Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

HAYALLER ÜZERİNE DIŞ POLİTİKA YÜRÜTÜLEMEZ

Sevgili okurlarım, geçen haftaki Monserlerin Yarısi bile olamazsınız başlıklı yazım çok ilgi gördü, gerek dışişlerinden gerekse değişik kesimlerden yazıya övgüler aldım, amacımız övgü almak değil ülkenin içine düşürüldüğü durumun vehametini anlatmak, cahil, dinci ve gerçeklerden uzak sadece yalakalık üzerineve kurulu bir dış politikanın ülkye verdiği vereceği zararları, telafisi olanaksız yıkımları anlatmak içindi. Bu islerin baş mimarı başlangiçta karar mevkiinde olmasa da danışman olarak Ahmet Davutoğludur. Bay Davutoğlu  Abdullah Gül zamanında daha sonra da Tayyip Erdoğan zamanında dış politika danışmanlığı yaptı. Danışmanlığı sırasnda Dış işleri dış temsilciliklerine Fethullah Gülen hareketine destek verilmesi konusunda Andullah Gül’ün gönderdiği talimatta da rolünün olup olmadığını bilmiyorum ama insanın akına geiyor.

Bay Davutoğlu sonradan Dış İşleri Bakanı yapıldı ve asırlık gelenekleri olan bir teşkilatın da gerçekçi olmayan hayali bir ideolojik saplantıya uydurulma süreci de öyle başladı. Önce liyakat ve deneyimin önemi kalmadı, yerini ideolojik saplantılar, yalakalık yandaşlık partidaşlık ve parti teşkilatının baskılarına boyun eğme dönemi aldı. Bakanlığa dışardan çoğunun dil bilgisi, ehliyeti, eğitimi, deneyimi kuşkulu kişiler getirilmeye başlandı. Bir anlamda AKP nin Fetoculerle gerçekleştiridiği Cumhuriyet değerleri laik bilimsel dünya görüşünün yerini bir anlamda bay Davutoğlunun hayali ve gayetle ütopik “stratejik derinlik” rüyası aldı. 600 bilmem kaç sayfalık stratejik derinlik kitabını okumakta zorluk çekmeyi bırakın içerdiği hayali düşünceler akıllarınca Türkiyeyi İslam ülkelerinin lideri yapacağı tezine dayanıyord.Kitaba göre:

“Türkiye'yi çevreleyen yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta havzaları, coğrafî olarak dünya anakıtasının merkezini, tarihî olarak da insanlık tarihinin ana damarının şekillendiği alanları kapsamaktadır. Soğuk Savaş sonrası dönemin getirdiği dinamik uluslararası ve bölgesel konjonktürde en yakın havzasından başlayarak dışa açılması kaçınılmaz olan türkiye'nin stratejik derinliğinin yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta bağlantıları ile yeniden tanımlanması ve bu derinliğin jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel boyutlarının dış politika parametreleri olarak kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.

Modernite Avrupa-merkezli bir tarihî sürecin eseriydi. küreselleşme ise kaçınılmaz bir şekilde başta Asya olmak üzere bütün insanlık birikimini tarihin akış seyrinde tekrar devreye sokacak unsurlar taşımaktadır. Tarihî birikimi etkin bir açılıma temel sağlayacak toplumların öne çıkacağı bu süreçte türkiye, tarihî derinliği ile stratejik derinliği arasında yeni ve anlamlı bir bütün oluşturma ve bu bütünü coğrafî derinlik içinde hayata geçirme sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Stratejik açıdan mihver bir ülke olan Türkiye, bu sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi durumunda, yeni dengelerin oluşacağı daha istikrarlı uluslararası konjonktürlere daha uygun şartlarda giren bir merkez ülke konumu kazanacaktır.”

İşte AKP nin dış politikasının temelini oluşturan bu görüşler stratejik derinlik kitabının ana temasını oluşturdu ve bay Davutoglu bu iste onemli roller ustlendi.

AKP ne yaptı? Tayyip Erdoğan “one minutes!!!” çıkışıyla Filsitin sokaklarında kahraman oldu ama Kudüsün İsrailin başkenti olması gene onun başbakanlığı döneminde gerçekleşti. Onun kahraman Filistinlileri Yunanistanla ve Israille Rum kesimiyle anlaşma yapıp bizi Akdeniz kıyılarına hapsetmek için beklenen ihanetini yaptı.Bugunlerde AKP nin hedef tahstasina koydugu Israil musluman dostlarimiz halife olma hayali kurdugumuz islam dunyasindan Birlesik Arap Cunhuryeti, Suudi Arabistan ve Misirla gayet iyi iliskiler icinde. 

AKP nin ruya kurdugu hayali cihan politikasinda din kardeslerimiz Birlesik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan hep aleyhimize döndü biz ne yaptik?. Hayali dış politikanin stratejik derinliğinin “Stratejik Sığlık” olduğu kanıtladik ama AKP lideri hala bu hayal pesinde. 

AKPnin Tayyip Erdogan basbakanligi doneminde Obamaya yaranmak için atıldıkları Suriye macerası,oraya yollanan dünya selefistleri Taliban kafalı teröristleri başımıza büyük belalar açtı. Iraktaki ayrılıkçı kürt devletine verilen destekler birer birer bu hayali stratejinin çöküşünü hızlandırdı.Bunun stratejik derinlik değil stratejik yıkım olduğunu ortaya koydu. Denenmemiş test edilmemiş hayali düşüncelerin günümüzde diş politikanın temeli yapılması kadar büyük bir yanlışlık olamazdı, AKP nin yetersiz cahil kadroları ve çıkara odaklı siyasi yapılaşma bunu yaptı. Tabi bunlar olurken dışişleri bakanlığında ehliyetsiz kişilere, adı rüşvetlere karışmış AKP politikacıları, gerici bir takım kişilere Büyükelçilik sıfatları verilmeye devam etti, adeta ulufe gibi dağıtıldı. Yılların deneyimli diplomatları, Cumhuriyet Türkiyesinin yüz akı değerler ve dış işlerinin tarihi birikimleri unutuldu. Yeni yetme Talibana yakınlık duyan selefist düşünce ulke dis politikasina hakim oldu. Mısırdaki selefist Mursi rejimine verilen destek yüzünden Mısır hükümeti ile de papaz olduk. Sonra yapılan yanlışlıklardan dönmek için ayaklarına diplomatlar yolladık.Şimdilerde yıllarca hizmet ettiği sonradan ayrı düştüğü Tayyip Erdoğanla arası açılan Bay Ahmet Davutoğlu  kurduğu partiisi için oy istiyor. Eğer Tayyip Erdoğanın tek adam iktidarına son verececek bir siyasi girişimde rol oynayabilirse belki bu millet onu affeder!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar