Güneş Gürseler

Güneş Gürseler

SU BARIŞI -4

  KARŞILIKLI GÜVEN VE İŞBİRLİĞİ ANLAYIŞI

Ortadoğu için ortak politika önerilerini su sorununa ve çevresel sorunlara dayandırarak genişletmek mümkündür. Ancak bütün bu ortak politikaların geçerli olabilmesi için karşılıklı güven anlayışının benimsenmesi ve geleceğin ortak olduğunun kabulü gerekir. Gelecek mutlulukta da mutsuzlukta da ortaktır. Bütün Ortadoğu susuz iken bir Ortadoğu ülkesinin su bolluğu içinde olması, açlık her tarafa yayılmışken bir ülkede bolluk yaşanmasının sürekli kılınması, mümkün değildir. Hepimizi ortak bir tehlike bekliyor. Bunu önlemenin tek yolu bugünden ortak çözümler üretmek ve yaşama geçirmektir.

Bunun İçin suyu Ortadoğu'da bir güç kaynağı olarak görmeden, paylaşım kavgası yapılacak bir mal olarak görmeden karşılıklı güven ve işbirliği anlayışıyla "Barış Suyu”nu değil “SU BARIŞI”nı gerçekleştirmek zorundayız:

ÖNERİ:

ORTADOĞU SU BARIŞI SÜRECİ

Bütün bu ortak politikaları başlatacak kararı verebilmek için suyu Ortadoğu'da geleceğin Ortadoğu Ortak Pazarı"nın ortak çıkış noktası olarak görmek gerekir. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun oluşmasında 19.Yüzyılda kömürün yaptığı katkıyı günümüzde Ortaoğu'da su yapabilir. (Hupe, The Peace Pipe Line)

Yaklaşık bir yıldır dile getirdiğimiz bu anlayışın giderek benimsendiğini görmekten mutluyuz.

Önce, Türkiye’de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ortak tarım politikaları gereğini yerine getirmiştir. Ardından İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres, suyun Ortadoğu Ortak Pazarı'nı oluşturacak güç olduğunu açıklamıştır. Ayrıca Suriye'nin gelişmeleri ilgi ile izlediğini biliyorum.

Birinci Aşama

Öncelikle, bölge ülkeleri arasında hazırlık görüşmeleri tamamlandıktan sonra bir SU ZİRVESİ toplanmasını öneriyorum. Bu zirveye Ortadoğu ülkelerinin devlet başkanları ve onların verecekleri karar doğrultusunda uluslararası kuruluşlar ya da başka devletler katılabilmelidir.

Bu zirve, başlatılan Su Barışı Süreci'nin temel ilkelerini oluşturup bunlara ilişkin kararlar vermeli ve zirve bu ilkeler doğrultusunda Ortadoğu'da suyun barışın ana unsuru olduğunu ilan edip, Su Barışı Süreci'nin başlatıldığını, bundan, sonraki süreçte Su Barışını gerçekleştirecek politikaların birlikle uygulamaya konulacağına karar vermelidir.

Su Zirvesinde bir Sürekli Komite oluşturularak bu komiteye kararların uygulanmasını sağlama, ortak politikaları geliştirme ve yürütme organı gibi çalışma yetkisi verilmelidir.

Su Zirvesinde ayrıca Hakemler Kurulu oluşturularak uygulamada çıkabilecek sorunlarda çözüm yetkisi verilmelidir.

Su Zirvesinde, Su Barışı’na esas olmak üzere alınacak ilke kararları:

  1. Su Tasarrufu

  2. Gerçekçi Paylaşım

  3. Verimli Kullanım

  4. Nicelik ve Niteliğin Korunması olmalıdır.

İkinci Aşama

Su Zirvesi ilke kararlarını alıp, Sürekli Komite ve Hakemler Kurulu’nu belirleyerek Su Barışı aşamasını başlatmış olmaktadır. Su Barışı ortak politikaların uygulamaya konulduğu, bunlara uygun yatırımların yapıldığı bir dönemdir. Bu dönemde uygulanacak politikalar:

  1. NÜFUS ARTIŞININ DURDURULMASI,

  2. ORTAK ÇEVRE POLİTİKASI,

a. Su savurganlığının sınırlanması,

b. En uygun tekniklerin en etkin şekilde kullanılması,

c. Geri kazanım kapasitesinin arttırılması.

3. ORTAK TARIM POLİTİKALARI VE BUNA BAĞLI SULAMA PROGRAMLARI.

  1. ORTAK ENERJİ POLİTİKASI.

  2. ÇARPİK KENTLEŞME VE DÜZENSİZ SANAYİLEŞMENİN ÖNLENMESİ.

Üçüncü Aşama

İkinci aşama olan Su Barışı sağlanıp ortak politikalar uygulamaya konuldukça ve ortak yatırımlar yapılıp, ortak kararlar alındıkça bu işbirliği anlayışı ortak bir güvenlik örgütünü, ortak pazar ilişkisini içine alacak bir bölgesel ekonomik işbirliğini ortaya
çıkaracaktır.

Bu şekilde Su Barışı sürecinin ikinci aşaması devam ederken işbirliği anlayışının gelişme hızına bağlı ve bu gelişimle paralel olarak üçüncü aşama olan Ortadoğu Güvenlik ve Ekonomik İşbirliği Örgütü kurulacaktır.

SONUÇ:

Bütün bu söylediklerim bir ütopya olarak görülebilir ve beni ütopyacı olmakta suçlayabilirsiniz. Bugün yaşadığımız sorunları çevresel kaygılarla açıklayanlar ve gezegenimizdeki asıl değişimin çevre bozulması olduğunu söyleyenler de böyle değerlendiriliyor. Bilim adamları "Ozon tabakası delindi.", "Kutuplar eriyor, iklimler değişiyor." derken görmediğimiz için onları da önemsemiyoruz. Oysa adım adım kötü bir sona doğru gidiyoruz.

Ortadoğu'da da 21.Yüzyılın hemen başlarında yaşanacağını bildiğimiz susuzluğu önlemenin tek yolu, elimizdeki suyu Ortadoğu halkları olarak birlikte, tasarruflu ve verimli kullanmaktır. Böyle bir birliktelik, Ortadoğu'da kalıcı barışı da gerçekleştirecektir. Ben bu inançtayım. Bu inançta olanların da artmasını diliyorum.

Ortadoğu’da suyu savaş nedeni olarak değerlendirmeyi terk etmeliyiz. Ütopyacılıkla suçlanmak pahasına suyu barış nedeni yapabilmeyi sağlamak, bugünkü ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluk taşıyan her bireyin görevi olmalı.

Su Barışının gerçekleşeceğine inanıyorum. Çünkü, gelecekte, ne olacağı bugün bizim kafalarımızda ne olduğuna sıkı sıkıya bağlıdır.

Gidebileceğimiz Başka bir Dünya Yok.

Elimizde olanı korumak zorundayız. 15.1.1993  

Önceki ve Sonraki Yazılar