Murat İlkter
AYDA
Sekiz yaşındaki oğlum bile onda bir şeyler buldu.
"Demek ki deprem olsa ölmeyeceğim, beni de kurtaracaklar" deyip korkusunu yendi.
Ana, baba hiç bir zaman kendine bir şey olacağından korkmaz.
Bana bir şey olursa yavruma kim bakar...
Nerede nasıl yaşar, nasıl yetişir; diye endişeler taşır.
O evladı enkazdan çıkaranların duygularını çok iyi biliyorum.
Bizim enkazda çalışanlar da "haydi arkadaşlar, haydi... Çok sevap kazanacağız" diyerek balyozları sallıyordu.
Tepeden bir dehliz açıp, bir buçuk metre kadar inmiştik ki; "buradayız" diye aşağıdan bir ses geldi...
" İyiyiz, kucağımda bir çocuk var" diye sesleniyordu yaşlı adam.
Yazınca sevdiklerim üzülüyorlar, fazla uzatmayacağım.
Binada iki küçük çocuk vardı. Birisi benim oğlum.
Öyle olunca daha bir azimle kazdık.
Elli santim daha oyunca adamın gözlerini gördük... Üst komşumdu.
Çocuk da karşı komşumun.
Açılan delikten uzattı küçük bedeni.
Kaptım.
Aldım kucağıma. Etrafdaki yıkımı görmesin diye gözlerini kapatıp dayısı Selahattin'e uzattım.
Gözlerini kapatınca; "Neden gözlerimi kapatıyorsun Murat Amca?" diye sorması yok mu!..
Hâla kulaklarımda.
Maşaallah şimdi koskoca bir delikanlı oldu.
Milletin evladı!
Ayda sen de artık evladımızsın.
Tüm evlatlar gibi.
Sahip çıkarsan seninkine de sahip çıkarlar.
Böyle olursak ancak öksüz ve yetim kalmaz ülkede...
Bahtın açık olsun Ayda!