Osman Selim Kocahanoğlu

Osman Selim Kocahanoğlu

ATATÜRK'E LANET OKUYAN SES, SAHİBİNİN SESİDİR? 

Bu hafta Ayasofya camiinde düzenlenen bir törende, imam emeklisi ve Maun müslümanı bir Yobaz,  güya isim vermeden "zalim ve KAFİR"diye kurucu önderi lanetledi. Şöyle: "Öyle bir zaman geldi ki bir asır bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve KAFİR kim olabilir?"

İçindeki  asırlık kin ve nefreti bu sözlerle kusan bu ifadeler sanılmasın imam eskisinin şahsi düşüncesidir. Hayır bu sözler, uzay ve medya çağının gerisinde, uygarlık dışında kalmış, yerde sürünen küflenmiş zift gibi kapkara bir zihniyetin, aydınlanma ışığında gözleri kamaşan, halen evcilleşememiş bir softanın  tükenmeyen asırlık öfkesidir. 

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, Emperyalizmin Ayasofya'ya çan takma isteklerini kursaklarında bırakan bir kahramana, sönmeyen kinin, ihanet ve nankörlüğün kara sesidir. 

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, düşman işgalini, Ege bölgesindeki ırz tecavüzleri ve nesepsiz doğan çocukları görmezden gelen, işbirlikçi mütareke dincilerinin, Sait Molla'ların sesidir.

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, ülkesini düşmana bırakıp arkasına bile bakamadan, göğe değil yere bakarak kaçan Vahdeddin sarayının sesidir.

Atatürk'e lanet okuyan bu ses,  keşke Yunan galip gelseydi diyen püsküllüler, soyu sopu belirsizdir diyen Necip Fazıllar(Put Adam), medrese haini Mustafa Sabriler, Dürrizade ve İskilipli Atıfların  kirli ve melun sesidir. 

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, resim günah faiz haram diye, el zinası bel zinası göz zinası diye, kendi başına çuval geçirip uygarlık yarışını terkeden uçkur düşkünü Hurma kültürünün sesidir...   

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, hastalıklı kafaların, anakronik zihinlerin, bin yıl öncelerde gezinen şizofrenik beyinlerin, bilinçaltının dışarıya vuran lanetli sesidir. 

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, biyolojik olarak hasta ve bozuk olanların, akıl ve bilim peşinde değil evliya, mehdi ve keramet peşinde koşan Muaviye -Yezid dinciliğinin  sesidir.

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, halen Farabi'yi aşamayan, kendi kültüründen tek bir filozof, tek bir felsefeci, bir Konfüçyüs çıkaramayan, aklının çapını bir türlü genişletemeyen, kendini  mağara tavanına asmış yarasa karanlığının sesidir.

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, günümüzde bile düz dünya teorisine inanan, dünyayı 30.000 boynuzlu sarı öküzün sırtında gören ve onbin yıl önceki kafayla günümüzü anlamaya çalışan,  ham sofu kaba yobazın  ağzından dökülen necaset, en  şeytani bir sestir.  

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, 21. asırda dinsel düşünme döneminin bittiğini bir türlü göremeyen, aklı sarmayan, kavrayamayan, VİP cenaze namazı, VİP umre, VİP mevlit  ile  dindarlık satan zavallı cemaat  baykuşlarının sesidir...

Atatürk'e lanet okuyan bu ses, tek bir ilaç, tek bir bilim ve teknoloji üretemeyen, insanlık alemine tek bir katkı yapamadığı halde kibirlenen, böbürlenen, onları  küfürle öteleyen Yobaz kafasının sesidir. 

Atatürk'e lanet okuyan bu karanlık ses, kendi kültüründen hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, ahlaksızlık ve dünyalık devşirme dışında bir şey üretemeyen, ibadetini bile anlamadığı dilde yapan, saç, sakal, sarık, şalvar, kıl ve tüy müslümanlığının sesidir.

Türkiye'deki camiler, artık gerçek müslümanların değil, onları buradan soğutan Maun  süslümanlarının  ibadet, siyaset  ve ticaret mekanı olmuştur. Ben bile namaz niyazdan bunlar yüzünden soğudum. Ayasofya  günümüzde  AKP iktidarından güç alan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının, fitne fesat yuvası olmuştur. Hurma kültürü ve Arap İslamı da biliyor ki, İstanbul camilerinde eğer  ibadet yapılıyor, ezan okunuyorsa, Mescid-i Aksa durumuna düşmemişse, Mustafa Kemal sayesindedir. Bunu görmemek en koyu ihanettir.

Atatürk'ü lanetleyen bu konuşma ne acı ki, Külliye Reisinin önünde yapılmıştır. Hiç ummuyor ve beklemiyoruz ama, imam eskisinin bu sözlerini duyan Cumhurbaşkanı, keşke bir tepki verebilseydi. Elbet bir Oliver Cromwel  gibi "kes ulan şu zırvaları in aşağı" diyemezdi. Ama cumhurbaşkanı olarak hiç olmazsa, bu adamın kulağını çekip "terbiyeli ol imam efendi, haddini bil" diyebilmeliydi. Veya sosyal medyada işaret parmağını sallamalıydı. Diyemediği ve sallayamadığına göre, aynı düşüncededir, sükut ikrardan gelir. Belki de tebrik etmiştir.!? 

Son söz: Atatürk'e lanet okuyan ağzı salyalı bu ses, hiç yabancımız değildir.Biz onu oturuşu, duruşu, yürüyüşü ve saçından başından bile tanırız. Cesaret aldığı Külliye sektörünün, yani sahibinin sesidir.. Unutamayız ki Muaviye ve Yezid saraylarının kıblesi de, Fetö'nün kıblesi de Ayasofya'nın kıblesi de aynıdır...

Son soru: Acaba hangi biriniz Tarihin Doğurduğu Adam'ın ayak parmaklarının ucuna ulaşabilirsiniz? Sizin kiriniz de kininiz de başınıza çalınsın?!

Önceki ve Sonraki Yazılar