SENİN GİBİ KATİL MİYİM BEN?

Keşke daha önce Talat gibi idarecilerimiz olsaydı da, komple baş kaldıran bölgeleri tehcir etseydi..

Ne imparatorluk dağılırdı, ne de bugün dahi başımızda belâlar dolanırdı.

Tehcir, bazı hallerde gereklilik... 

Hukuki ve meşrudur.

Savaş şartları sözkonusu olduğunda... 

Tam çatışma anında, iç güvenliği tehdit ederek ikinci bir cephe oluşturacak kuvvetli deliller mevcut ise...

"Arkayı Emniyete Alma Doktrini"nden hareketle...

Tehcir, hem haktır, hem de meşrudur. 

Bu işin şeri lugatı!

Bir de bunun sosyopsikolojik dili mevcut ki, ona da "İhanet bir bilmecedir" deniyor. 

Kahve ağzında ise "Rus'un gazına gelip, kaşınmasalardı"...

Ermeninin talihsizliği, mündemiç olmasıdır.

Revan yetmedi.

Yetse, Adana'ya, Osmaniye'ye... Erzurum'a, Tuşba'ya göz diker miydi?

93 Harbi'nde Kars, Ardahan, Batum'u neden kaybettik sanıyorsunuz?

Dolayısı ile, tehcir ne "meşru müdafa"dır...

"Ne de inkar edilecek bir hususdur".

Egemen bir devlet  olarak..

Nasıl Rus ikinci savaş öncesi Letonları, Litvanları, Estonları ve dahi Kırım Tatarlarını göçe zorladıysa...

Elimi kana bulamamak için... 

Bana da anamın ak sütü kadar helaldir.

Başka bir memlekete değil...

Şam'a, Halep'e, aşağı mahalleye gönderdik.

Her 24 Nisan'da ABD Başkanı "Soykırım" diyecek mi, demeyecek mi?

O önce neslini kuruttuğu bizonları geçtim...

Tarihten sildiği Kızılderililerin hesabını versin.

Hasılı...

Soyu kırılan Ermeniler mi, Kızılderililer mi? 

Önce bunu konuşalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar