EMEKLİYE "BAYRAM İKRAMİYESİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “emeklilerin bayram ikramiyesine zam yapılacak” demesinin ardından, “ne kadar artacak” sorusu gündeme geldi.

Yapılan incelemelere göre Türkiye’de, onüçmilyon emekli var. Bunların birçoğu yalnız “emekli maaşıyla” geçimini sürdürmeye çalışıyor!

Üç yıl önce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emeklilerin yaşadığı darboğazı aşmalarında kolaylık olacağı düşüncesiyle “emeklilere, yılda iki kez emekli maaşı kadar ikramiye verilsin” dediğinde “iktidar” kanadından denmedik kalmamıştı.

Kılıçdaroğlu hesap bilmezdi, ne dediği belirsizdi, yeni bir karanlığa perde aralıyordu, düşmanlara el sallıyordu, cahildi…

O günün ekonomiden sorumlu bakanı, ülkenin hangi darboğazda olduğunu belirtmek için “nereden vereceksin” dediğinde, Kılıçdaroğlu’nun “nereden olacağını çok iyi biliyorum” açıklamasını yaptığını anımsıyorum…

İlerleyen süreçte, “iktidarın” içine ne denli batmış olmalı ki, bir konuşmada “emekliye yılda iki kez bin lira ikramiye vereceğiz” denildi!

Üç yıl oldu…

***

Üç yıl…

Emekliye, emekçiye yıllık yapılan/ çok konuşulan/ çok tartışılan/ en iyisi aranan/ insanca yaşamaya yeter bulunan zamları değil de, tüketicinin markette/ pazarda karşısına çıkan enflasyonu düşündüğünüzde; üç yıl önce verilen “bayram ikramiye” ile bugün verilenin “alım gücü” arasındaki ayrım her şeyi ortaya koyuyor…

Her şey bir yana; şeker, yağ, fasulye, ekmek neydi/ ne oldu?

DİSK Araştırma Merkezi'nin oluşturduğu raporda, emekli “bayram ikramiyesinin” asgari ücrete göre yediyüzaltmışüç lira, gıda enflasyonuna göre altıyüzyetmişyedi lira, ortalama enflasyona göre de beşyüzellialtı lira eridiğini belirtiyor.

Raporda, emeklilere verilecek olan “bayram ikramiyesinin”, asgari ücret artışlarına koşut artırıldığında binyediyüzaltmışüç lira olması gerektiği belirtiliyor.

Son üç yılda, asgari ücrete koşut bir artışın olması gerektiği vurgulanıyor!

Üç yıl önceki “alım gücü” değil!

***

Şu an “iktidarın” ne düşündüğü, “ikramiyede” ne denli artış yapacağı bilinmiyor; bilinen ten şey, Şeker Bayramı’ndan önce “ikramiyenin” verileceği…

Peki, “ne olursa emekliler sevinecek, rahat edecek” sorusu herkesin aklından geçiyor kanımca…

“İktidarın” yapacağı “hiçbir” artışın emekliyi hoşnut edeceğine inanmıyorum!

Covid 19 sürecinde, “bayram ikramiyesini” bir ay önce vermekten/ bayram gelince de kara kara düşündürmekten başka ne yaptı ki “iktidar”?

“Emekli maaşına” yapılacak zammın belirleneceği toplantıdan çıkan sonucu herkes biliyor! Kılı kırk yararak, “ne denli az verirsem kazanç” diyerek, Tüik’in “açlık” çizgisini aşmayan biçimde karar alındığını unutmadık sanırım!

Emekli nasıl yetiriyordu, nasıl yaşamını sürdürüyordu, faturalarını nasıl ödüyordu, normal koşullarda beslenmesini sağlayabiliyor muydu; “iktidardan” soran/ bilen/ merak eden var mı?

Varsa, “bir adım” beri gelsin!

***

Kamudan ya da SSK’dan emekliler…

Kimi kamuda yıllarını vermiş, kimi ticari yaşamın içinde olmuş, kimi fabrikalarda katma değerli ürünlere el atmış/ vergisi ödemiş/ primini karşılamış, belli bir yıl sonra da “emekliliğe” hak kazanmış!

Çocuklarından kopanlar olmuş, güneşin sarı sıcağında çabalamış, zemheri soğukları atlatmış, emek harcamış…

Emeklinin eline geçen aylığa bakıyorsunuz; “aç kalma da, nasıl yaşarsan yaşa” deniyor biçimde…

Bu emeklilerin geçindirdikleri evleri var, çocukları var, birçoğunun yetişkin çocukları/ birçoğunun torunları var…

“İşin içinden nasıl çıkıyorlar” sorusunu dile getiren, “emeklinin” yaşamının/ geçiminin düzelmesi için uğraş veren/ “emekliyi” sevindiren yollar tıkalı…

“İktidarın”, arada bir ortaya koyduğu/ gerçekleştirmek istediği kararlar da yalnız bir makyaj…

Daha ileri gidildiğini gören var mı bilmiyorum!

***

Alışık olunmadık bir süreçten geçiliyor.

Normal koşullarda “ek iş” yapmak için sokaklarda olan “emekliler”, özellikle de altmışbeş yaş üstü; bugün birçok iyileştirilmiş olanaklardan uzak!

Evde kim varsa, kaç kişiyse, bir “emekli aylığına” bakıyor! Onunla gereksinmelerini karşılıyor, onunla elektrik/ su/ doğalgaz/ telefon faturalarını ödüyor…

Bunlardan birini savsaklasa ya susuz, ya karanlıkta, ya yemeği pişmez, ya da…

Hepsi bir “emekli maaşı”…

Şimdi, oruç bitiminde karşılanacak olan Şeker Bayramı da bir başka masraf…

Hiç mi bir tanıdığını karşılamayacak, hiç mi bir yakınını ağırlamayacak?

Covid 19 nedeniyle bunların tamamını bir yana bırakalım; hiç mi güne başka biçimde başlamayacak, gördüklerine sıcacık gülemeyecek, markette içinin çektiğini korkusuzca alamayacak?

Bayramda, “emekli ikramiyesinin” kaç lira olacağını, ya da olması gerektiğini soruyoruz ya;

“Emekliye” bayram olacak bir artış olacağını bekleyen var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar