Prof. Dr. Osman Erk

Prof. Dr. Osman Erk

EVLER ZEHİR DEPOSU MU?

Vücudumuz çevresel pek çok etkenle “zehir deposuna” dönüyor. Yaşadığımız evlerde sağlığımız açısından gizli tehlikelerle dolu. Bu yüzden başta kanser olmak üzere birçok ciddi hastalıkla karşı karşıya kalıyoruz.

Radon Gazı Kanserojen mi?

Radon kokusuz, tatsız, renksiz, doğal radyoaktif bir gazdır, toprak ve kayalar üzerinde var olan uranyumun parçalanması sonucu oluşmaktadır. Binaların üzerine konuşlandığı taş ve kayalardan; granit, tuğla gibi yapı malzemelerinden sızan radon gazı akciğer kanserleri için sigaradan sonra ikinci önemli risk faktörüdür. Yapı malzemeleri taş ve topraktan üretildikleri için radon gazı salınımına neden olurlar. Müstakil binalarda, zemin ve bodrum katlarda radon birikimi daha fazladır. Radon gazı toz ve diğer parçacıklara tutunarak akciğerlere yerleşmektedir. Radon gazı suda eriyebilme özelliğine sahiptir, yeraltı sularında erimiş halde radon bulunabilir. Evlerde bulunan doğal gaz da bir miktar radon içermektedir. Radon gazı birçok binaya iyi izolasyon yapılmamış temellerdeki çatlaklar, tesisat boşlukları ve duvar arası boşluklardan sızar. Akciğer kanserlerinin %15’inden radon gazı sorumludur ve sigara içmek radon gazının etkisini arttırır. Bina yapılacak bölgelerin ve binalarda kullanılacak yapı malzemelerinin radyasyon seviyesini belirlemek son derece önemlidir. Radon gazı kaynağı olan kayaçlar Türkiye’de de yaygındır.

Oda Spreyleri ve Yatak Odanızdaki Kimyasallar

Koku giderici spreyler havadaki kötü kokuları yok etmezler, kötü kokuları örter veya burun yollarını kaplayarak koku almayı engeller. Oda spreyleri sıklıkla amonyak, naftalin, fenol, kserol, etanol ve formaldehit gibi kanserojen bileşikleri içermektedir. Yatak odasındaki yatak, yastık ve yatak malzemelerinin çoğu sentetik materyallerden yapılmaktadır. Bu materyaller alev geciktiriciler ve boyalar gibi kimyasal toksik maddeleri içermektedir.

Pamuklu Giysileri Tercih Edin

Giysilerin üretim ve yıkanma aşamasında kullanılan kimyasal maddelerin kalıntıları giysilerde bulunmaya devam ederken bu kimyasal toksik maddeler özellikle nehirlere deşarj edilerek çevre kirliliğine ve kanserojen etkiye yol açmaktadır. Giysilerin birçoğu naylon, polyester, akrilik gibi doğal olmayan sentetik materyallerden yapılmaktadır. Giysilerin üzerinde bulunan boyalar, formaldehit ve güve önleyici kimyasallar en çok bilinen toksik bileşiklerdir. Yün ve pamuk gibi doğal materyallerden yapılmış giysiler tercih edilmektedir. Giysilerin kuru temizleme işleminden geçirilmeleri de önemli sorunlara yol açmaktadır. Kuru temizlemede kullanılan kimyasallar oldukça toksiktir ve bu tür giysiler giyilmeden önce iyice havalandırılmalıdır

Banyo ve Çamaşır Odası Toksinleri

Banyo ve çamaşır odasında kullanılan malzemelerin büyük çoğunluğu toksik kimyasal maddeleri barındırmaktadır. Diş macunu, gargara, şampuan, saç spreyi, sabun, parfüm, cilt losyonu, deodorant, kolonya, tıraş losyonu, tıraş köpüğü, nemlendiriciler gibi kişisel bakım ürünlerinde BTH (butillendirilmiş hidroksitoluen), BHA (butilhidroksianol), paraben ve formaldehit gibi toksik maddeler vardır ve çok kolayca vücuda absorbe olurlar. BHA koruyucu ve antioksidan amaçlarla kullanılan ve E320 kodu ile bu ürünlerde yer alan kimyasal toksik bir maddedir. Deodorantların bir kısmında alüminyum vardır. Alüminyum kanserojen ve nörotoksik bir bileşiktir. Güzellik kremlerinde bulunan paraben maddesi de aynı şekilde toksik ve kanserojendir. Kişisel bakım ürünlerinin yanı sıra çamaşır odasında kullanılan sabun, şampuan, koku gidericiler, deterjanlar, beyazlatıcılar, leke gidericiler ve yumuşatıcıların hepsi toksik kimyasal maddeler içermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar