Selahattin Akarsu

Selahattin Akarsu

TEPKİSİZ TOPLUM

Suskun duyarsız, tepkisiz, etkisiz bir toplum olduk.

Neden baş eğdik?

Sustuk, çıt yok!

Cumhuriyet yıkık, tık yok.

Laiklik tehlikede diyemem, diyenlere inandı bu toplum...

Baktık, altını oya oya Cumhuriyet değerlerinden taviz vere vere, dinamitlerle parçaladılar.

Böldüler bu toplumu, kanlı-kansız geldiler.

Aydınlar toplum önderleri, yazarı, çizeri, siyasetçisi, hukukçusu, bilim adamı bile bilimden vazgeçti.

Her kesimden gelen gerici dalganın karşısında durmadı, sürüklendik okyanusta sulara varıncaya kadar değişti her şey.

Boyun eğdik, kaderin cilvelerine yazıklar olsun.

Dirençsiz, çıkarcı gücün yanında saf tutmaya başlandı.

Ne ilke, ne inandığımız değerler hiçe sayıldı.

Bana dokunmayan yılan” bin yaşadı, yılanla-çıyanla arkadaş oldu, bu toplum.

İnsanlığı yakanlarla ülkesine düşman oldu!

Bana düşman-Sana düşman siyasiler dostlarımız oldu.

Yan yana gelemeyenler can cana oldu.

Bazı haber kanalları boş gündemlerle, halkı uyutma göreviyle, esas temel sorunlardan uzak tartışma programlarına yazar akademisyen, milletvekili, gazeteci, asker, araştırmacı ayarlanıp program başı paralar ödeyerek gündelik yalan üretir oldu.

Doğruyu söylemek yok!

Her katılımcı bir siyasi çizginin borozanı görüntüsü ile, görüş beyan ediyorlar. Konular belli, çalışarak geliyorlar. Ajitasyon, halkın anlamadığı dilden bol keseden atıp tutuyorlar. Görüş beyan ediyorlar. Her konuşmacı bir çizgi, bir yandaşlık belirlemiş, bir çıkar çevresinin emrine girmiş, ha babam sallıyor.

Bazen, reyting uğruna kargaşa çıkarıp üstünlük sağlıyorlar.

Yayın arasında tokalaştıklarını düşünüyorum.

Yayın esnasında ellerinde akıllı telefonlar, danışmanları arıyor, akıl veriyor.

Bıktı millet, bu zübüklerden!

Ülkem batmış, memleket bilfiil işgal edilmiş, her yer yangın yeri, sefalet diz boyu, yağmur gibi başımıza zam yağarken, ülkemizi ele geçiren yerli-yabancı güçlerde Sorosçu mu dersin, PKK mı, top yekün Türkiye düşmanları da iş başında!

Kimi parti kuruyor, bir kesimin emrinde atıp tutuyor, ülkeme vurdukça vuruyorlar, düşman ülkeler vatanımıza yeni haritalar çiziyor.

Çocuklarımızın geleceğini karartıyorlar.

Karanlık güçler durmadan parti kurduruyor, kimin hizmetinde bu partiler siyasetçiler, yalanları dağları inletiyor.

Güzel ülkemin insanlarını kandırıyorlar püsküllü yalanlarıyla, bir dolu oyunlar oynanıyor ülkemiz insanına sağ olsun, halkımızda tık yok!

Suskun duyarsız, tepkisiz toplum olduk.

Kabuklara çekiliyoruz ne oldu?

Bize ne oldu?

Benim aklımın yettiği bir tarih; 1974’te toplum duyarlıydı.

Güzel ahlak, terbiye, örf-adetlere saygılı bir insan topluluğu vardı.

Haksızlık, yolsuzluk, zulüm bu kadar had safhada değilken tepki büyük olurdu.

Ozan, yazar, siyasetçi korkmadan, sinmeden düşüncesini ifade ederdi.

İnsanlar, Cumhuriyet ozanları sazının bam teline dokunur, haykırırdı türkülerini...

AKARSU, MAHZUNİ, ÇIRAKMAN, İHSANİ, ZAMANİ, Abuzer KARAKOÇ v.s. yazdıkları türkülerle toplumun sorunlarını saza, söze dökerlerdi.

Zam-zulüm nerden gelirse, isyanını, doğru bildiğini yandaş olmadan getirip halkı aydınlatırdı.

Mesela; Muhlis AKARSU,

Ecevit’ten yağmur gibi

Zam üstüne zam geliyor

Aha babam zam geliyor

Gelirse de tam geliyor.

... derken o zaman adını dağlara yazdıran, toprak işleyenin su kullananın diyen Halkçı Ecevit yanlısıydı ozanlar.

Mahzuni ŞERİF:

Sevgili gardaşım, canım Karaoğlan

Bizim yüzümüze güleceksen gel

Asık surat, göbeklerden usandık

Adamca bakmayı bileceksen gel

 

Bilirsin ki bizim köyün yolu yok

Hökümete uğrayacak kolu yok

Bizim derdimizin sağı-solu yok

Açlığa bir çare bulacaksan gel

 

“Rey” dediniz, “oy” dediniz, al verdik

Yüzyıllardır gözü bağlı yalvardık

Tarla tarla diken yolduk, bel kırdık

Yoksulluğa tırpan çalacaksan gel

 

Hiç benzeme senden evvel gelene

Çünkü karnımız tok böyle yalana

Bir sözüm yok milletini sevene

Yani halka kurban olacaksan gel

 

Demem o ki, artık her şey normalmiş gibi, her durum bayağılaştı.

Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete...

Ozanı susmuş, yazarı susmuş, toplum susturulmuş, yaşanmaz hale gelen dünyanın ne tadı, ne tuzu kaldı.

Ama umutsuz değilim.

Bu ülkenin yürekli insanları da var.

Bu devran böyle gitmeyecek, bu ülkenin sahibi var.

Zam, zulüm bir gün son bulur.

Adalet sağlanır.

Halkım uyanır.

Kültür devrimi olur.

Herkes bilinçlenir.

Bilime ilime inanır.

Karanlığa doğru değil, ışık saçan yoldan ilerler doğruyu bulur.

Bir gün mutlaka....

Önceki ve Sonraki Yazılar