BİLİM DAMLALARI YEDİ

MİKRO DÜNYANIN KEŞFİ 
M.Ö.2.000 yılında Çin’de ilk defa gözlük ve cam merceklerden ve içi su dolu tüplerden mikroskop yapıldı ancak hem ülke içinde hem dışında yaygınlaşmadı.
1267 yılında İngiliz filozof Roger BACON teleskop ve mikroskop için temel olacak teorisini yayınladı.
1.600 yılında ilk feda Hollanda’da mikroskop icat edildi.
1665 yılında Robert HOOKE mikroskopla gözlem yaptı ve yayınladı.
1841 yılında İsviçreli anatomi uzmanı sperm ve yumurtanın bir hücre olduğunu buldu.
1951 yılında Alman fizikçi E.W.MÜLLER alan etkili mikroskop kullanarak ilk defa atomları gördü.
İnsan gözü dünya atmosferinin uzun evrimi sonucu bugünkü durumuna varmış bir sinyal çevirici ve gönderici organdır asıl “görme “olgusu beyin tarafından yaratılır bu nedenle gördüğümüz her şey de beynin evrimsel titreşimlerinin katkısı olduğu su götürmez bir gerçektir.
İnsan gözü iki farklı hücreden yapılmıştır (sedece görme üzerinde duruyoruz) biri “çubuk hücre” diğeri ise koni hücre.Çubuk hücrelerin sayısı çok daha fazladır(120.000.000) koni hücreler ise 6.000.0000 kadardır.Çubuk hücreler çok az foton ile uyarılabilirken diğerleri için yüksek sayıda foton gerekir.Bu nedenlerde zayıf ışık altında (gece gibi) renkleri gösterecek olan koni hücreler işlevsiz kalır ve ortalığı siyah beyaz (elbet gride) görürüz.Resmini yayınladığım ışık radyasyonunu dikkatle incelersek bu koca ışınımın çok küçük alanında gözümüzün alma  görevi yaptığını görebiliriz.Bizim için daha yüksek veya düşük dalga boyları kör bölgedir.Bu nedenle evrende canlı oluşmuş başka bir gezegende (veya gök cisminde) farklı atmosfer olması nedeni ile içeri giren farklı dalga boyundaki ışığı görebilen canlıların olması çok yüksek ihtimaldir ki yeryüzünde dahi bizim göremediğimiz dalga boylarını gören canlılar olduğunu biliyoruz (arılar,yılanlar vb.)
Bir canlıda olağanın çok ötesinde çomak (çubuk) hücre varsa o canlının bir gece canlısı olduğunu söyleyebiliriz (baykuş gibi)Koni hücreleri üç çeşittir (mavi,yeşil,kırmızı için ) ve bu üç çeşitten milyonlarca renk oluşturulmaktadır ki bugünkü TV de aynı mantık üzerinden çalışır.Bir küçük not: özellikle bazı kadınlarda dördüncü bir renk hücresi bulunur bu insanlar normal insanların göremediği renkleri görebilirler.
Aslında sonradan bu iki tip hücre dışında bir çeşit daha hücre olduğu anlaşılmıştır fakat bu hücrelerin görevi tam olarak anlaşılmış değildir ancak biyolojik saat ve göz bebeği refleksi ile ilgili olduğu düşünülmektedir.Bu uzun girişten sonra; insan gözü mikroskobik canlıları (nesneleri) görmeye uygun değildir.Çevremizde bizimle beraber yaşayan milyonlarca farklı mikroorganizma olduğu halde tarih boyunca bunların varlığını ileri süren biri çıkmamıştır.Hatta her şeyi bildiğini iddia eden dinler ve onların peygamberleri de asla böyle bir şeyden bahsetmemiştir fakat bazen hastalanmamıza  bazen ölmemize yol açan bu tek hücreliler ile direkt ilgili olmadan kötü ruh,cin,peri vb.  İsimlendirmeler ile ve bunları hoşnut etmeye yönelik binbir çeşit alakasız tören hatta cinayetler işlenip durmuştur.
Tarihte ilk defa yazılı belge ile bu canlıları gören (Çin’de de görülmüş olabilir ancak belgeli değil) Robert HOOKE yapılan mikroskop ile bunları görmüş ve yayınladı.Aslında bu olay gözlük yapımı ile gündeme gelmiştir (tarihte gözlükte ilk defa Çin’de yapılmıştır ayrıca Romalılarında yaptığını biliyoruz)Flemenk gözlükçüler iki adet gözlük camını üst üste birleştirerek önce bir mercek yapmışlar anca bu mercek sadece 30 defa büyütme yapabiliyordu ve bulunık gösteriyordu.Burada devreye 1623-1723 yılları arasında yaşayan LEEUVENHOEL devreye girip sadece tek bir camdan mercek yapıp ilk defa 200 misli büyütebilen mikrokop yapınca mikro dünya gözler önüne serilivermişti.Asıl adı “Anonie Van LEEUWENHOEK “olan bu bilim kaşifimiz yıllarca hemen her tür marteryali incelemiştir(sperm,kan,yağmur suyu,tükürük,toprak,kuş tüyü vs.) Ayrıca gözlediği bu mikro canlıların resmini yapmış ve Londra Kraliyet Derneğine göndermiştir.Fakat nedense mercek yapımını ise gizli tutmuştur.Bu bilim fedaisini selamlayarak bu yazıyı da bitirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar