TÜRKİYE'YE GÖNDERİLEN AFGAN ‘’SIĞINMACILAR’ YOKSA, ABD VE NATO İÇİN ÇALIŞMIŞ AFGAN İŞBİRLİKÇİLER MİDİR? 

‘Katar aracılığıyla’  yapılan ABD ve Taliban arasındaki ‘anlaşma’dan’ dolayı, Afganistan’da iç savaşa giden süreç tekrar başlamış bulunmaktadırlar. 

ABD bunu bölgedeki yeni konjektürden dolayı bilerek kurgulamış ve hayata geçirmiştir.

ABD amaç okarak Çin, İran,Rusya ve diğer Orta Asya Cumhuriyetleri, Kafkasya ve Türkiye’yi de içine alan  bölgede yeni ve kendince kontrol edilebilir bir kaosun fitilini bilerek ve yeniden bir başka hamleyle ( sözde geri çekilme adı altında) ateşlemiştir.

Bölgeyi kendi kurgularına göre; Taliban, Yeni Cihadcılarla karşı karşıya getirmiş ve bunuda başarmıştır.

Bu kurgu, analizciler tarafından da konunun sebep ve sonuçları itibariyle daha iyi anlaşılması için, çok yönlü olarak ele alınmalıdır.

Bu kaos kurgusunun bir yönüde,  Türkiye’yi de kapsayan bir bölgede yeni sığınmacı akını yaratmaktır. 

Ve ABD,  bu anlamda,  bölgeyi bir şekilde ve  istediği gibi gergin de tutacaktır. 

Bu gerginliktende ABD, bölgede  özellikle Çin, Rusya, Pakistan, Türkiye ve İran’a karşı  yeni olanaklar elde edeceğini ummaktadır. 

ABD’nin düğmesine bastığı bu kaoslu süreç,  gerçektende kısa sonuçları itibariyle çok hızlı başlamıştır.

Belliki  bu yeni kurgulu durum, ABD tarafından çok iyi hesaplanmıştır. 

Ve Afganistan’dan Türkiye ve komşu ülkelere olan, yeni  ‘sığınmmacı’ bir insan akınıda,  bu kurgunun sonucunda hareketlenmiş ve bu bugün fiiliyata dönüşmüştür.

Bu durum artık görmek isteyen herkes için çok açık bir hal almıştır.

Bu akın, zaten her yerindende bellidir ki, normal bir sığınmacı akını gibi gözükmemektedir.

Bu akının düzenlenmesinin ve Türkiye’ye yönlendirilmesinin, ABD ve Erdoğan tarafından çok iyi bir şekilde yapıldığı ve bu organizenin  ABD ve gönderilen ülke arasında olduğu, Erdoğan’ın bir ‘sivil’ örgütü olan İHH tarafından, gelenleri Türkiye’de bizzat karşılamaları ve onları planlı bir biçimde sevk etmeleri,  bu insan akınının bir anlaşma sonucunda olduğunuda belgelemektedir. 

Bunu Türkiye, son bir haftadır her gün yaşamaktadır. 

Örneğin, 
son bir haftadır, Afganistan’dan  hiç bir engelle karşılaşmadan Türkiye’ye gelen binlerce kişi  arasında, 20 yıldır  ABD ve NATO ile işbirliği yapan, onlar için 20 yıldır çalışan, ve sayıları on binlere varan kişilerinde, ABD ve diğer NATO ülkelerine götürülmek istenmemesinden dolayı, Türkiye’ye gitmelerinin organize edilmesinin açık olarak sağlandığı gözükmektedir. 

Bu organizeninde, ABD  ve Erdoğan arasındaki 14 Haziran Brüksel gizli anlaşması maddelerinin bir uygulaması olduğu ve gelenlerede bunun için ses çıkartılmaması gerektiği, bugünlerde Erdoğan İktidarı tarafından fiilen işletilmektedir.

Bu konuda yorum yapan değişik yorumcularcada bu açı, gerçekten çok dikkate alınması gerekmektedir. 

Ve bu yaratılan fiili durumun, 
bu gibi bir sebebide gözden asla kaçırılmamalıdır . 

KISACASI Türkiye, 

bu şekilde  Erdoğan ve ABD arasındaki 14 Haziran Brüksel gizli anlaşmasıylan, aynen 2011 yılında ki Suriye’den Türkiye’ye yapılan organize insan akınında olduğu gibi, 

ABD ve NATO İŞBİRLİKÇİLERİNİN KULLANIŞLI DEPOSU HALİNE GETİRİLMEKTEDİR. 

Yarin bu işbirlikçilerin, ABD ve NATO tarafından fiili ve eğitimli bir güç olarak, Türkiye’de Türkiye’ye, bölgeye ve komşularına karşı kullanılmayacağınında hiç  bir garantiside yoktur.

Bunun ileridede daha kötü bir durum olarak yaşanması tecrübe olunmadan ve ABD ile ilgili geçmiş tecrübelerde kullanılarak  Halk tarafından iyi anlaşılması gerekmektedir.

Bu konuda Türk Halkı olarak çok tedbirli olmak gerekmektedir.


Türk Halkı, 
İşte bu yüzden, 
Türkiye’de ki iktidarın,  
sırf liderinin ve ABD’nin  çıkarı için yaptığı bu yanlış ve işbirlikçi politikasına karşı,  

eylemler düzenleyerek,  

organize bir şekilde sesini çıkartmalıdır.

Bu işbirlikçi yanlış iktidar politikasını, bir an önce durdurmak içinde,  

Milli güçler olarak, bu  karşı çıkışı birlikte ve kollektif bir önderlikte organize etmelidir.

Ve bunu 
sonuç odaklı, 
iyi programlı 
bir mücadele ile 
yürütmelidir.

Çünkü  ABD’nin  Erdoğan ile birlikte yaptığı gizli anlaşmanın sonucu olarak yapılan, Afganistan’dan Türkiye’ye bir acı sevkiyat olarak yapılan bu organize insan akını, gerçekten bugün Türkiye’de Milletin ve Devletin bekasını açıktan tehdit etmektedir. 

Türkiye bu anlamda gerçekten çok büyük bir tehlike altındadır. 

Bu konuda, İktidar politikasına karşı her türlü tavırı almak Anayasa’yal olarakta meşrudur.

Ve bir Milli GÖREVDİR.

Son söz olarak her zaman olduğu gibi yine:

Atatürk’le kalın,
Cumhuriyetle kalın,
Hoşçakalın!

Önceki ve Sonraki Yazılar