HDP Mİ, İYİ PARTİ Mİ TÜRKİYE'NİN KADERİNİ BELİRLEYECEK?

HDP'nin PKK'nın siyasi uzantısı olduğuna dair itiraz edecek var mıdır?

Sanmıyorum.

Peki CHP'nin HDP'ye koltuk çıktığına ve siyasi ömrünü uzattığına itirazı olan var mıdır?

Varsa size hemen 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Ş.Pavey ile S.Demirtaş'ın "çak" yaparak "Birlikte nasıl salladık?" demelerini hatırlatırım.

Bu CHP ile HDPKK'nın birlikteliklerinin ilk resmi itirafıydı.

Haziran 2015'i kursaklarında bırakan ise 1 Kasım seçimleri oldu...

Baktılar ki her şey aleyhlerine gelişiyor; "Siz bize dışardan destek verin, devirince işimize bakarız" taktiğine geçtiler.

Ancak böyle olursa ittifaktaki İYİ Parti'yi kurtarabileceklerini düşündüler.

Şu anda TBMM'ne HDP vekilleri ile alakalı fezleke yağıyor. 

CHP'nin ne diyeceği belli, lakin herkes İYİ Parti'nin ne diyeceği merak ediyor.

Bekletmediler. "Evet" diyeceklerini göğüslerini gere gere haykırdılar.

Muhafazakar, mütedeyyin kanatta bir rahatlama bir rahatlama ki sormayın...

Onlar da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde oyların partiye değil kişiye verildiğini...

 "Evet" veya "Hayır" denmesinin bir manası olmadığını unuttular.

HDP vekilleri şu anda zaten etkisiz eleman...
    
Millet İttifakı'nı ayakta tutanın...

Kürt oyları olduğunu, bunun da yolunun HDP'den geçtiğini...

İlişkinin pazarlığa tabi olduğunu...

Bu pazarlığın kırk senedir devletleşmenin ilk adımı olan federasyon/özerklikten geçtiğini sağır sultan bile biliyor...

Ak Parti Açılım Süreci boyunca bir yandan İha, Siha, silah, mühimmat, kalekollar inşa ederken oyalama taktiğini oldukça başarı ile yürüttü...

Hatta hatırlarsanız, içimizden bazı şerefsizler çıkıp PKK'nın sınır dışına çıkışlarına "Nereye gidiyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti sizi aldatıyor" diye cümleler bile kurdu.

Ardından PKK ile mücadele başlayınca HDP'yi CHP kaptı.

CHP bu ilişkiyi hangi şartlarda yürütüyor?

Birlikte anayasa yapmaya bile soyunduklarına göre, ortak payda sadece Erdoğan'ı devirmek olmasa gerek...

Bu ilişki ortaya konulduğunda tek bir argümanla  mukabele ediliyor:

"Apo'nun mektubunu yayınlatanlar ve Osman Öcalan'ı TV'lere çıkaranlar bize martaval okumasınlar"...

Aslında Apo'ya ulaşsalar dünden kapacaklar ya...

Lazım oldukça devlet, yakalandığı günden beri muhteremi zaten kullanıyordu.

Kullanmayı seçim için de kim akıl ettiyse tebrik(!) ediyorum. 

Bu Ak Parti'ye hem İstanbul ve Ankara'ya mâl oldu.

Bu arada...

Basında nedense pek ilgi görmeyen Tansu Çiller röportajını kim yaptıysa onları da tebrik ediyorum.

Çiller yirmi beş sene sonra öyle şeyler ifşa etti ki, kafamızdaki bir çok soruya yeşil ışık yaktı.

Hatırlıyorum; o günlerde Şam'da bir otelde, asansörde Apo'nun devlet görevlileri ile karşılaştıkları...

"N'apalım?"diye Ankara'dan cevap beklenirken birden ortadan kaybolduğu haberleri ortada dolaşıyordu...

Çiller, "Biz Apo'yu tam enselemiştik ki, birileri kaçmasını sağladı" diyerek yıllar sonra dedikoduyu hakikate intikal ettirdi.

Umarım o şerefsizleri bir yerlere not etmiştir...

Çünkü Çiller hem içerideki hainleri deşifre etti, hem de yıllar sonra "bize bunu niye verdiler, anlamadık..." diyen Ecevit'in manipülasyonunu ortaya serdi.

"Başbakanlık yapan birisinin, kendisinin saf yerine konulacağını bile bile ne için verdiklerini bilemediğini ifşa etmesine" o gün de inanmamıştım, bugün de aynı düşüncedeyim.

İddiam elbette komplo teorisi gibi algılanacak...

Lakin Apo o günlerde Suriye'den çıkıp, Rusya, İtalya, Kenya arasında mekik dokurken canını kurtarmasının yegane yolunun Coni kanalı ile Türkiye'ye teslim olmak olduğunu çok iyi biliyordu.

Şimdi en başta sorduğumuz soruyu tekrar hatırlayalım:

"HDP,  PKK'nın siyasi şubesi mi?"

Ve esas soruyu soralım:

"Demirtaş terörist mi?"

Masumiyet Karinesini gözardı etmiyorum.

O zaman ortada Demirtaş diye bir figür de yoktu...

Lakin bu soruyu D.Baykal'a Kaset Kumpası'ndan önce sorsaydım; Türkiye'nin yüzde doksanbeşi tereddütsüz "evet" derdi.

Şimdi mi?

Yüzde yetmiş ancak...

Maalesef Türk siyaseti HDP'ye teslim olmuş vaziyette...

Bu durumda İYİ Parti sadece Türk siyasetinin değil; Türk Milleti'nin de kaderine hükmetmeye başladı.

Bu öyle bir kader ki, "Erdoğan nefreti mi; yoksa Türk milleti mi ağır basacak?" her şeyi bu karar belirleyecek!

MHP'yi ele geçiremeyince, varlığını Erdoğan nefretine borçlu İYİ'ciler CHP ile ittifaka devam ettikleri sürece HDP'ye can suyu olmaya devam mı edecekler?

Kulağının üstüne yatıp...

"Bizim HDP ile ilişkimiz yok, onu CHP'ye sorun" demeye devam mı edecekler?

Yoksa bizleri salak yerine koymaya devam mı edecekler?

Not 1: Prof.Ümit Özdağ İYİ Parti'den giderken"Feto iltisakı" ile ilgili lafları kavgada bile söylenmez.

İddia ediyorum: "Yüz surat Hacı Murat!" duymazdan gelecekler...

Önceki ve Sonraki Yazılar