Kamu Bankalarının 1.2 Milyar Dolarlık Reklam Bütçesi Sırrı!
Kamu bankalarının devasa reklam bütçeleri ardında ne gibi sırlar barındırıyor? 1.2 milyar dolarlık dev harcama hangi medya kuruluşlarına dağıtıldı? Hangi medya organları bu büyük pastadan pay aldı hangileri dışlandı?
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer kamu bankalarının devasa reklam harcamalarına ve bu harcamaların hangi medya kuruluşlarına dağıtıldığına ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e yazılı soru önergesi sundu. Ancak Bakan Şimşek verdiği yazılı yanıtta reklam bütçesinin hangi medya kuruluşlarına yönlendirildiğine dair herhangi bir bilgi paylaşamayacaklarını belirtti. Bakanın açıklamasına göre, söz konusu veriler banka ve müşteri sırrı kapsamında değerlendirilerek kamuoyuna açıklanmasının uygun olmadığı ifade edildi. Bu durum kamu bankalarının toplamda 1 milyar 283 milyon dolar tutarındaki reklam bütçesinin şeffaflıkla izlenmesi konusunda soru işaretlerine neden oldu.
Verilen Yanıt Eleştirildi
Gürer bu yanıtı eleştirerek halkın doğru bilgilendirilmesi ve bankaların kamu kaynaklarını nasıl harcadığı konusundaki belirsizliklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak Bakan Şimşek’in cevabında bu tür bilgilere dair açıklamanın yapılmasının yasal açıdan mümkün olmadığı ifade edilerek sürecin tamamen şeffaflıktan uzak olmasına dikkat çekildi.
Kamu bankalarının özellikle Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın büyük reklam bütçeleri, son dönemde çeşitli tartışmaları beraberinde getirdi. Yalnızca rakamsal büyüklükleri değil aynı zamanda bu paraların hangi medya kanallarına dağıtıldığı konusunda yaşanan belirsizlikler de kamuoyunda ciddi endişelere yol açtı. Özellikle medya özgürlüğü ve bağımsızlığı açısından bankaların büyük meblağlar ile hangi medya kuruluşlarına destek verdiği konusu daha fazla sorgulanır hale geldi.
Gürer açıklamanın eksikliğini ve kamuoyunun hakkını savunarak bankaların reklam bütçelerinin daha geniş bir kamu denetimine tabi tutulması gerektiğini savundu. Aynı zamanda kamu bankalarının kaynaklarının hangi medya organlarında kullanıldığına dair daha fazla şeffaflık talep etti. Bu durum devletin ve halkın kaynaklarını kullanan kurumların faaliyetlerinin daha geniş bir denetim alanına girmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Şeffaflık Eksik
ethi Gürer kamu bankalarının medya kuruluşlarıyla olan ilişkilerindeki şeffaflık eksikliğini eleştirerek bu durumun belirli medya organlarına ayrıcalık tanındığına dair endişeleri artırdığını belirtti. Gürer bu yaklaşımın reklam bütçelerinin sadece belirli medya kanallarına yönlendirilmesinin siyasi ya da ekonomik çıkarlar doğrultusunda kullanıldığı izlenimi yarattığını ifade etti. Kamu bankalarının bu şekildeki harcama politikalarının devletin ve halkın kaynaklarının adaletli bir biçimde dağıtılmadığına dair büyük soru işaretlerine yol açtığını söyledi.
Gürer sözlerine devam ederek özellikle basın ve televizyon kanallarında yandaş medya kuruluşlarına sağlanan faydanın özgür ve tarafsız yayın yapan medya organlarına yansımadığını vurguladı. Bu ayrımcı yaklaşımın basın özgürlüğünü ve demokratik medya anlayışını ciddi şekilde zedelediğine dikkat çekti. Gürer bu durumun kamu bankalarının reklam bütçelerinin sadece hükümete yakın medya kuruluşlarına yönlendirilerek halkın doğru ve bağımsız bilgilendirilmesinin engellendiğini düşündürdüğünü belirtti.