Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

SES VE SÖZ

ŞULE İÇİN...

Auschwitz toplama kampını gören Hubermas artık şiir yazılamaz demişti. Bu hafif kalan bir nitelemedir. Artık şiir de okunmaz çünkü söz yere düştü. Annesi züklon B gazı ile dolu odaya girerken , eteğinden son kez tuttuğu için nazi subayınca dipçiklenen kırmızı kazaklı kızın son sözü ne olmuştu acaba. Bir söz diyebilmiş miydi. Söz boğazına düğümlenmesin diye dili kamp doktoru Mengele tarafından kesilmiş mi idi acaba. Acaba kesilmese son sözü ne olacaktı. Anne mi diyecekti, gitme mi, hoşçakal mı, bensiz gitme mi, neydi acaba. Son sözü söylemeden söz yere düştü. Soğuk bir mermer üzerine çarparak geri yüzümüze mi vurdu?

Karısı Camille ölürken, onu resmeden Monet’e son sözü ne idi . Son fırça darbesi vurulurken son nefesinde ağzında çıkan ve bir türlü anlaşılmayan son söz ne idi. Seni seviyorum mu, kendine iyi bak, beni unutma, daha çok hava, daha çok güneş mi idi. Son söz söylenmeden yere düşen sözdür.

Ermenekte kömür madeninde boğulan Tezcan Gökçe’nin annesi Ayşe Gökçe; “ benim oğlum yüzme bilmezdi” dedi. Günlerce suyun çıkış yerinde bekledi. Ve sudan çıkan son kabarcık, Tezcan’ın son sözü idi. Acaba neydi bu söz, beni bekleme anne mi dedi, oğlumun dondurma parası sol cebimde idi miydi, neydi acaba yere düşen son söz. Boğulurken nedir son söz bilemiyoruz.

AYŞE GÖKÇE

Akdeniz’in derin sularında can veren aylan bebek ne demişti. Onun kıyılara vuran son sözünün kumsallarında bilmem kaç faktör güneş kremlerini sürenler duyuyorlar mı acaba, Aylan’ın son sözlerini. Yoksa deniz kablumbağaları mı duyuyor, kumsala düşen son sözü.

Yoğun bakımda çocuklarının yüzüne son kez bakan annenin, yutkunarak söyleyemediği ve hıhlayarak boğazından yere düşen son söz ne olabilir. Öylece bakakaldığı bu güzelim dünyaya son kez bakan gözlerden sızan son söz , işte geldik gidiyoruz, hoşçakal kardeşim deniz , elveda kimseye yar olmayan küçük mavi dünya, alacağın olsun, bekleyeceğim seni bir gün sen de murad almadan yuvarlanıp giderken sonsuz uzaya mi diyecekti.

SÖZ YERE DÜŞTÜ MÜ KONUŞAMAZ İNSANLAR. SADECE KULAKLAR METALİK BİR SESLE ASİT CÜMLELERİ KURAN ; HER HER SÖZÜ BASTIRAN TEK BİR SES DUYAR. HER SÖZÜ ORTADAN DELİP GEÇEN VE PARAMPARÇA EDEN BİR SES. SÖZÜN YERE DÜŞTÜĞÜ YERDE, SADECE BİR SES KALIR; SİZİN İÇİN ÖLÜM ÇIĞLIĞI OLAN, MENGELE GİBİ DİLLERİNİZ KOPARIRKEN ETEĞİNİ TUTTUĞUNUZ ANNENİZİ GAZ ODASINA GÖNDEREN, OĞLUNUZU ÖLÜM MADENLERİNE GÖNDEREN, BEBEĞİNİZİ DENİZE SÜREN TEK BİR SES.

Mikelenjelo MUSA heykelini yaptıktan sonra konuş artık dedi. Arkasındaki kerih ve ruhsuz kalabalığın korkunç çığlıkları ve dinmeyen sesler arasında Musa’nın sözü yere düştü. Aynı dekadanlık, aynı filistenlik, aynı bayağılık, aynı vandalizm içinde Mona Liza’nın dudakları büzülü kaldı. Ve bütün bu hunharca sesler arasında sözü yere düşen Van Gogh kendi kulağını kesti. Sesler , bağrışmalar, histeri halinde o “bir ses”in tekrarından ibaret çağrışmalar içinde son sözünü söyleyemeyen Galile Galileo yere baktı. Çiçek meydanında linç duygusu içinde toplanan kalabalığın, korkunç sesleri arasında Guardino Burina’nın kanı yere aktı ve divid kalemi ile kendi kanından söz yazdı.: “Dünya dönüyor”.

Söz size :İncilin ilk ayeti,” önce söz vardı, söz her şeydi, herşey onun ile oldu ve onsuz hiçbir şey olmadı” dır, Bu söze ne oldu; yerini nobran bir kalabalığı sözün üstüne saldırtan bir kişinin sesi aldı. Bu korkunç, bu acımasız, bu affetmez son sözünüzü de yere düşüren bir ses.

MUSANIN DİYEMEDİĞİ İSA’NIN İSE DEDİĞİ İÇİN ÇARMIHA GERİLDİĞİ BU SÖZE NE OLDU. SÖZ YERE DÜŞTÜ VE YERİNİ TEK BİR SES ALDI: HİTLERİN SESİ İDİ O VE TÜM DİKTATÖRLERİN.

Vur emri ile aranırken sevgilisini görmek için sokağa çıkınca , sevgilisinin evinin önünde vurulan ODTÜ'lü KORAY DOĞAN’ın son sözü ne olmuştu acaba? Seni seviyorum mu? Söz burada SEVGİ ise “ onu karaciğerinden vur “ diyen kıdemli komiserin ki ise SESTİR.

Söz sevgi ise, ses bir kurşun çınlamasıdır.

Gözaltında kaybolan Hasan Ocak’ın veya Metin Göztepe’nin, Metin Lokumcu’nun, son sözü nedir? Bilemeyiz ama, amirin sesi mutlaka “ usulüne göre halledin” meseleyi olmuştur.

Ve elbette Rebeze çölünde açlıktan ölen eşkıya Abuzer’in son sözü Maun süresidir. “Kenz haramdir” demiştir mutlaka.

Bilmediğimiz binlerce söz arasında, Hint sarayının inşası için, muhafızların kestiği ağaçlara sarılarak , kendisi de yarıdan kesilen Amirta’nın son sözüdür: katiller. Ve buna karşı duyulan ses ise KESİN’dir.

Bugün derin buzlu sularda bir hürriyet menifestosu gibi yankılana bu Amirta’nın sözüdür .

Tarihin karanlık dehlizlerinde utanç verici bir şekilde yitip giden ve gidecek olan ise sesdir.

MERMER SÜTUNLAR ÜZERİNDE YANKILAN SES'E KARŞI, İNSANLARIN KALPLERİNE KADİFE HARELERLE HAYKIRALIM HEP BİR AĞIZDAN TEK BİR SESE KARŞI, ÇOK SÖZÜMÜZ VAR. DAHA SÖYLENMEDİ AMA SÖYLENECEK.

Önceki ve Sonraki Yazılar