
Ali Develioğlu
DİLENCİ ÇOCUK SİZE NE DESİN, BE!
O yoksul çocuğu ben Eminönü`nde dilenirken tanıdım
“Yeter ya, herkes benden yardım istiyor, hepsi yakınıyor!” dedi
Şaşırdım, Allah derim bu işe, ne iştir ya, dilenci çocuktan yardım dilenen bir Türkiye!
Desinler desinler, şeker yesinler, erik dalı, mastika, oynayan, maaştan yakınan, siyasetten yakınan.. hepsi ona geliyor, yakınıyormuş!
Dilenci çocuk yahu!
Çocuğun kafasını ütülemeyin ya, Allahınızı severseniz!
Gidin kendiniz başınızın çaresine bakınız.
Yakınma taşı mı o? Dilek taşı mı?
“Oğlum” dedim, “Yok mu ya bi oturup dinleneceğin bi yer?”
Eliyle Atatürk`ün tas resmini gösterdi.
“Ben ne bilim abi, o taşa gitsinler, o tas abime eyvallah ama, aslında hiç bi taşa gitmeseler bence daha iyi olur ama, bana gelip yakınmasalar yeter.”
Ekledi:
“Kafayı bulmuş hepsi a`bi! Bi tek çare lafı etmiyorlar! Ben kendime care bulamazken.”