KİM KİME DUM DUMA

İşin içinden sıyrılmak ne kadar kolay değil mi?

"Kim suçlu?"

-Siyasetçiler.

"Niye?"

"O, ona 'sözde' dedi.  Sözde olacağına özde olsaydı."

-O ona daha önce neler söyledi ama... Buna mı alınıyor?

Geçiniz efendim.

Böyle anlatınca ne kadar kolay değil mi? 

Mübarek... Herkes sütten çıkmış ak kaşık, bir tek siyasetçiler suçlu...

Ey ahali; tuzağa düşüyorsunuz.

Her şey bir oyun.

Önce siyasetçiler kapışıyor.

Ardından mecliste arbede.

Sonra tartışma programlarında gazeteci ve yorumcular...

En son sosyal medyada millet...

Siyasetin tabiatında kapışma vardır. 

Kutuplaşma, kutuplaştırma işin özü olup; tüm dünyada da böyledir.

"Kutuplaşmayı kötülemek işin perdesidir".

Bu işin en masum görüneni medya...

Baskın kılıp, hükmeden de televizyonculardır.

Öyle bir tezgah kurulmuştur ki, önce donanımı yüksek adamlar bulunur. 

Sonra ikiye, üçe beşe, bölüp sırasıyla herkes sahneye sürülür.

Bulunamazsa, bu rolü oynayacak aktörler üretilip, adama hiç inanmadığı fikirler bile söyletilir.

Duruma göre bazen moderatör baş aktördür. 

Bazen muhafazakar, bazen bir Kemalist, bazen sosyalist... Liberal, mütedeyyin...

Aklınıza ne gelirse...

Biri birini galebe çalar, biri diğerini..

Konsepte göre mutlaka bir ağır abi vardır. Akil adamı oynar.

Kontrollü gerginlik karşısında gösterilen yüksek otokontrol başarının anahtarı olup...

Etkinlik derecesine göre bazen kanalın veya programın kadrolu elemanı haline bile gelebilir.

Öyle anlar gelir ki; "lan şunu söylemek nasıl aklına gelmez... Çaksana şunu!" diye ekrandan içeri uçasınız gelir.

Kimsenin kimseyi ikna etmek gibi bir derdi olmadığı gibi...

Kimsenin siyasi endeksi bu şekilde değiştiremeyeceği bilinmesine rağmen... 

Bu oyun yıllardır oynanır durur.

Velhasıl..

Hayırlı tıraşlar dilerim efendim.

Pardon; iyi seyirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar