Gençliğimin idolüydü. Benden uzun boylu, yapılı, okuyan, yazan sosyalist militan. Partinin gençlik kollarının sorumlusu, "Dönüşüm" ün sokak savaşçısı idi.

Kızılay'da bodrum katındaki bekar evine sabahları gider Rusça'dan çevirdiği, günlerce süren çalışması, "Azerbaycan Köroğlusu" nun daktilosunu yazardım.

Boyluca, biçimli bedenli, ışıl ışıl gözlü, sürekli gülümseyen uzak doğu güzeli  sevgilisi ile yan yana koşardı bir eylemden diğerine.

Resul Hamzatov'un şiirini ezberden okurdu, arada bir ben de ezberlemiştim.

Çünkü, onunki gibi bir sevgili arıyordum. Dil-Tarih'i bitirdi, askere gitti.

Bir yıl sonra yedek subay üniforması ile partiye geldiğinde, her günü bir öncekinden hareketli günlerin bağlantılı zincirleriyle arasına askerlik girmişti.

 xxx

Türk Şiirinde isim oldu. Çok tanınmış bir yazar olarak, İstanbul da yaşıyordu.

Hepimize örnek olan ve şiirlerinde yer alan sevdiğinden ayrıldığını, yeni evlilikler yapmış onlardan da ayrılmış olduğunu, son Rus eşinin ünlü gazetede kendisini ağır suçlayan uzun bir röportajında okumuştum.

Askerliğinden sonra görmemiştim. Bir tanıtım toplantısında yanına geldim, "nasılsın ağabey" dedim.

Yanındakilere, kim bu, sorgulaması bakışlarıyla bakınca, çok kötü oldum.

Kendimi tanıtmama fırsat vermeden uzaklaştı.

Üzerinden yirmi beş koca yıl geçti, unutamıyorum.

İnsanın üzerinde derin iz bırakan bir dostun, arkadaşın, yoldaşın kötü tavrı unutulmuyor. 

xxx

Askerlik öncesi aşkının coşkusu ile, evinde bir kaç kez dinleyerek ezberlediğim, Resul Hamzatov'un tam metnini hiç okumadığım, olağanüstü güzel şiiri, o zamanki ezberlediğim haliyle şöyleydi, sevgililer gününde herkese gelsin. 

"Kadın
Eğer seni bin kişi seviyorsa, o, Resul Hamzatov'dur. 

Kadın
Eğer seni yüz kişi seviyorsa, onlardan birisi Resul Hamzatov'dur. 

Kadın seni bir kişi seviyorsa, o Resul Hamzatov'dur. 

Kadın
Seni kimse sevmiyor ve sen bahtsız ve umutsuz dolaşıyorsan
Dağıstan kara dağlarının  ardında bir mezar vardır. 
Resul Hamzatov'un mezarı."