Allah münafıkların elini ayağını mutlaka dolaştırıyor.

Bebeto'nun siyasette işi bitmiştir. Zeki biri zannederdim, meğer kabiliyeti basit bir hesap makinesi kadarmış.

İşte yanarım yanarım, böyle adamlara memleketi teslim ettiğimize yanarım.

Lakin bir yandan da sevinirim. Bu tipler bir şekilde ayıklanıp...

Milliyetçi, muhafazakar, mütedeyyin kesimden oy tırtıklamanın hesabını yapanlar tarafından davul zurna ile karşılanıyor.

Düşünün, adam sabah Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığına imza atıyor...

Akşam ise CHP, Saadetliler ile Abdullah Gül'ün adaylığı için pazarlık yapıyor.

Utanmıyor, Kılıçdaroğlu ve Akşener'e ne denli kullanılmaya müsait olduğunu ispatlamak için "ben bu işin göbeğindeydim" diyor.

"Dönekler ve hainlerin kıymeti zafere kadardır".

Size bu şekilde bir ton hain sayabilirim...

"Hain" dediysem, illa Damat Ferit gibi olması gerekmiyor.

Kendi siyasi ikbali için dolaplar çevirenler...

Misal ilk aklıma gelen Ethem Menderes, soyadını verdiği başvekil Adnan Bey'den darbeyi saklamıştı.

Dışarıdan bir misal verelim: İran'da Şahı devirmek için Humeyni ile işbirliği yapan komunistler; iş bittiği anda kapının önüne kondular.

Cengiz Han'ın, "size bir şey yapmayacağız" deyip savaşmadan teslim olanlar için devamlı anlatılan o meşhur hikaye ise konumuza "cuk" oturuyor.

Fatih'e ihanet ettiğine zerre inanmıyorum ya... 

Çandarlı'nın İstanbul kuşatılmasın diye, Bizansla işbirliği yapmasından dolayı boynunun vurulduğu iddia edilir.

İttihat ve Terakki içinde ise Cemal Paşa'yı hiç içime sindiremem. Neyden kimden bahsettiğimi bilenler bilir. Atatürk'e yaranmak için yazdığı mektuplar benim için fecaat.

"Fırıldak Kubi"den bahsedip zaten sayfamı kirletmem!

Hasılı, adam satmak, davaya ihanet, aklı olanın affedebileceği bir husus değildir.

Her şey unutulur ihanet unutulmaz.