ALMANYA BİZİ KISKANIYOR!

Son haftalarda  hayvanlar ile ilgili güzel gelişmeler oluyor. Bugun, bunlardan bir tanesini konu edeceğim.

Birincisi, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde evcil hayvanların satışının yasaklanması.

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, "Evcil hayvan ticareti kabul edilemez bir hak ihlalidir. Evini ve yaşamını bir hayvanla paylaşmak isteyen herkesi satın almak yerine sahiplenmeye çağırıyoruz" dedi.

Belediye meclis üyeleri ve hayvanseverlerin büyük takdirini kazanan bu hareketin, ülkemizdeki diğer illere, ilçelere de örnek olmasını bekliyorum. 

Özellikle ülkemizde, hayvanlara yapılan haksızlıklar çok fazla iken; her hafta sonu kimi haber spikerleri hayvan hakları yasasını savunurken, bu tarz haberler yüreklerimize su serpiyor.

Toplumda hâlâ kalbi taşlaşmamış insanların olması, dünyanın hâlâ güzel bir yer olduğunun kırıntıları. 

Zaman zaman görüyor, duyuyoruz; insanların hayvanlara eziyet ettiğini, tecavüz ettiğini, dövdüğünü vs.

Bunları izlerken veya yapanlar açısından acaba bir gün benimde bir yakınıma böyle bir şey başına gelir mi diye düşünüyor muyuz?

Hayır düşünmüyoruz! Hatta bizim başımıza gelmez, bize dokunmayan yılan yaşasın, gibi düşüncelerle geçiştiriyoruz. 

Aslında yapılması gereken, acilen hayvan hakları yasasının yürürlüğe sokulup, dünyadaki en iyi hayvan hakkı yasasını ülkemize hediye etmek...

* * * 

Ve sonunda bizi kıskanan ülke Almanya...  Hani herkesin diline, özellikle AKP iktidarı sonrası dillere pelesenk olan, Almanya bizi kıskanıyor sözleri gerçek mi oluyor yoksa?!

Hemen dikkat kesildiniz değil mi?

Yok, yok rahatlayın! 

Sadece Kovid-19 sebebiyle çok riskli olan ülkeler listesinden riskli seviyeye indik.

Yani, hala kıskanılacak pozisyonda değiliz...

Evet, hâlâ kıskanılmasak da, ülkemize uygulanan yüksek ambargo, kısmen de olsa azaldı.

Bacasız sanayi veya ülkemize gelecek dövizi olumlu etkileyeceği kesin, ancak ülkemizin dış borç ödemeleri konusunda rahatlatacak etkiyi gösterir mi? Bilmem.

O zor görünüyor, ama Almanya bizi kıskanıyor, o bize yeter...

* * * 

Senegal'de Baye Modou Fall diye bir mahkûm var ve 12 kez cezaevinden kaçmış.

Bu olayı duyduğumda aklıma Red Kit geldi.

Daltonları, neredeyse her bölümde yakalayan Red Kit.

Konuya dönecek olursak, bu mahkûm geçen hafta perşembe günü cezaevinden kaçıp, bu sefer bir TV programına çıkıyor, bu enteresan ve bir o kadar da can sıkıcı olayı anlatıyor.

Program sonunda bu suçluyu ev hapsi için evine götürüyorlar.

Düşünsenize, bizim ülkemizde de böyle bir açık olduğunu!

Mafya babalarının gündem oluşturduğu ülkede hırsızlar, diğer suçlular da gündem oluşturacak açıklamalar yapar, hatta ülke çalkalanır...

İlgili yöneticilerin istifaları istenir, ancak hiçbir değişiklik olmaz. 

Bu yozlaşmadan kurtulmak gerekiyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar