OYAK, TSK EMEKLİSİ ÜYELERİNİN SESİNİ NEDEN DUYMUYOR?

OYAK Türkiye’nin en güçlü holdinglerinden biri oldu ve el atmadığı iş, el atmadığı alan kalmadı. Büyük bir iştahla şirket satın almalarına devam ediyor. Öyle şirketler satın alıyor ki üyeleri şaşkınlık içerinde izliyor.

Mesela geçen yıl Demirörenlerin piyasanın yüzde beş buçuğunu kontrol eden TOTAL’i, tam 450 milyon dolara civarında bir paraya satın alıyor. Ama gel gelim ki bu satın almaya üyelerinin çoğunun aklı yatmıyor. Çünkü 450 milyon dolar, çok büyük para. “Demirören’in piyasası yok denecek kadar az olan bir şirketine böyle büyük rakamlar ödemek niye? Diye kendilerine iş bilenlere sormadan edemiyorlar. Ama aynı OYAK, adeta asgari ücret belirleme komisyonu ya da memur ve emeklilerine zam yapan hükümet görevlileri anlayışıyla geçen 2019 yılında üyelerine dağıtacağı nema oranında alabildiğine cimri davranmayı çok iyi biliyor. Piyasanın da değil, ancak devletin açıkladığı resmi enflasyonun birkaç puan üstüne bir nema dağıtarak üyelerini aşırı şekilde üzüyor. OYAK üyeleri aylardır bu konuda serzenişte bulunmalarına rağmen OYAK’dan tatmin edici bir açıklama da gelmiyor?

Tüm itiraz ve serzenişlerine rağmen OYAK’ın sessizliği karşında emekli üyeler bu yıl dağıtılacak nema oranı konusunda da ciddi şekilde endişeli. Öyle ki “OYAK’ın artık siyasallaştığı, AKP’nin güdüm ve kontrolüne girdiğini sosyal medyada oluşturdukları OYAK gruplarında yazılıp çiziyorlar. Bu düşünce artık gün geçtikçe tüm emekli üyeler arasında kanıdan çok inanca dönüşüp çığ gibi büyüyor.

Özellikle OYAK üyesi binbaşı ve daha alt rütbelerdeki emekli personel “reel enflasyonun altında ezildiklerini, tek umutlarının OYAK nemaları olduğunu, ancak OYAK’ında devletin açıkladığı enflasyona yakın oranlarda nema dağıtmasını da anlayamadıklarını” ifade ediyorlar.

Yakın zaman sonra 2020 nema oranlarını açıklayacak olan OYAK yönetiminin, tıpkı geçen seneki gibi, hatta daha da düşük oranda nema vererek kendilerini ele güne muhtaç edecek derecede mağdur edecekleri endişe ediyorlar. Sırf seslerini duyurmak, OYAK yöneticilerinin dikkatini çekmek için dernek kuruyorlar ve sosyal medya üzerinden dertlerini dillendirmeye devam ediyorlar. Emekli OYAK üyelerde artık bir takıntı olarak da denecek seviyede OYAK’ın her sene, nema oranlarının açıklanacağı zamanlara sürekli şirket satın almasını yadırgıyorlar. OYAK yönetimlerinin ellerindeki getiriyi veya kârları makul oranda ve ticaretin olmazsa olmazı kuraları çerçevesinde tüm üyelerine nema olarak dağıtmak yerine sürekli şirket alarak, OYAK’ı gün geçtikçe İLKSAN’laştıracağı endişesine kapılıyorlar. Çünkü bu konuda devlet yöneticilerinin “mesela zamanın başbakanı Süleyman Demirel’in Tercüman Gazetesinin o zamanlar çok zor durumda olan patronu Kemal Ilıcak’ın kurtarmak için Kemal Ilıcak’ın elinde bulunan bir arsasını yüksek bir meblağ karşılığında İLKSAN’a satın aldırılması hadisesi akıllarına geliyor. Ve Demirel’in bu hadise üzerine gelen eleştirilere “ verdimse ben verdim” hoyratlığıile cevabı hâlâ öğretmenlerin içini kanatan bir acı olarak sürekli taze bir korumaktadır. İşte bu nedenledir ki yaşını başını almış, hayat tecrübesi olan TSK emeklisi OYAK üyeleri “ verdimse ben verdim” kaybına uğrayacakları ve OYAK’ın hatalı yönetim ve siyasi müdahalelerle zaman içinde İLKSAN’laşmasına neden olacağı korkusunu dilendiriyorlar.

Halılar mı görünen o ki haklılar. OYAK, üyelerini mutlu etmek yerine, sürekli şirket satın almalarıyla kendini büyütmeye ve şişirmeye devam ediyor. Muvazzaf üyelerini bilemem ama OYAK, TSK emekli üyeleri nezninde sürekli güven erozyonuna uğrayarak itibar kaybediyor. OYAK üyelerine şirinlik peşinde, adeta ağlayan çocuklara verilen elma şekeri taktiği kullanıyor. OYAK yönetimleri OYak üyelerinin serzeniş ve sitemlerine cevap aramak, çareler bulmak yerine sıradan vatandaşların bile piyasadan kolayca elde edebileceği bazı hizmetleri OYAK platformu üzerinden üyelerine sağladığını ileri sürerek, özellikle yine üyelerinin üzerinde sigorta reasürans hizmeti vererek para kazanmaya çalışıyor. Görünüşte OYAK bu tip hizmetleri ile üyelerini mutlu ettiğini sanıyor. OYAK’ın bu verdiği hizmeti zaten TESUD ve TEMAD gibi askeri dernekler de kolayca sağlayabileceği ortadayken OYAK’ın bu ilere kalkışması üyelere keçiboynuzu yedirmekten başka bir şey değildir. Yani OYAK’ın üyelerine yönelik piyasa pazarlama cinliği ve atraksiyonlar dostlar alış verişte görsün türünden en sığ oyalama işinden başka bir şey de değildir hani.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen birkaç OYAK yönetiminin emekli üyelerin seslerine kulak verdiğine de şahit olmadım. OYAK yöneticileri, emekli personel adına kendilerini ziyaret eden TESUD ve TEMAD yetkilerini de yeteri kadar tatmin etmişe de benzemiyor. Her iki derneğin OYAK nezninde ki girişimlerinin çok etkili olmadığı, sadece bilgi alma ziyaretten öteye geçmediği, cılız ve yetersiz kaldığı da yaptıkları açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bu iki derneğin yeterince haklarını korumadığını düşünen bazı emekli personel, ORDU YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ’ni kurarak OYAK yönetimine seslerini duyurmaya ve haklarını korumaya çalışıyorlar.

Benim şahsen anlamadığım kesim ise OYAK yönetimindeki emekli asker üyelerdir. OYAK’ın çeşitli yönetim kademelerinde bulunan emekli askerler neden ve niçin TSK emeklisi olan OYAK üyelerin OYAK’la ilgili endişelerini ve sıkıntılarını duymazlıktan geliyor veya neden onların serzeniş ve şikayetlerine yeterli cevabı vermekten geri duruyorlar? Yoksa cevap veriyorlar da OYAK emeklileri mi duymuyor? Ama böyle bir şeyin olmadığı da ortada. Şayet bir açıklama yapsalardı sanırım bu bilgi herkes tarafından kolayca duyulabilirdi.

OYAK yönetimindeki ve kadrolarındaki emekli generaller, emekli subaylar, TSK’dan emekli olmuş OYAK üyelerinin dertlerini anlamamışsa ve bu sıkıntıları OYAK yönetimlerine yeterince duyurmadıysa ve OYAK’ın lüzumlu lüzumsuz şirket satın almaları ile aşırı şişmek yerine üyelerini mutlu etmesini savunmadılarsa veya savunmuyorlarsa veya savunamıyorlarsa, bırakın işler rahvan gitsin. Çünkü asker emeklisi OYAK yöneticilerinin lal olması sürdükçe TSK emeklisi OYAK üyeleri OYAK’la ilgili daha çok yakınırlar, ve daha çok ömür tüketirler.


 

Tüm bu yazılanlar çizilenler karşında şunu diyenler de olabilir. “İşinize gelmiyorsa alın paranızı OYAK’tan ayrılın.” Bu sözü kimsenin söylemeye hakkı yoktur. Hele de eğer OYAK yönetiminde emekli personel için böyle bir anlayış varsa durum gerçekten vahim demektir. OYAK artık OYAK üyelerinin değil de, onu yönetenlerin hizmetine girmiştir demektir. Ama OYAK yönetiminde böyle bir anlayışında olmayacağını düşünüyorum.

Ancak şu da bir realitedir. OYAK üyeleri, OYAK’ın son derece faydalı bir yapı olduğunun farkındadır. OYAK’a sahip çıkma adına, OYAK’tan gelen her uyarıya destek olmaya çalışmakta ve OYAK’ın başarılı olması için elinden gelen gayreti de göstermektedir. Mesela TOTAL. Birçok akaryakıt istasyonunun ve akaryakıt şirketinin müşterilerine sağladığı promasyonel indirimlere denk gelen aynı indirimi yapan TOTAL’e destek olmak için kilometrelerce yol kat edere, araki bulasın cinsinden TOTAL istasyonu arayıp bularak arabalarına yakıtı ısrarla TOTAL istasyonlarından alamaya çalışıyorlar.

OYAK her şeye rağmen emekli olan TSK mensupları için son derece hayati öneme haizdir. OYAK sayesinde TSK personeli emeklilik sonrası nispeten rahat bir nefes alma fırsatı bulmaktadır. Ancak bunun manası OYAK’ın attığı her adımın doğru ve üyelerinin lehine olduğu da söylenebilir mi bilemiyorum?

OYAK üye sayısının %14-15’ne denk gelen emekli OYAK üyeleri OYAK yönetimlerinde temsil edilmemekte ve bu yöndeki temsil edilme isteklerine ısrarla kulak tıkanmaktadır. “Efendim kanun böyleymiş.” Buyurun kanunu değiştirecek teklifte bulunun. OYAK genel kurulu bu yönde bir karar alsa, siyasi irade olmaz kabul etmiyorum mu diyecek? Elbette ki demeyecek. Ama emekli personel üyeler lehine sesini çıkaracağı için muvazzaf personel gibi olmayacaktır. OYAK yönetimlerinde emekli TSK mensuplarının olması muvazzaf personel içinde büyük fayda sağlayacaktır.

Şunu dediğinizi de duyar gibiyim. “OYAK yönetimlerine emekli generaller ve subaylar da var ya. Onlar sahip çıkmıyorlar mı?”

Efendim!...

Duyamıyorum.

Ne dediniz?

Kim var kim?

Önceki ve Sonraki Yazılar