İsmail Aydoğmuş

İsmail Aydoğmuş

OZAN CELAL YILMAZ’IN KANSERDEN ÖLEN YUSUF AMCASI’NA AĞITI

Bu yazımda sizlere derlediğim ağıtı naklederken size anlatacağım ağıtın hikâyesini ağıtı yakan ozanın kendi ağzından nakledeceğim.
Değerli ozanımız Divriği’mizin yetiştirdiği, sazıyla, sözüyle, türküleriyle gönüllerimizde yer edinmiş değerli bir insan Höbekli ozan Celal Yılmaz bakın ne anlatıyor.

1950 yılında Sivas Divriği’nin Höbek Köyü’nde baba Hasan anne Güley Yılmaz’dan dünyaya geldim. Sekiz yaşında köyümüzün bilge insanlarından saz çalmayı öğrendim. 12 yaşında ilkokulu bitirdim. Sazı da sözü de insanların dinleyeceği düzeyde çalmaya başladım.

O dönem Almanya’ya işçi olarak gidenler oldu Mehmet Cebeli amca da bir teyple gelmişti. Tabi benim sesimi, türkülerimi kayıt etti. Gayri evden eve köyden köye dinliyor, başka teyplere alıyorlardı. Az zamanda şehirlere İstanbul, Ankara Almanya ya da dağıtıldı. Ben de epey tanınmış oldum.

Bu ara babam ayaklarımda doğuştan meydana gelen şekil bozukluğundan yürümemde sorun olduğundan beni Isparta Eğridir Kemik Hastalıkları Hastanesi’ne götürdü. Orada Ameliyat oldum. Bir müddet sonra eve döndüm. 5 Ay sonra tekrar gitmem gerekti.

Bu arada 42 yaşında altı kardeşin en büyüğü olan Yusuf Amcam

Kanser hastalığı illetine yakalanmıştı. Sivas’ta hastaneye götürdüler. Hastane, doktor, derken sonuç “Yapacak bir şey kalmadı” diyen doktorlar “Köyüne, evine götürün” kararı verdiler. Çaresiz köyüne döndü.

O dönem sene 1962 köylere yol, otobüs, araç yok. Sadece tren vardı, Sivas - Erzincan tarafına gitmek için Höbek’ten üç saat yaya gidip Güneş İstasyonu‘ndan trene binilirdi. Güneş İstasyonu’ndan Höbek Köyü arası zordu, patika yoldu.

Amcalarım yakınlarımız ağaçtan bir salaca yaparak Yusuf Amcamı köye getirdiler.

Gün gün sona yaklaşıyordu. Bu ara ben de tekrar hastaneye gidecektim. Babam “Abim iyi değil” dedi beni komşumuz olan Zülfikar Amca’yla yolladı. Ayrılırken hasta yatan Yusuf amcamın eline vardım. “Allaha ısmarladık” dedim. Amcam da “Sen gelene kadar yaşarsam beni saz çalarak götürün” dedi.

Ne yazık ki ömrü yetişmedi. Ben Isparta’dan döndüğümde Yusuf amcam ruhunu teslim etmişti. Çok üzüldük ağladık. Tabi çaresiz Yılmaz Ailesi olarak kadere boyun eğdik. O an karşılaştığım bu durumdan etkilenerek bir eser yazdım, çalıp söyledim. Yakınlarımız komşularımız dinler, üzülür ağlarlardı. Ruhu şad olsun.” Böyle diyor değerli Ozan Celal Yılmaz.

Yusuf Yılmaz’ın yakaladığı kanser illetinden genç yaşta hakka yürümesi başta eşi Zahide hanımı ve üçü oğlu Veli, Muhammet Abbas kızı Pamuk’u da derin acıya boğmuştu. Bu zamansız ölüm başta akrabalarını ozanımız Celal Yılmaz’ı ve köylülerini de derin yasa boğmuştu.

Höbek Mezarlığında toprağa sırlanan Yusuf Yılmaza bizler de Ruhun Şad olsun diyoruz ve Ozanımızın büyük amcası Yusuf Yılmaz için yazdığı ağıtı paylaşıyoruz.

GÜLDÜN DESEM YALAN OLUR

Bu dünyada gülmedin ki

Güldün desem yalan olur

Bir gün yüzü görmedin ki
Gördün desem yalan olur

 

Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

 

Felek seni bizden çaldı

Yavruların yetim kaldı
Kim derdi ki murat aldı
Aldın desem yalan olur

 

Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

 

Genç yaşında kanser oldun
Yokluk çektin derde daldın
Kuru ekmek sen zor buldun
Buldun desem yalan olur
 

Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

 

Ağla yengem Zahide çok
Acın çoktur tarifi yok
Yüreğine girdi bir ok
Yoktur desem yalan olur


Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

 

Gözyaşımı tutamadım
Mendillere katamadım
Yataklarda yatamadım
Yattım desem yalan olur

 

Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

 

Yusuf amcam saz istedi
Mezarında söz istedi
Sanma CELAL naz istedi
Çaldım desem yalan olur

 

Amcam amcam canım amcam

Sızlıyor sol yanım amcam

CELAL YILMAZ

Kaynak Kişi: Celal Yılmaz.
1950 Sivas Divriği Höbek doğumlu Hasan ve Gülay Yılmaz’ın tek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. 5 plak 13 kaset 1 CD albüm toplam 300 besteli eseri bulunmaktadır.

Arife hanımla evli Mustafa, Nurgül, Hasan isimlerinde üç çocukları bulunmaktadır. Avcılar Parseller de Müzik dershanesi ile müziğe olan katkılarını sürdürmektedir. Oğlu Mustafa da Kıvırcık Ali (Ali Özütemiz) ile 15 yıl grup olarak müzik yaptı. Makina Mühendisliği ve Avukatlığı okuyarak yeni mesleğine kavuştuğu için müziği hobi olarak yapmaktadır. Hasan ise babasıyla kendi Müzik evin de eğitim vermekte, Üniversite de müzik dersi vermektedir. Sağlık mutluluk ve başarılarının devamını diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar