DEVLET BAHÇELİ

“Son yirmi yıldır Türkiye’yi parmağında oynatan adam kimdir?” Diye sorsanız her halde hiç tereddütsüz Devlet Bahçeli derim.

Kurnaz mı kurnaz bir siyasetçidir kendileri. Türkiye’nin kaderini etkileyen her türlü hukuksal kritik durumda bir anda ortaya çıkan adamdır Bahçeli.

İşte bu günlerde “yeni bir anayasa taslağı” hazırladık diye ortaya çıktı.

Siz Devlet Bahçeli’nin yeni anayasa taslağını nasıl değerlendiriyorsunuz bilemem ama, ben Bahçeli’nin yirmi yıllık siyasetine, dün dediğini unutup, bugün ilk söylediğinin tersini yapan siyasi anlayışına güvenip de olumlu yaklaşamam. Devlet Bahçeli’nin anayasa taslağını hazırlarken AKP’nin, hele de Cumhurbaşkanının görüşünü mutlaka aldığını düşünüyorum.

AKP’nin siyasi kaygılarla korkup çekindiği ne varsa hepsini Devlet Bahçeli’nin MHP’sine havale ettiğini, özellikle anayasanın değişmez maddeleri ile ilgili milli direnci kırmak için Bahçeli’nin devreye soktuğunu öngörüyorum.

Devlet Bahçeli’nin dünkü açıklamaları, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından farklı değildir. Erdoğan’ın Rabia’sı tek devlet, tek bayrak, tek vatan ve tek millet iken Bahçeli’li kendi Rabia’sına “tek dil” ekleyerek ifade etmiştir. Erdoğan’la Bahçeli’nin tek millet kavramında uzlaştığı da açıkça bellidir. Ama her ikisinin de ifade ettiği “tek millet” bizim anladığımız manada Türk Milleti olmadığıdır.

Sonuç olarak Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanının yeni anayasa konusunda anlaştığı, Bahçeli’nin Cumhurbaşkanının fikriyatı istikametinde her zaman olduğu gibi dönüşüme uğradığınıdır.

Bu saatten sonra Devlet Bahçeli, anayasanın değişmez, değişmesi bile teklif edilemez maddelerine yönelik siyasi söylemlerini artıracak sürdürecektir. Şayet Bahçeli’yi eleştirirseniz veya aynı görüşte değilseniz, kolayca “zillet, ihanet, şer odakları “tanımlamalarıyla suçlanmanız büyük olasılıktır.

Devlet Bahçeli’nin siyasi ömrünü AKP’nin hedeflediği anayasa için tüketmeye hazır gözükmektedir. Bakalım başara bilecek midir?

Bir CHP’li milletvekili

Adını bile telaffuz etmeye gerek yok. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Tunceli ilimize DERSİM dediği yerde, sırdan bir CHP mille vekili de çıkar “DERSİM KATLİAMINI UNTMAYACAĞIZ” der. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun kafası neyse milletvekillerinin çoğunun kafası da siyaseten aynıdır. Görüntüde hepsi Atatürk’ün partisindedir ama, Atatürk’e ve Türk Milletine mesafelidirler. Veya en azından “ Ne Mutlu Türküm Diyene” diyemeyecek kadar Türklüğe ve Türk Milletine sıcak bakmazlar.

Ama sorsanız hepsi sonuna kadar Atatürkçüdür.

Siz CHP ve yöneticilerine inanıyor musunuz?

Ben şahsen, CHP’nin bir bütün olarak Atatürk’ün altı okuna ve diğer ilkelerine sahip çıktığına zerre kadar inanmıyorum. Atatürk’ün partisi, Atatürk, Türk Milleti derken bile tamamen takiyye yaptıklarını düşünüyorum. CHP kadrolarının ve yöneticilerinin çoğu, eğer olanakları olsa ne Atatürk’ü adını, ne onun değerlerini, ne de Türk Milletinin adını ağızlarına bile almayacaklardır. Onun için en son Dersim katliamı lakırdısını eden CHP’li milletvekili bir bütünün parçasından farklı bir şey değildir. Hani hep denir ya, ne yersen onu kokarsın, ne düşünürsen onu söylersin.

Kılıçdaroğlu ve ekibinin, Devlet Bahçeli ve ekibinin, siyasal söylem ve eylemlerinin tamamen AKP’yi işine yaraması, Erdoğan’ı iktidarda tutmak yönünde olması tesadüfî olabilir mi? Türkiye gerçekliğinde bunun tesadüfî olduğunu düşünmüyorum. Büyük siyasi iniş çıkışlar oluyor, her partiden ayrılanlar oluyor imajı çizilse de 2002 yılında kurulan siyasi kurgu büyük bir incelikle uygulanmaya devam ediyor.

Ama kim ne yaparsa yapsın, Türkiye’deki Türklük şuuru ve Türk Milletinin kendine sahip çıkma güdüsü her şeyin üstesinden gelecektir.

Türk Milleti anayasasının başlangıç kısmına ve değişmez maddelerine sahip çıkarken, ne Atatürk’ünden, ne onun ilkelerinden, ne de öz benliğinden bir avuç siyasetçi için vazgeçmeyecektir.

Ortadoğu’da oyunlar bitmez, Türkiye üzerine oynanan oyunlar tükenmez.

Yaşasın Türk Milleti,

Yaşasın Atatürk ve onun yolunda gidenler.

Önceki ve Sonraki Yazılar