Haydar Yalçınoğlu

Haydar Yalçınoğlu

YASA KRALIN NEFYİDİR -1

Özgürlüğüm olmadığı için

gerçekleri değil,

aklımdan geçenleri yazıyorum.

Son zamanlarda iki olay oldu. Merkez Bankası başkanı görevden alındı ve İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı Kararı ile kaldırıldı. 20 mart 2021 tarih ve 3149 sayılı Resmi Gazete yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi feshedildi. aynı tarihli 2021/ 152 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Merkez Başkanı görevden alındı ve yeni başkan atandı.

Bunlardan ilkinin CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ İKİNCİSİNİN İSE CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKMEK İSTERİM.

Konu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine karşı süre geçtiği için Anayasa'nın 144. maddesine göre bir iptal davası açılmaz. Yani yaslardan bile üstün bir yerdedir. Oysa Cumhurbaşkanı Karalarına karşı idari mahkemede iptal kararı açılabilir.

Hangi kararını "karar" veya "kararname" olduğuna ise karar verecek bir merci bulunmamaktadır. Eğer siz ölümlülere acınıp da, bir yargı hakkı tanınılması uygun ve tasvip görüşmüş ise yüksek iradelerinin bir işlemi "karar" olarak yayınlaması lütfudur. Önemli olan bir ulusun bu lütfa mazhar olup olmamaya layık olup olmadığıdır.

Oysa, sadece yasal açıdan bakılırsa bile burada NORMLARIN PARELELLİĞİ ve İDARİ İŞLEMLERDE YETKİ ilkesinin ortadan kaldırıldığı görülecektir. Bu şu anlama gelir. Bir karar hangi usul ve esaslar ile yürürlüğe konulmuş ise, ancak aynı esas ve usuller ile ortadan kaldırılabilinir.

Merkez Bankası Kanunu'na göre Merkez bankası başkanı 4 yıllık bir süre için atanır. Bu demektir ki, beş yıl boyunca görevden alınamaz. Ancak kendisi istifa eder. Bu kural piyasların istikrarı için konulmuştur. BÖYLE BİR GÖREVDEN ALMA, YÜRÜTMENİN YETKİ AŞIMINA GİRER.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İSE BİR YASA İLE KABUL EDİLMİŞTİR. BÖYLECE ANCAK BİR YASA İLE ORTADAN KALDIRILABİLİR. BUNA DA NORMLARIN PARELELLİĞİ DENİLİR.

İş bu sözleşme 11.05.2011 tarihinde imza edilmiş ve 10.02.2012 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile onanmış ve sonra da Meclis'e sunularak yasa haline gelmiştir. Buradaki usulün de aynı olması gerekir.

Merkez Bankası başkanının görevden alınmaıs ise son derece karmaşık bir duru. Anayasa'nın 104/ 9 maddesine göre CB'nı üst düzey görevlilerinin atama usul ve esaslarını bir Kararname ile düzenler. Bu kararname 3 numaralı kararnamedir. Bu değişiklik buna göre yapılmıştır. Oysa Anayasa'nın 104/ 17 maddesine göre yaslar ile CB Kararnameleri çatışır ise, yaslar uygulanır mealindedir.

MB Yasasının 27 ve 28. maddesine göre yasa ile atanan bir kimsenin "karar " ile görevden alınması Anayasa'nın 104/ 17. maddesine aykırı ise de; bu karar aleyhine AY'nın 148. maddesine göre Anayasa mahkemesi'ne başvurulamayacak ve sadece idari dava açılabilecektir.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine karşı Anayasa Mahkemesi'nde AY'nın 148. maddesine göre iptal davası açılabilecektir. FAKAT MUHALEFET 3. NOLU KARRANAME İÇİN BU BAŞVURU SÜRESİNİ GEÇİRDİĞİ İÇİN ARTIK BU HAKKI BULUNMAMAKTADIR.

Anayasa'nın 104. maddesine göre ise yasa ile düzenlenmiş bir konuda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmayacaktır vesselam.

BEN MUHALEFETE KAKAFONİ YAPMAK YERİNE İYİ HUKUKÇILAR İLE ÇALIŞMALARINI SALIK VERİRİM. BU DURUM FELAKETTİR.

Demirel'e sormuşlar idi, gazete okur musunuz! diye. "Okurum resmi gazeteyi düzenli okurum" demiş idi. Şimdiki muhalefet ise, sadece Resmi Gazete'de foto muhabirliği yapmaktadır. Resmi gazetede foto muhabirliği kadrosu ise yasaya göre sadece körlere verilmiştir.

Hitler'in 1933 de yasa yayınlama yetkisi alması, yasa devleti, "yasacıl devlet", çöküntü devlet ( collapsed state) ve hukuk devletini bilahare yazacağım.

 

Son cümle: ABD para fonları bir yılda 4000 yasa çıkarıldığı için Türkiye'yi yatırım yapılamz buldu. Almanya'da 1933- 1945 arası yasa sayısı 200.000 civarı idi ve bu nedenle yasa devleti bile olmadığı , benim terimim ile "yasacıl" devlet olduğu belirtilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar