BİZ ADANA'DA ÇOK KİŞİYİZ!

Geçtiğimiz günlerde, Memleket Partisi’nin il örgüt binasını açmak için Adana’ya gelen Muharrem İnce, gördükleri karşısında şaşırdı!

Ziya Paşa Bulvarı üzerinde başka parti binaları da vardı.

Hiçbir sıkıntı, hiçbir karşı koyma yaşanmıyordu!

İnce’nin, partisinin açılışı nedeniyle, daha Adana topraklarına ayak basmadan, Anakent Belediyesi Zabıtaları görevlerini yerine getirmek için çalışıyorlardı!

Memleket Partisi’nin bayraklarını, Muharrem İnce’nin fotoğraflarını, parti binasının açılışı ile ilgili süslemeleri yerlerinden çıkarıyorlardı!

Nedeni çevre kirliliği miydi?

Nedeni uygun olmayan görseller miydi?

Nedeni “görevi” yerine getirmek miydi?

Muharrem İnce, o gün yaşananları anlatırken şunları söyledi:

“Zeydan Karalar, Muharrem İnce afişlerinden ne istiyorsun? Niye indirttin zabıtaya? Burası İnce Memed'in memleketidir. İnce Memed gibi davran, Abdi Ağa gibi davranma. O afişlerin, bayrakların içinde belediyenin parası, rant parası yok; alın teri var. O otobüsteki bayraklarda avanta yok. Yürekli insanların parası var.”

***

Bugünkü bir gazeteden, haber şöyle:

“Halk TV'nin eski Genel Müdürü Şaban Sevinç, il il gezen İnce'nin programlarını yayınlayınca iki genel başkan yardımcısından uyarı aldıklarını, söyledi. Sevinç kendisine 'başımıza bela mı edeceksin, neden bu kadar gösteriyorsun' dendiğini anlattı. Sevinç'i arayanlardan birinin Tuncay Özkan olduğu öğrenildi.”

24 Haziran 2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “Muharrem gel” sözleriyle adaylığı açıklanan İnce’nin yaşadıkları “pişmiş tavuğun” başına gelmemiştir!

“Muharrem” aday,

“Muharrem” her gittiği yerde bir iz bırakıyor,

“Muharrem’in” bayrakları asılmıyor,

“Muharrem” hep tek başına,

“Muharrem” örgütten uzak tutuluyor,

“Muharrem’e” gösterilen ilgiden korku büyük…

***

Seçim günün anımsar mısınız?

Bugün bile gizemini koruyor!

Muharrem İnce’nin, saatler sonra ortaya çıkıp, aralarında Tuncay Özkan’ın da olduğu açıklama yaptığı an…

Seçimden bir süre önce Halk TV Müdürü Şaban Sevinç’i arayıp, 'başımıza bela mı edeceksin” diyecek kadar Muharrem İnce’den çekinen, gördüğü ilgiden korkan, halkın bağrına basmasını karabasan sayan Özkan’nın, seçimin olduğu gece, açıklama sırasındaki yüzünü anımsayanınız var mı, bilmiyorum!

Sanki Muharrem İnce bir şeyler söyleyecek de, her şey bozulacaktı,

Sanki bugüne değin verdiği çaba boşa gidecekti,

Sanki bu işin “tek kazananı” İnce olurken, kendi “tek yitiren” olacaktı,

Sanki birilerine verilmiş sözleri “yalan” çıkacaktı…

***

Bu korkunç bir aldatmaca, korkunç bir ikiyüzlülük…

“Partiyi böldü, şimdi zamanı mıydı, tam da sırasıyken” diye tümceler kuran çok olacaktır!

Neyin “sırası”, neyin “zamanı” olduğuna karar verenin “ne/ kim” olduğu konusunda bilgisi olmayanlardanım…

Bu güne değin tanık olduğun onlarca “seçimlerin” tamamının öncesinde “sıra/ zaman” kavramları hep kullanıldı!

Şuna inanın ki, “sıra/ zaman” kavramına zarar veren/ yontan da hep bunlar olmuştur!

İşte 24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde/ sonrasında yaşananlar/ yaşatanlar…

Muharrem İnce’nin tutumunu düşünüyorum da;

Mecliste yaptığı tüm konuşmaları günlerce konuşulurken, “İktidar” yanlılarını bile heyecanlandırırken, partililerde “umut” filizlerine ışıltı yayarken “için için” göbek kaşıyanların olduğunu bu gün daha iyi görüyoruz!

Seçim sürecinde kürsü giyimiyle tarlada çiftçinin traktörüne binmesinden, kürsüye çocuk bisikletiyle çıkmasından, kalabalıkta bulunanlarla üşenmeden kucaklaşmasından, emekçiyle bir ter atmasından “sancılananların” olduğunu bu gün daha iyi görüyoruz!

Yanında olmamalar, “tusunamiye” tutulması için çabalayanlar bugün bir bir ortaya çıkıyor…

İnce’nin, yeni bir parti kurmaktan başka seçeneği varmış gibi…

***

Biz “Adana’da kaç kişiyiz” diyeceğim de; Tuncay Özkan’ın yıllar önce oluşturduğu “bizkaçkişiyiz” adını verdiği, o dönemde üye de olduğum, ancak üyeleri arasında bağnaz düşünceleri ağır basanları gördüğüm de ayrıldığım platformu anımsadım…

Biz “Adana’da çok kişiyiz”; inanın…

Partinin tepesindekiler parti tabanından kopuk, partinin kuruluş ilkelerinden uzak, yıllardır “iktidar” olamamanın acısından çok abandıkları “koltuklar” uğruna günü kurtarmak için “her tür” palyaçoluğa soyunurken bile eğilmeyi/ yalvarmayı/ el ovmayı yapamayan “kaç kişiyiz” bir bilseniz…

Anakent Belediye zabıtaları ile aynı “gemide” olanlarla/ aynı sancılar çektiğimiz söylenemez!

Bırakın daha üç yıl önce mitingine katıldığım, halkla arasında kurduğu ilgiyi anlatmaktan geri kalmadığım Muharrem İnce için “ona zarar” verecek bir eylemi; Adana’da var olan tüm parti örgütlerinin sorunlarını dinlerim/ varsa önlerini tıkayan bir güç/ yapabildiğimce yardımcı olamaya çalışırım!

Şu an, “tabanı” unutup/ sarıldıklarınızdan “çok mu” gereksiz İnce; genel merkezin, her platformda sözünü ettiği “erken seçim” çıkışları sürecinde bunu yapmayı hiç denemeyin; sayılı günlerin gelmesi öyle yakın ki…

Önceki ve Sonraki Yazılar