Kitabımız Kur’an’dır

Diğer adı Furkan’dır

Bize gönderdi Allah

La ilahe illallah!

Dolduğumuz, doyduğumuz kitap; Allah’ın kelamı Kur’an. Kur’an kendisini bize tanıtır mı? Evet; tanıtır ve anlatır. Ne güzel anlatır. Gönüllerimize rahmet rahmet düşer, ruhlara nur, dünyamıza sürur, inanana ayakları yere basan ve insancıl, sevgi yüklü bir gururdur!

Kur’an’ın diliyle Kur’an’ı tanımak, okumak ve feyiz almak mı hissemize düşen?

“ikra” ayetinin anlam hazinesi burada mıdır?

Peygamberimize indirilmesindeki hikmet burada mıdır?

Tebliğ sorumluluğu bu yüzden mi, sadra şifadır?

Habibi Kibriya ve insanlığa gıdadır!

Kur’an’ı; Kur’an’la okumak…

Buyurun; kendi diliyle Kur’an’ı tanımaya!

"Ne yüce feyyâzdır O ki, dünyaları uyarmak üzere kulu Muhammed’e hakkı batıldan ayırt eden ( Furkan) Kur’ân’ı indirdi." (Furkan, 25/1)

"O kitap (Kur’ân); onda asla şüphe yoktur. O, muttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir." (Bakara, 2/2)

"Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir." (Vâkı’a, 56/80)

"Muhakkak ki o (Kur’ân), âlemlerin Rabbinin indirmesidir." (Şuarâ, 26/192)

"Hamd olsun Allah’a ki, kulu (Muhammed’e), kendisinde hiçbir (tezat) ve eğrilik bulunmayan kitabı indirdi." (Kehf, 18/1) 

"Hâlâ Kur’ân üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı." (Nisa, 4/82)

"Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur’ân indir­dik." (Zümer, 39/28)

"Şüphesiz bu Kur’ân, en doğru yola iletir; Salih ameller işleyen müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjde­ler." (Isra, 17/9)

"Onu, dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki, katından gelecek şiddetli bir azaba karşı (insanları) uyarmak ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel mükâfat bulunduğunu müjdelemek için." (Kehf, 18/2)

"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uy­mayın. Zira o yollar sizi Allah yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti. "(En’am, 6/153)

 "İşte bu (Kur’ân) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?"(Enbiya, 21/50)

"Doğrusu Kur’ân, sana ve kavmine bir öğüttür, İleride on­dan sorumlu tutulacaksınız. "(Zuhruf, 43/44)

"...İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidâyet ve rahmet geldi...” (En’am, 6/168-169)

"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidâyet ve rahmet gelmiştir." (Yunus, 10/57)

"...(Bu Kur’ân) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve hi­dâyettir." (Yusuf, 12/111)

"Biz bu kitabı, sana sırf hakkında ihtilafa düştükle­ri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidâyet ve rahmet ol­sun diye indirdik" (Nahl, 16/64)

"Ve o (Kur’ân), müminler için gerçekten bir hidâyet rehberi ve rahmettir." (Nemi, 27/97)

"İşte bu ayetler, hikmet dolu Ki­tabın âyetleridir. Güzel davrananlar için bir hidâyet rehberi ve rahmet olmak üzere (indirilmiştir)." (Lokman, 31/1-2)

"Bu (Kur’ân) insanlar için basîret nurları, kesin olarak inanan bir toplum için hidâyet ve rahmettir." (Casiye, 45/20)

Basiret: Görme, idrak etme, bir şeyin iç yüzüne vâkıf olma, sezgi

"...Bu (Kur’ân), Rabbinizden gelen basiretlerdir (kalp gözlerini açan be­yanlardır); inanan bir kavim için hidâyet ve rahmettir." (A’raf, 7/203)

Özetle:

İnsanın idrakini açan, iman eden bir toplum için doğru yola rehberlik eden ve ulaştıran, hikmet dolu, rahmet, uydurulmuş değil Allah’ın kelamı olan, kendinden önce indirilen kitapları da tasdik eden, her şeyi açıklayan, Rabbimizden öğüt, gönüllere şifa, uyaran, müjdeleyen, Arapça indirilmiş… Âlemlerin Rabbinden kulu Muhammed’e kendisinde (tezat) hiçbir eğrilik bulunmayan ve insanlara açıklaması için gönderilmiş, ayetlerinin üzerinde gereği gibi düşünülmesini öğütleyen, tutarsız olmayan, kendisinden sorumlu tutulacağımız, kalplerin gözlerini açan beyan, yüce feyyaz, dünyaları uyarmak, doğruyu, yanlıştan ayırmak için gönderilmiş ilahi kitaptır; Kur’an!

Kur’an’ın feyiz ve bereketiyle kalınız efendim!