Metiner yazdı: Kandil’dekilerin ayağına git, Diyarbakır annelerini ayağına çağır!

AK Parti 26. Dönem Milletvekili, DEMBİR-DER Genel Başkanı Mehmet Metiner, Yeni Şafak'taki yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.

Metiner yazdı: Kandil’dekilerin ayağına git, Diyarbakır annelerini ayağına çağır!

AK Parti 26. Dönem Milletvekili, DEMBİR-DER Genel Başkanı Mehmet Metiner, Yeni Şafak'taki yazısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.

"Kemal Bey bilmiyorsa öğrensin: Annelerin ayaklarına gidilir asıl. Dahası annelerin ayaklarının dibi öpülür. Hele bu anneler Kandil’e meydan okuyan Diyarbakır’ın acılı ve yürekli Kürt anneleriyse." ifadelerine yer verdi.

DEMBİR-DER Genel Başkanı Mehmet Metiner'in Yeni Şafak'ta yer alan işte o yazısı:

 

CHP lideri Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyorum elbet.

Diyarbakır’a gidiyor, Kandildekilerin ayağına kadar gidiyor lakin Diyarbakır annelerini ayağına çağırtıyor Kemal Bey.

Bunun siyasi anlamı açıktır.

Kandildekiler derken Kandil’in şehirdeki siyasi ve STK görünümlü sivil ayaklarından söz ediyorum.

FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda yeri göğü inleten Kemal Bey nedense Kandil’in yani PKK’nın siyasi ve sivil ayağı konusunda hiç de tek kelime etmiyor.

Bırakınız Kandil’in ayaklarının bulunmasını talep etmeyi o ayaklarla iş tutuyor ve kalkıp onların ayaklarına gidiyor.

Ayaklarına kadar gittiği o Kandil’in STK görünümlü elemanlarından biri “Ordunun Suriye’de Rojova’da yaptığı operasyonlar/katliamlar durdurulmalı. Zira bu Kürt halkına yönelik bir kıyımdır” mealinde laflar ettiğinde Kemal Bey gıkını çıkartmadan kuzu kuzu dinliyor.

DUT YEMİŞ BÜLBÜL OLDU

Hani Kemal Bey “Kandil’i yerle yeksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler “ diyordun Yozgat’ta! N’oldu Kemal Bey, niye orda dut yemiş bülbüle döndün? Bak yanı başında açıkça ve pervasızca Kandil’e sahip çıkıldı, Kandil’i canları pahasına yerle yeksan eden Mehmetçikler eleştirildi, niye sustun Kemal Bey? Bu mudur siyaset anlayışın: Yozgat’ta Kandil’e ve Kandil’dekilere gürle, Diyarbakır’da Kandildekilerin ayaklarına git onların Kandil’e sahip çıkan sözleri karşısında sus-pus ol?

Yozgat’ta başka Diyarbakır’da başka.

Kemal Bey Diyarbakır’da söylenmesi gereken bir lafı kalkıp Yozgat’ta söylüyor. Sonra da kalkıp Sn. Bahçeli’ye milliyetçilik dersi veriyor e pes vallahi! Bu kadar pişkinlik yeryüzünde başka kimde görülür bilmem.

Sahi Kemal Bey niçin Diyarbakır’da Kandil’e yönelik bir tek eleştirel söz etmediniz?

“Helalleşme” diyorsunuz, eyvallah. Helalleşme deyince aklınıza sadece Kandil’in Kürtleri niçin geliyor anlamadım.

Helalleşecekseniz evvela bir bütün olarak Kürt halkıyla helalleşin. Zira siz tek partili devr-i iktidarınızda Kürt halkının varlığını inkar eden, dilini ve kültürünü yasaklayan ceberut bir partinin şimdiki genel başkanısınız. Çıkıp şunu diyebiliyor musunuz?

“Ey Kürtler biz sizin etnik kimliğinizi inkar ettik, dilinizi ve kültürünüzü yasakladık, size zulüm ettik, o yüzden Kürt sorunu çıktı, bunun müsebbibi biziz, sizden özür diliyoruz, helallik talep ediyoruz!”

Bunu diyebiliyor musunuz Kemal Bey? Hayır! Ya ne yapıyorsunuz? Kalkıp sanki “Kürt sorunu”nun müsebbibi Erdoğanmış gibi suçlamalarda bulunup “Kürt sorununu biz çözeceğiz” deyip Kürtlerin ağzına “helalleşme” söylemiyle hem bir parça bal sürüyor hem de kendi günahınızı örtmeye çalışıyorsunuz. Bravo yani!

Peki “Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Nedir somut önerileriniz?” diye sorduğumuzda da derin bir suskunluğa gömülüyorsunuz. “Kayyum” eleştirisinin “Kürt sorununu çözümü”yle alakası olmadığını bilmiyorsanız ne diyelim size Kemal Bey!

ABD DİYEMEDİĞİ İÇİN ‘NATO’ DİYOR

Görünen o ki Kemal Beyin CHP’si Kandil’in HDP’si ile birbirine bağlanmış. Bağlayanlar belli. “Solcu” Kemal Beyin “NATO, demokrasinin güvencesidir” demeci üzerinde düşünürseniz ne dediğimi anlarsınız. NATO dediğin düpedüz ABD. Kemal Bey doğrudan ABD diyemediği için NATO diyor. Ama dış ilişkilerden sorumlu başdanışmanı eski büyükelçi doğrudan ABD’den demokrasi talep edecek kadar cesur ve cüretkar. Ha, Kandil’in iplerinin kimin elinde olduğuna bakarsanız, daha açıkçası Kandil’e Suriye’nin kuzeyinde kimin devlet kurdurtmaya çalıştığına, hangi NATO ülkelerinin Kandil’e her türlü desteği sağladığına bakarsanız anlarsınız CHP-HDP ittifakının asıl anlamını.

FETÖ’nün iplerini elinde tutanların da aynı güçler olmasını Kemal Beyin bilmemesi mümkün mü?

“NATO, demokrasinin güvencesidir” lafı, Kılıçdaroğlu CHP’sinin dışarda ve içeride kimlerle niçin dost olduğunun da açık beyanıdır.

O yüzden Kemal Bey Kandil’in HDP’sinin rahatsız olduğu Diyarbakır Anneleri’ni HDP önündeki çadırlarında ziyaret edemezdi.

Kendisine bu yönde iletilen talebe Kemal Beyin kayıtsız kalamayacağını söylemek bile gereksiz.

Ama bir biçimde zevahiri de kurtarması gerekiyordu. Siyasi bir hileyle onlardan bir kaç kişiyi ayaklarına çağırıp görüştüğü algısı oluşturması yeterliydi. Ne yazık ki bu kumpası elinde patladı.

Helalleşmeye Diyarbakır’a giden Beyin oysa ilk uğraması gereken yer Diyarbakır Anneleri’nin çadırı olmalıydı.

ANNELER TUZAĞA DÜŞMEDİ

Onlar ki HDP marifetiyle Kandil’e terörist olsun diye gönderilen gencecik kız ve erkek evlatlarının kendilerine geri verilmesini talep ediyorlar. Kandil’i yerle yeksan etme sözü veren Kemal Beyin o yüzden ayaklarına gitmesi gerekenler evvela onlardı. Bugüne kadar uğramadığı ve taleplerine duyarsız kaldığı için özür dileyip helallik isteyeceği kişiler onlar olmalıydı. O onurlu, o acılı, o cesur yürekler olmalıydı. Oradan Kandil’e vereceği mesajlar asıl anlamlı olurdu. Ama Kemal Bey Kandil’in ve partisinin hoşuna gitmeyeceğini bildiği o ziyareti yapmaktan kaçındı. En kötüsü siyasi ayak oyunlarına başvurdu. Onlardan bir kaçını hileyle ayaklarına getirtme yoluna gitti. Ama Diyarbakır’ın o yiğit anne ve babaları kendileri üzerinden kurulmak istenen siyasi tuzağı kemal Beyin başına geçirmeyi bildiler o derin ferasetleriyle.

Kemal Bey bilmiyorsa öğrensin: Annelerin ayaklarına gidilir asıl. Dahası annelerin ayaklarının dibi öpülür. Hele bu anneler Kandil’e meydan okuyan Diyarbakır’ın acılı ve yürekli Kürt anneleriyse.