Son yazımda , AK Parti içinde veya dışında anti-emperyalist çizgideki milli duruşu olan her siyasetçinin, aydının, gazetecinin,  emperyalizmin hedefinde olduğunu , AK Parti içinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en sadık isimlerin hedef yapıldığını, itibar suikastleri ile karşılaştıklarını belirtmeye çalıştım.

Belirtmeye çalıştım çünkü, en tepelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sadık bazı isimler itibar suikastleri ile karşılarken, tepede bunlar olurken, merkezden uzaklaştıkça ,ne kadar çok Erdoğan'a sadık ve vatansever insanlar varsa hunharca siyaset dışına itildiklerini görüyoruz.( Zaten esas tehlikede buradadır.)

Saldırılar, ABD destekli Fetö kaynaklıdır çünkü  orduyu ele geçirip darbe yapmaya artık gücü kalmayan FETÖ, bütün kuvvetini ve dikkatini :

1- Türkiye'de iç karışıklık çıkartmaya,

2- AK Parti içinde çalışkan, iş yapan, vatansever kadroların önünü kesmeye yoğunlaşmaya ,

3- Basın ve medyayı ele geçirmeye çalışmaktadır.

Türkiye, Batılı ülkelere karşı "TAM BAĞIMSIZLIK"mücadelesi başlatmış ve bu mücadeleyi baltalamak isteyen güçler iç cepheyi zarar vererek, AK Parti'yi de içeriden dejenere ederek göçertme amacı taşımaktadırlar. 

AK Parti'ye yönelik saldırılar sadece dışarıdan değil parti içerisinden de yapılmaktadır.

Bu yazı dizimle birlikte; Türkiye'de basın ve medyanın nasıl kuşatma altına alındığı dikkat çekmeye çalışacağım gibi , Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düşmanlarının sadece dışarıda değil aynı zamanda AK Parti'nin içerisinde olduğunu anlatmaya çalışacağım.( Çözüm önerilerini sonraki yazımda yazacağım.)

Anlatmaya çalışacağım çünkü,  önceleri 3 yıl önce tesadüf olarak değerlendirdiğimiz ," bu kadarda olamaz!" dediğimiz bu  kafa ezme,dışlama ve baskı politikasını ,  son 1 yıldır ise; bilinçli olarak yapıldığını  NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜYORUZ!

Anlatmaya çalışacağım çünkü, Rand Corparation ve ABD İlerleme Merkezi'nin "Türkiye'de değişen medya manzaraları " adlı raporu yayımlandığı günden itibaren, Türkiye'de basın ve medyanın kuşatma altında olduğunu sürekli UYARDIK! ( Hatta bu raporlar öncesi)

Türkiye'de sadece AK Parti içerisindeki  basın değil, farklı görüşlerden olup , doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen bütün vatansever basın mensupları HEDEFTEDİR, KUŞATMA ALTINDADIR!

Yazımda sık sık AK Parti içerisindeki basına örnekler versemde bu baskı ve şiddet politikası sadece AK Parti'ye gönül vermiş basın mensuplarına değil, farklı siyasi düşüncede olup fakat Türkiye'nin milli güvenliğini düşünen, anti-emperyalist, ayakları vatan topraklarına basan her basın mensubuna UYGULANMAKTADIR.

Anlatmaya çalışacağım çünkü, bu ülkenin vatanseverleri olarak basın ve medyada ağırlığımızı BİZ BÖYLE  YİTİRDİK! 

Anlatmaya çalışacağım çünkü, Sayın Erdoğan'ın düşmanları sadece dışarıda değil aynı zamanda AK Parti İÇERİSİNDEDİR! 

Anlatmaya çalışacağım çünkü, AK Parti'nin en fazla oy aldığı bazı illerde, AK Parti'yi o illerde temsil eden danışmanlar, siyasiler,  Sayın Erdoğan'ı YASAKLATMIŞTIR! (Ne kadar çalışsakda, didinsekte bu illerde Erdoğan'ın haberlerine yer verdiremiyoruz!  Yer verdirtmiyorlar, İSTEMİYORLAR!)

Basın ve medya konusunda önlem alınmazsa ilk önce biz, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonrada TÜRKİYE HEDEFTEDİR! Kısaca mesele TÜRKİYE MESELESİDİR!

AK Parti teşkilatlarının ve belediyelerin finanse ettiği basında, bol bol ölüm - intihar haberleri ,  belediye başkanlarının haberleri YER ALMAKTADIR.

AK Parti teşkilatlarının ve belediyelerin finanse ettiği basında bir tek Mehmetçik yoktur, bir tek Doğu Akdeniz meselesi yoktur, bir tek  Diyarbakır anneleri yoktur, bir tek Türkiye'ye yönelik tehditler  ve devletimizin bu tehditlere yönelik cevapları yoktur, bir tek Sayın Erdoğan'ın demeçlerine yer veren HABERLER  YOKTUR.

 Kısaca Türkiye'nin yararına hangi haberler varsa hiç birisi YOKTUR!  YASAKTIR! SANSÜR VE BASKI SEBEBİDİR!

Üzücü olan,  AK PARTİ'nin çok oy aldığı bazı illerde Sayın Erdoğan'ın demeçlerini yer vermemek,kendisini yok saymak, artık son derece doğal , son derece olağan, son derece NORMAL OLARAK KARŞILANMAKTADIR!

Ülkesini düşünen basın mensuplarının kafaları hunharca, düşmanca bir şekilde , kafaları GÖSTERE GÖSTERE EZİLMEKTEDİR! Çünkü denetleyende YOKTUR!

Bu illerde Erdoğan'ı ve milli konuları yasaklayan danışman ve siyasiler garip bir şekilde ÖDÜLLENDİRİLMEKTEDİRLER!

Halkın sorunları ile mankenlik mesleğini karıştıranların, hastalık derecesinde billboardlarda boy boy resimleri karşılaştığımızdır! 

Bu baskı ve şiddet politikası öyle bir tehlike noktasına gelmiştir ki; önlem alınmazsa ben dahil bir çok kişi önümüzdeki yılı görebileceğimizden şüpheliyim.

İşin diğer tarafı  3 yıldır sorunların çözülmesi noktasında, görüşmeye çalısakda bu çabalarımız nafiledir. Çünkü bırakın kendimizi dinlettirmeyi , bizlere "Bana ne millilikten ,vatandan, bayraktan, ben cebime giren parayı bilirim!" diyen bazı danışmanlarla karşı karşıyayız! Dahası bu kişilerden ağızlarından KÜFÜRLERLER YAĞMAKTADIR!

Oysa ; Mehmetçiğimiz sınırda çarpışırken, ordumuz ve güvenlik güçlerimiz teröre karşı çarpışırken, Türkiye batıya ve emperyalist güçlere karşı direnirken illerdeki bu saldırganlık ÇOK YAZIKTIR,  ÇOK ÜZÜCÜDÜR!

Bundan sonra , "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır" anlayışıyla çalışmalıyız.

Mücadele sadece sınırlı alanlarda değil her alandadır. Herkesin içerisinde bulunduğu alan vatanımızı temsil etmektedir. 

Bahsettiğim alan;Mehmetçiğimizide kapsamaktadır, ülkemizi düşünen siyasilerimizle, basın ve medya mensubumuz ile, AK Parti içi veya dışı farketmeden her alanı kapsamaktadır.

Herkes kendi alanında bütünlük sağlayıp ülkemizi savunması gerekmektedir!

Yoksa karşımızdaki yapı ne VATAN bırakacaktır, ne bayrak, ne din, nede vatanseverleri sağ bırakacaktır!

Bu ülkenin gerçek Atatürkçüleri, gerçek Ülkücüleri ve gerçek Dindarları olarak farklılıklarımızla birlikte ülkemizi elbirliği ile savunmamız gerekmektedir!