekse Azerbaycan'da tüm nöbet bekleyen askerlerimize, vatan evlatlarımıza da iyi nöbetler diliyorum.

Biz bugün rahat uyuyorsak, onlar sayesindedir.

Başta en büyük asker Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehitlerimizi saygıyla anıyorum.

Gazilerimize ve tüm kahramanlarımıza, nöbet tutan askerlerimize selam olsun.

ESKERİN TÜRKÜSÜ

Doğma ana yurdumun keşiğinde durursan
O şerefli işinle gardaşım yeni âlem gurursan
Caniden tufeyliden goruyup esayişi
Halgıma hizmetinle görürsen gözel işi
Vakdolur ki geceler şüphe kibin ayıksan
O şerefli işinler gardaşım sen hem işe layıksan