Ali Rıza Özkan

Ali Rıza Özkan

ABD, SAVAŞ GEMİLERİNİ KARADENİZ'E NEDEN GÖNDEREMEDİ?

 1700’lü yılların başlangıcından itibaren Rusya’nın birinci hedefi, Kırım’ı ele geçirip, Karadeniz’de varlık göstermekti. Çünkü, Karadeniz demek, Rusya için dünya ile bağlantı kurmak demekti.

21 Temmuz 1774’de imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması, esasen yaklaşık 75 yıldır Osmanlı devletini Kırım ve bugünkü Ukrayna topraklarından çıkarmak için mücadele eden Rusya için diplomatik alanda büyük başarı demektir.

Nitekim, Kırım Hanlığı’nın bağımsızlığını kazanması olarak bilinse de, aslında Kırım’ın Rusya'nın etkisine girme sürecinin siyasi başlangıcı olarak kabul edilmesi gereken Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra, 8 Nisan 1783’e kadar geçen 9 yıllık sürede, Kırım’ın Rus egemenliğine geçişi adım adım gerçekleştirildi.

Bugünün tarihi dün yazıldı, derken, işte bunu kastediyoruz.

Bugün, Rusya, Ukrayna, ABD, NATO vs üzerine kalem oynatan pek çok “stratejist”in gözden kaçırdığı nokta, yaklaşık 250 yıl önce Osmanlı devletinin terk etmek zorunda kalmasıyla, Karadeniz’in kuzeyinde değiştirilen statükonun sancılarının bugünlere kadar taşındığıdır.

O gün, Osmanlı ve Rusya karşı karşıya iki ayrı kampta idi. Rusya’nın hedefi, sadece Karadeniz’de varlık kazanmak değil, ama aynı zamanda, Avrupa’da tüm ülkelerden önce, çöküş içerisinde olduğunu tespit ettiği Osmanlı devletinin parçalanmasından da pay koparmaktı!

Bugün ise, Türkiye’yi yanına alamayan bir Rusya kaybetmeye mahkumdur!

UKRAYNA RUSYA SAVAŞI MÜMKÜN MÜ?

Dünyada herkesten çok ABD’nin istediği Ukrayna Rusya’nın sıcak çatışma ihtimali, karşılıklı restleşmelerle tırmanan gerilim içerisinde, en çok merak edilen konulardan birisi.

Böylesi bir ihtimalin bizi ilgilendiren bölümü, bu savaşın tarafı olmak zorunluluğudur.

Nitekim, Joe Biden’in AB ülkeleri liderleriyle yaptığı konuşmada talep ettiği destek bizi de bağlıyor. Ancak, Almanya başta olmak üzere, pek çok Avrupa ülkesinin, Balkanlar ve Doğu Avrupa’da ABD’nin gerilimi artırma siyasetini onaylamadığını biliyoruz.

Nitekim, ABD’nin Avrupa ülkelerine ve Ukrayna’ya cesaret vermek amacıyla Karadeniz’e çıkarmak istediği 2 savaş gemisi girişimini iptal etmesi de, aslında ABD’nin “dostlarına” gaz vermek ve onları Rusya’ya karşı kışkırtmak dışında, ajandasında dişe dokunur bir hamle planı olmadığını gösterdi.

Esasen, 70’li yıllarda başlayan “Reaganizm” temel olarak diş göstermeye, çatışmaya zorlamaya yönelik bir kabadayılık tiyatrosu idi.

Ancak, ABD için, gösterinin bittiği “The show is over!” ne zaman anlaşılacak, hep birlikte göreceğiz.

UKRAYNA GERİLİMİNDE İBRETLİK ABD MANEVRASI!

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin 14 Nisan’da Türkiye’ye yaptığı bildirime göre daha önce açıklanan iki savaş gemisinin geçişi iptal edildi. ABD donanmasına ait USS Donald Cook ile USS Roosevelt’in Çanakkale ve İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e ulaşması bekleniyordu. Ancak ABD yönetimi bu kararından vazgeçti.

Savaş gemilerinin geçişlerinin iptalinin, ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında önceki gün yapılan telefon görüşmesinin ardından gerçekleşmesi dikkat çekti.

Tabiii, bu görüşme öncesinde, Rus donanması Karadeniz'de bir tatbikat başlatmıştı. Rus ajanslarında yer alan haberlere göre, Kırım'da konuşlu Karadeniz donanmasından gemiler, helikopter ve uçakların katıldığı tatbikatta yüzey ve hava hedeflerine ateş açılacaktı. Tatbikatta karadan ve havadan hedeflere karşı müdahale senaryoları üzerine çalışılacağı belirtilmişti!

Bunun yanında, Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan başka bir açıklamada da, donanmanın kış eğitim döneminin bitmesiyle yapılacak kontrollerin bir parçası olarak, 3 topçu ve 8 çıkarma botu dahil olmak üzere toplam 15 donanma gemisinin Hazar Denizi'nden Karadeniz’e gönderileceği belirtilmişti.

Bütün bunlar ne anlama geliyordu? Bunu, ABD Donanma Karargahı’nın anlamaması mümkün değildi!

ABD HİÇBİR ZAMAN “GÜVENİLİR BİR MÜTTEFİK” OLAMAZ!

ABD emperyalizminin bencil kibirini özellikle de Avrupa ülkeleri ve Ukrayna bir kez daha deneyimleme fırsatı yakalamış oldular!

Tüm dünyaya “uygarlığın değerleri” üzerinden senaryolar yazan ABD, aslında hiçbir zaman dünya sisteminin çıkarına olacak bir plana sahip olmadı. ABD sadece kendisinin doğrudan çıkarına olacak işlerle ilgilenir ama dünyanın geri kalan ülkelerini kendisini korumaya ve kendisi için ateşe koşmaya zorlar!

ABD’nin tek ilgilendiği, dünyanın farklı yörelerinde kendi çıkarları için savaşmayı göze alacak piyonlar bulmaktır!

Umarım, bu deneyimden Ukrayna devletini yönetenler kendileri için bir ders çıkarırlar. Çünkü, bugün bu öğretiye en çok onların ihtiyacı var! 

Önceki ve Sonraki Yazılar