ÜLKEMİZİN SABUN DİYE BİR DEĞERİ VAR-6

Şimdi gelelim Halep sabuncularına.

Halep sabunu dünyada bilinen adı Aleppo Soap..

Dünyada en çok ün yapmış iki sabundan biri. Diğeri Fransızların Marsilya sabunu.

Bildiğimiz üzere Suriye, uzun bir süre Fransız sömürgesi olarak kalıyor. Zannedersem de Marsilya sabunu denilen sabun da buradan gitme.

Çünkü Avrupalılar oradan buradan bulduklarını sahiplenmeyi çok seviyorlar. Çünkü bu sabunların yapım teknikleri hemen hemen aynı. Sadece Fransızlar bu işi makineleştirmişler.

Bildiğimiz üzere Suriye'de yıllardır süren bir iç savaş var. Halep savaştan önce önemli bir şehirdi, hatta yüzlerce yıl İstanbul'dan sonra Halep dünyanın önemli bir ticaret merkeziydi. Arkasında binlerce yıllık bir kültür birikimi var.

İşte bu binlerce yıllık kültür birikimlerinden biri de sabun. Savaştan sonra Halep'in sabuncuları kendilerine bir yer arıyor. Çünkü uzun yıllara dayana bir birikimleri var. Müşterileri var.. Dünyada önemli bir pazarları var. Bir kısmı Fransa'ya Marsilya'ya gidiyor.. Ama daha bir çoğu çok yakına.. Sadece 120 km uzaklarındaki Nizip'e geliyor. Çünkü bölgede zeytincilik var, prina fabrikaları var ve de en önemlisi eskiden kalma kapanmış bir çok sabunhane var.

İşte bu sabuncular da Nizip'e Antep'e geliyor ve fabrikalarını kuruyorlar. Ülkemizde hala bu sabunlar bilinmiyor ve de piyasada bulmanız neredeyse imkansız. İnternette bir kaç yer satıyor, ama inanılmaz fahiş fiyatlara.

Bu sabuncular üretimlerine devam ediyorlar ve ürünlerinin neredeyse tamamını yurt dışına gönderiyorlar. Avrupa, Amerika Kanada gibi ülkelerde bu sabunların önemli alıcıları varmış. Varmış diyorum, çünkü bu firmaların sahipleriyle konuştuğumda ürünlerini Japonya, Kanada dahil bir çok ülkeye ihraç ettiklerini söylediler.

Böylesine bir değer artık ülkemizde ama bizim haberimiz yok. Ne garip değil mi...

Biz Suriyeli düşmanlığı yapmaya devam edelim.

Oysa, 100 yıl önce biz aynı ülkenin insanlarıydık ki, öncesi bir de 500 yılı var. Neyse bunlar ayrı bir konu.

İşte böylesine bir değer artık ülkemiz sınırlarında. Halep sabunu prina ve defne yağıyla, yine Nizip sabunlarında olduğu gibi günlerce kaynatma yöntemi ve yere serilip bir kaç gün kurutulup kesilmesi ve sonrasında 6-7 ay güneş almayan havadar bir yerde kubbe şeklinde aralıklı dizilerek kurutma şeklinde üretiliyor.

En büyük özelliği kuruduktan sonra dışının kahverenginin tonlarını alması ama içinin hala yeşil kalması. Kokusu da prina ve defne yağının karışımı, hatta daha çok prina yağının yoğun kokusu. Bir çok insan sevmeyebilir ama ben bu kokuyu çok sevdim.. Hamamda da denedim. Hamamda çok daha fazla köpüren ve çok daha yoğun kokan bir hal alıyor. Gelelim gezdiğim, gördüğüm Halep sabuncularına.

İlk önce Gaziantep'te bir Halep sabuncusuna uğradım. SİTESİNE TIKLA

Taiba Sabun.. Bir kere şunu söyleyeyim Halep'li sabuncularda çok hoş karşılandım. Türkçeyi çok az bilmelerine rağmen güzel anlaştık. Derdimi anlattım, dinlediler bir sürü sabun çıkarttılar, hepsini bana vermeye çalıştılar. Ama ben sadece içlerinden birer ikişer seçerek numune gibi aldım. Onlar da kokulu, killi vs türden sabunlar yapmışlar, ama her zaman hepsinde mutlaka geleneksel sabunları da yanlarında vardı...

Bu sabunlar onların ürettiği sabunlar.. Ortada kahverengi sabunları killi sabun, altındaki iki tanesi 5% defne yağ oranlı geleneksel Halep sabunları. Diğerleri de kokulu sabunları. Lavantasından amberine değişik kokulu sabunları da var. Yalnız bu kokular da ülkemizde pek alıştığımız kokulardan değil. Biraz ağır kokular. Gaziantep'te bulabildiğim sadece bu Halep sabuncusu vardı. Sanırım daha da var ama ben bilmiyorum. Ülkemizde böyle ne kadar Halep sabuncusu var öğrenmek lazım.

Buradan sonra Nizip'te üç tanesine daha gittim.

SİTESİNE TIKLA

Bir tanesi bunlar; hatta diğer bir tanesi de bunların amca çocukları. Birisinin markası Al Shabba, diğerlerinin El Barakat Halebi...

Bu iki firma da yine geleneksel sabunlarının yanında, kokulu sabunlar da üretiyorlar. Kokululardan almadım. Geleneksek sabunlarından aldım.

Al Shabba sabunların üzerlerine defne yağ oranlarını da yazmış. Ortadaki sade prina yağından. Diğerleri defne yağ katkılı. %5 ile 40% arasında sabunları var. Firma sahibiyle konuşma şansım oldu. Kendisi çok düzgün Türkçe konuşuyor, yabancı olduğunu anlamanız mümkün değil. Gaziantep'te oturuyormuş hatta Mersin'de de evi varmış. Biraz Mersin muhabbeti de yaptık. Bana çok ilginç bir şey söyledi.. Defne yağını Silifke'den alıyormuş.

 

Bu firmada ise doğru dürüst Türkçe bilen biri olmadığı için pek konuşma imkanımız olmadı. En soldaki sabunları 40%, ortadaki 5% ve en sağdaki de1% oranında defne yağı olan bir sabun.

En son da Nacaroğlu diye bir firmaya uğradım. SİTESİNE TIKLA

Firma sahibi İngiltere'de okumuş inşaat mühendisi birisi. İngilizce konuştuk, Türkçe neredeyse hiç bilmiyor. Bu iş kendisine dedesinden kalmış. Bütün dünyaya sabun sattığını söyledi. Özellikle Amerika ve Kanada'ya gönderiyormuş. Avrupa'da da bir çok müşterisi varmış.

Bu firmanın ürünlerinden bir kaç tanesini bir ara internetten bulmuştum ama artık hiç yok. İstanbul'da Eminönü (Sabuncu Mustafa ) ve Mercan yokuşunda (Troy Sabun) iki tane sabuncu dükkanı var. Bazı ürünleri burada da bulmak mümkün ama buradaki ürünler biraz alt kademe ürünler. Mesela bir 30% defne oranlı Halep sabunu bulmak imkansız.

Bir de Fatih civarlarında Suriye'lilerin alış veriş yaptığı Malta pazarı civarlarında bir kaç aktar var, oradan da bulabilirsiniz hatta çok daha ucuza ama burada da çok kalitelilerinden bulmanız imkansız. Ama şunu söyleyeyim en kötü sabunları bile bence güzel.

 

Nacaroğlu firmasının sabunlarının hemen hemen hepsi bunlar. İnternet sitesinde de görebilirsiniz.

Çok ilginçtir bir tane de Marsilya sabunu üretmişler. Önde ortada küp şeklinde duran. Marsilya sabunlarının hepsi bu şekilde ve de çok büyükler.

Bu firma çok güzel paketlemeler yapmış. Geleneksel sabunlarından 100% zeytinyağlı, 4%, 12%,16%,30% defne yağ oranlı sabunları var.

Killi, ölüdeniz çamurlu, aloevera ve çörek otu yağlı sabunlarında da parfüm yok. Diğerleri parfümlü sabunlar.

Yalnız bir tanesi çok özel Ud parfümlü olanı. Bunun tamamen doğal Ud ağacından elde edilen bir koku olduğunu söyledi. İnternette bu ağacı araştırdım ve karşıma çok ilginç bilgiler çıktı. Bu ağaç Malezya'da bulunan bir ağaç ve gövdesinden bu koku elde ediliyor. Tamamen doğal bir parfüm yani. Ve bu parfüm kahve gibi dünyanın en eski ticaret ürünlerinden biri. Sabunlarının çoğunda bu tip doğal parfümler kullandıklarını söyledi. Bu işi çok iyi bildikleri ortada.

Sabunlarını tek tek deneyeceğim. Klasik olanlardan bir kaç tanesini denedim, hepsi de harikalar.

Bu Halep sabunu konusu başlı başına ayrı bir yazı konusu. Şu an bilgim çok kapsamlı değil. Ama bu konuyu elimden geldiğince daha derin araştırmak istiyorum.

Son olarak şunu söyleyeyim. Halepliler bizim sabuncuların çok önünde. Bir kere değerlerinin farkındalar, yapım incelikleri hariç, içeriklerini açıkça söylüyorlar ve ürünlerinin içerikleri konusunda da çok dürüstler.

Bu ürünlerin ülkemizde tanınması ve de kullanılması gerekiyor. İnşallah iç pazara da girerler. Artık böylesine bir değer de ülkemizin sınırları içerisinde. Haberiniz olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar