25 Ocak 2021 tarihinden itibaren Yunanistan ile istikşafi görüşmeler tekrar başlıyor. 

"İstikşafi" keşfetmekten gelen, ön çalışma manasında bir tanımlama...

Meselelerin tespiti,  iddiaların masaya sürüldüğü görüşmeler.

"Görüşme" dediysek, buradan herhangi bir sonuç çıkacak değil. 

2002-2016'ya kadar altmış görüşme yapılmış, kimin haberi oldu?

"Dostlar alışverişte görsün" hesabı, altmışbirinciden de bir sonuç çıkacağına inanılmıyor.

Türkiye "gel görüşelim" diyerek, masanın dağılmasından sonra yapacağı vuruşlara meşruiyet oluşturacak altyapıyı hazırlarken...

Yunanistan masadan kaçan taraf olmamak ve Doğu Akdeniz'de kendine meşruiyet oluşturmak için görüşmelere iştirak ediyor.

Her iki tarafın da kırmızı çizgileri net.

Türkiye artık herkesin yakinen bildiği...

"Karasuları, Kıta Sahanlığı, Fır Hattı, MEB" ...

"Adaların Silahlandırılması, Kayalıklar Meselesi, Avcılık, Deniz Ticareti" konusunda haklarından taviz verecek durumda değil. Hepsi hayati konular!.

Yunanistan ise kapağı AB'ye attığından kaçak güreşmeye devam...

Kimse kesinlikle endişe etmesin.

Dördüncü sondaj gemisinin alınmasının planlandığı bir ortamda Türkiye'nin bu görüşmelerde geri adım atacağı yok.

ABD'de Biden'in iktidara gelmesi de, Yunanistan'ın silahlanmasını üç katına çıkarması da bir anlam ifade etmiyor.
 
Türkiye 15 Temmuz'da bağımsızlığını ilan etmiş...
 
Paradigma değişmiş... 

İhtiyacı kalmadığı halde AB'yi stepneye alarak rotayı Asya'ya doğru kırmıştır. 

Artık tavizi biz değil muhataplarımız düşünmeli...

Her geçen gün gelişen, büyüyen TSK ve Türk Donanmasının gücü bellidir. 

Hepsine yeter.

Yunanistan bizim haricimizde kiminle anlaşırsa anlaşsın; Doğu Akdeniz'de mevcudiyeti yoktur. 
Burada MEB oluşturacak toprağı bulunmamaktadır.

Olaylar bu boyutta ilerler ve masa yıkılırsa...

Türkiye'nin ilk yapacağı atak...

Yunanistan'a Lozan ve  Paris Antlaşmalarından adaların silahsızlandırılmasına yönelik vereceği nota olacaktır.

O nota önünde sonunda verilecektir.

O güne her an hazır olmak durumandayız.