KURTARSA MIYDIK, KURTARMASA MIYDIK?

Şimdi diyorlar ki; neden rehin alınan askerlerin, polislerin ailelerinin dertleriyle ilgilenmediniz; neden rehineleri kurtarmak için girişimde bulunmadınız?

Bizim bildiğimiz bu hususda devlet, 1996'da ve 2013' de iki kez PKK ile muhatap olmak zorunda kaldı. İkisinde de iki yüzlü siyasetten boyunun ölçüsünü aldı.

Genelkurmay ile Erbakan arasında krize sebep olan..
Daha doğrusu Genelkurmayın iktidarları sopalamayı marifet saydığı o günlerde...

Fethullah Erbaş'ın heyet başkanlığını yaptığı rehine kurtarma operasyonu toplumu adeta kabak gibi ikiye bölmüştü.

Bugün gibi hatırlıyorum, bir kesim, " Evlatlarımızın kurtarılması her şeye değer" derken...

Genelkurmayın araçsallaştırdığı diğer kesim, "devletin acziyet içinde gösterildiği ve itibarının ayaklar altına alındığından" söz ediyordu.

Çünkü yapılan pazarlıkta PKK rehineleri törenle serbest bırakacağı, bu törene ailelerin katılımının zorunlu olduğunu şart koşmuştu. 

El mahkum kabul ettiler. Aileler ile birlikte teslimata davet edilen Amerikan askerleri de gözlemci sıfatıyla katıldı.

Ağaçlar altında, PKK paçavraları ile donatılan bir alanda...

Matbu teslim belgeleri hazırlanmış, Pkk devlet imiş gibi kendini meşrulaştırmaya çalışıyor...

Teslimat belgesine teslim alanın T.C devleti adına teslim aldığı ibaresi düşürülmeye çalışılıyordu.

Murat Karayılan bu şovu kaçırmak istemeyen uluslararası basının önünde propaganda konuşmasını yaptı...

Konuşmayı görmedim, lakin ne kadar sulhperver ve merhametli olduklarını metne mutlaka eklemiş olmalı...

Sekiz vatan evladı işte böyle özgürlüklerine kavuştu.

İkinci teslimat 2013 senesinin Mart ayında...

Onda da yedi asker için pazarlık yapıldı. Tam da Açılım başlangıcında gerçekleşen teslimatta...

Devletin rehinelere karşı her türlü tavizi verdiği...

Erdoğan'ın iktidarını korumak için rehineleri aracı kıldığını...

Sıkı durun; İmralı'daki şerefsizin iktidarın eş başkanı olduğu ve ülkeyi birlikte yönettiklerinden" bile söz ettiler.

Şimdi Kılıçdaroğlu utanmadan sonuç üstünden yürüyüp "Beş altı senedir örgütün elindeydiler, bunlar için ne yaptınız?" diye soruyor.

Aklınca kurtarma operasyonunun başarısızlığına bakıp "bunları sen öldürdün Erdoğan!" demeye getiriyor.

Hdp vekillerinden bazıları ne diyor; "Aileler bize geldiler, biz barış dedikçe onlar saldırdılar"...

PKK'nın siyasi uzantısı partiden medet umacaksak vay halimize!

Onların derdi hakikaten evlatlarımızı kurtarmak olsa devletle örgütü muhatap etmeye kalkarlar mıydı?

Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı devirmek adına HDP basın sözcülüğüne soyunmuş..

Artık açıkça söylüyorum. Bu ülkenin güvenlik meselesi haline gelmiştir.

HDP mutlaka kapatılmalı, ama muhalefet yapmak adına milli güvenlik konularında gözü kara toplumu kışkırtanlar da yargılanmalı...

HDP bu ülkede kendine koltuk çıkan olmasa; PKK o infaz emrini verebilir miydi?

Kurtarma operasyonu iktidara yaramasın mantığıyla aslan gibi evlatlarımızı katlettiler.

Şerefsizler!

Önceki ve Sonraki Yazılar