Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

KÖTÜLÜĞÜN ŞEFFAFLIĞI - NOLİ ME TENGERE -III

"Her sahtekarın ve her celladın içinde yüce bir idealizmin yaşar. Bunun en açık kanıtı infaz biçimlerinde ortaya çıkar, ki kimse böylesi yüce bir idealizm olmasızın diğeri hiçbir şekilde infaz edemez, boynunu vuramaz, ipe çekemez, bedenine dokunmaz."

"Noli me tengere" bedenime dokunma demek. Hz. İsa'nın sevgilisi Maria Magdelana'ya söylediği sözdür ve sonradan tüm kadın hareketleri insan bedenin dokunulmazlığı kapsamında insan haklarının sloganı olmuştur. Sık sık açıklama yapmak zorunda kalmak yazılarımın kapsamını bozuyor, ama yapacak bir şey yoktur.

Eski HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun 2 Nisan 2021 tarihinde göz altına alınma biçimi ve direnince darp edildiği iddiası geçen hafta gündeme oturdu ve Türkiye'de gözaltı, tutuklama ve infaz biçimleri çok tartışıldı.

Bunu salt bireysel açıdan bir ihlal, hukuki bir ihlal olarak görenlere derim ki, bu coğrafya iktidar erkinin kurdun memesinden süt emerek kardeş katli ile iktidarı koruduğu bir coğrafyadır ve bu durum bireysel değil iktidar ile ilgili bir sorundur ve bu kadar ile yetinildiğine dua edin.

Mark Rylance ve Gana Batarsaikhan'ın baş rollerini oynadığı " Barbarları Beklerken" diye bir filmi var. Eserin Türkçesi de var. Filmde Kızılderili yerlilerin göz altına alınış biçimi anlatılır. Yerliler ele geçince onar yirmişer birbirine bağlanır. Ama ellerinin ortasından ve ağızlarının iki yerinden tel geçirilerek. Böylece infaz memurlarına direnişleri engellenmiş olur. Yine, bazılarının gözüne iki ucu olan kızgın çatal batırılır ki, dünyayı muğlak görüp de kaçmasınlar. Bunlar çok uzak tarih değildir.

Ayrıca jean Paul Belmondo ve Jean Seberg'in oynadığı " Serseri Aşıklar" filminde de sahne çok çarpıcıdır. Bu filmin 1983 yılı Richard Gere ile Valerie Kaprisky'nin oynadığı yeni versiyonu vardır. Ben ilkini öneririm.

Filmde Belmondo göz alTına alınacaktır, polisin çağrısına uymaz ve komser polise "vur onu ama tam karaciğerinden olsun" der . Belmondo Arnavut taşı ile kaplı bir kaldırımda, kara bulutların altında ve sisli bir fecir vakti öylece düşekalır. Cadde boştur ve bir sadece randevuya gelmiş olan sevgilisi onu izlemektedir. Jean Seberg aristokrat biri olduğu için, sakin ve soğukkanlı bir şekilde gazete okumaya devam eder ve sahip çıkmaz ona.

Oysa Gergerlioğlu'na sahip çıkan bir ailesi olduğu açığa çıkıyor.

Jean Seberg - güzelim kardeşim- ABD de rejme muhaliftir ve CİA onu izler, ama gözaltına almaz. Paranoyak olan Seberg hep izlenmekten usanmıştır, her hafta buzdolabı ve diğer eşyalarını değiştirir. Dinlendiğini sanmaktadır. Sonra Paris'e dönmemek üzere gider ve 1979 yılında intihar eder. Türkiye'de Seberg'in anılan film tablolarından oluşan bir sergi açılmıştı sanırım.

Oysa Gergerlioğlu böyle bir paranoyaya bile sürüklenmeden legal yönden gözaltına alındı.

Yöntem basit ve açıktır.

Koray Doğan 12 Mart'ta ODTÜ öğrencisidir. Aranmaktadır ve motorsikleti ile sevgilisini balkondan son bir kez daha görmek için gider. Polis pusudadır ve direnmesine dahi gerek kalmadan vurulur. Komser abi burada "vur ciğerinden olsun" demiş midir bilemem.

Oysa, en azından Gergerlioğlu sağ salim gözaltına alındı: Dua , sabır ve teenni!

Yine 1943 yının sıcak bir temmuz ayında Van'ın Özalp İlçesi, Belen Deresi'nde 33 yoksul köylünün gözaltının ölüm olduğunu biliriz. Kulaklarının dibinde çınlayan engerek çığlığı değil, domdom kurşunu idi.

İbrahim Kaypakkaya Fehmi Altınbilek tarafından Tunceli , Gökçek Köyü Vartinik mezrasında civarında yakaladığında, yalın ayak karda yürütüğü için ayak parmakları kesildi.

George Floyd ve değerlerini hiç yazmıyorum. Bu kadar konfor içinde göz altına alınan Gergerlioğlu'nun Allah'a şükretmesi lazım.

İKİ DENEY:

Tüm bu zora başvurmalar nasıl oluyor ve nasıl oluyor da bir insan savunmasız birine var gücü ile hınçla ve zevkle vurabiliyor.

ABD'de de lise öğrencileri ile bir deney yapılır. Aynı sınıftaki öğrencilerden yarısı gardiyan, yarısı da mahkum yapılır. Bir hapishaneye götürülürler ve gardiyanlara asla şiddet uygulamayın ve sadece elinize verdiğimiz yönetmeliği uygulayın denilir.

Bir hafta sonra, gardiyan öğrenciler mahkum arkadaşlarına kurallara uymadıkları için işkenceye başlamıştı ve deney hemen orada kesilir.

Bir başka deneyde, öğretmenler öğrencilere soru sormak üzere çağrıldı. Denek ve anlaşmalı öğrencilerle öğretmeler arasına bir cam konuldu. Öğretmenlere, öğrenci yanlış cevap verdikçe elektrik vermeleri söylendi.

Öğrencilere ise yanlış cevaplar vermeleri telkin edildi ve her seferinde elektrik verilmiş gibi acı çeker rolü yapmaları söylendi. Öğretmelere ise yanlış cevap verildikçe elektriğin voltajı yükseltebilecekleri tembihlendi.

Sonuçta tüm öğretmenler düşünmeden, ölüm derecesinde voltajı yükselttiler. Bazı öğretmenler 450 volta kadar çıkmış idi. Oysa elektriğin verebileceği acıyı deneyimlemesi için öğretmenlere deney öncesi elektrik şoku da uygulanmış idi. Allahtan aradaki kablo elektrik üretmiyor idi.

BU MEŞHUR MİLGRAM DENEYİDİR.

KENDİSİNE RESMİ VEYA GAYRİRESMİ BİR ÖDEV VEYE GÖREV YÜKLENMİŞ İNSANIN NEDEN BU KADAR VAHŞİ OLABİLECEĞİ HALEN ARAŞTIRMA KONUDUR. GERGERLİOĞLU İSE BU DENEYİN BİR KONU NESNESİDİR. İNGİLİZLER BUNA SUBJECT MATTER DİYORLAR.

Yine uzun olduğu için yarın da "orijinal" infaz biçimlerini yazayım. Osmanlı bu konuda hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar yaratıcı medeniyetlerden biridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar