Her sene bu zamanlar ayyuka çıkar.

İşçiden yana görünmek siyasi çıkar sağladığından...

Kimi, "üç bin der, kimi beş bin"...

Haydar Baş mevta olmasaydı, herhalde on bin falan isterdi.

Neyse demem şu: Bekara karı boşamak kolay.

"Ben de vergi veriyorum. Hatta senden fazla vergi veriyorum" cümlelerini astsb iken ben de kurardım.

Cebimden ödemediğimden bunu da inanarak savunurdum!

Dükkanı kapattım. Şimdi tamamen emekliyim.

Onaltı senelik piyasa hayatımda şunu anladım:

Türkiye'de asgari ücret mevzuu hep yanlış anlaşılıyor.

"İşverenler komprador sanılıyor, işçiye de bu inandırılıyor."

Bir Allah'ın kulu çıkıp da...

"Lan her asgari ücret artışında işverene şu kadar giriyor. İşveren maliyet artışını çıkarmak için ya ürüne zam yapıyor, ya da işçi çıkarmak zorunda kalıyor"...

"Yapılan zam enflasyonu artırıyor"...

"İşsizliğin bir sebebi de asgari ücret arttığı için sigorta, stopaj, tazminatları artıyor"...

"Müteşebbisliğin önünü tıkıyor" demiyor.

Asgari ücret bir kandırmacadır!

Hatta günümüzde artık istihdamın önündeki en büyük engeldir...

"Saçmalıktır" diyeyim de...

Siz de "çattık bir manyağa" deyin.